Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde sigorta primlerinin gerçek maaş üzerinden ödenmesini ve kötü çıkan yemeklerin iyileştirilmesini istediği için iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarını istemiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin mazeretsiz devamsızlık yapması üzerine haklı sebeple feshedildiğini beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı nedenle feshedildiğinin ispat edilemediği gerekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatı alacağı taleplerinin kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Kararı kanuni süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir....
Taraflar arasında davacının iş sözleşmesinin belirli süreli olup olmadığı, davacının iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedilip edilmediği,davalı MTA'nın sorumluluğu konularında uyuşmazlık bulunmaktadır. Davacının alt işveren şirket işçisi olarak asıl işveren MTA bünyesinde depo görevlisi olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin haklı ya da geçerli nedenle feshedildiğinin davalı tarafça ispatlanamadığı anlaşılmıştır....
Aksi halde iş sözleşmesinin ikale ile sona erdirildiğinden söz edilemez. Dosyanın içeriğine göre taraflar arasında 21.12.2011 tarihinde iş sözleşmesinin anlaşarak sona erdirilmesine ilişkin ikale sözleşmesinin yapıldığı, iş sözleşmesinin anılan ikale uyarınca sona erdirildiği, sözkonusu ikalede davacıya ek menfaat sağlandığı anlaşılmaktadır. Aynı iş yerinde diğer işçilerin açtığı davalarda ikaleye değer verilerek işe iade isteminin reddine dair kararlar dairemizce benimsenerek onanmış, bu durum bu karar bakımından da güçlü delil oluşturmuştur. İkalenin geçerli olduğu kabul edildiğinden mahkemece yazılı gerekçeyle davacının işe iadesine karar verilmesi hatalıdır. Açıklanan sebeplerle 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20/3. maddesi gereğince mahkemece verilen kararın bozularak ortadan kaldırılması dairemizce aşağıda yazılı olmak üzere karar verilmiştir....
Dava, kira sözleşmesinin tapu kaydına şerhi isteğine ilişkindir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 30.04.1973 tarih ve 1711 sayılı Kanunla değiştirilen 8/II, b, 1. maddesi ile “kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davalarına, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davalarına ve bunlara karşılık olarak açılan davalara" bakmaya sulh hukuk mahkemeleri yetkili kılınmıştır. Davadaki istem kira sözleşmesinin tapuya şerhine ilişkin olup HUMK.nun 8/II-1 maddesi kapsamında kalan bir istem yoktur. Borçlar Kanununun 255. ve bunun paralelinde olan 277. maddesi gereğince bir taşınmaz kira sözleşmesinin tapu siciline şerh verilmesi hususunda iki taraf sözleşme yapabilir. Bu sözleşme kira sözleşmesinden bağımsız bir sözleşme olup, kira sözleşmesi içinde veya ondan ayrı olarak düzenlenebilir....
E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.Davacı iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürmüştür. Davalı işveren ise davacının iş sözleşmesinin kendisinin haklı bir neden olmaksızın feshettiğini savunmuştur. Mahkemece iş sözleşmesinin işçi tarafından haklı bir neden olmaksızın sona erdirildiği kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatını reddetmiştir. Dosya içindeki Türkiye İş Kurumunun 12.01.2010 tarihli yazısına göre işçiye 300 gün işsizlik ödeneği verilmiştir. Davalı işveren tarafından ibraz edilen işten ayrılış bildirgesinde sigortalının işten ayrılış nedeni “17” olarak gösterilmiş olup bu da işyerinin kapanması nedeniyle iş sözleşmesinin feshidir....
Davalı, kira sözleşmesinin tek imza ile yapılmadığını, kooperatifi temsilen, yetkil....sözleşmeyi imzaladıklarını, TBK'na göre tahliye sebeplerinin sınırlı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, "dava konusu talebin kira sözleşmesinin geçersiz olması nedeni ile taşınmaza müdahalenin önlenmesine ve tahliyesine yönelik olduğu, ortada geçerli bir kira sözleşmesinin bulunmadığı iddiası da göz önüne alındığında" dava konusunun Mahkemenin görev alanına girmediğinden, Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğundan, HMK'nun 4.maddesi uyarınca Mahkemenin görevsiz olması nedeniyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir....
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshi uyuşmazlık konusudur. Dosya içeriğine göre, davacı, 20.03.2012 tarihinde haksız olarak işten çıkarıldığını iddia etmiş, davalı işveren ise davacının işi kendisinin bıraktığını, davacı yıllık izninin bitiminin ardından 23.03.2012 tarihinde iş başı yapmadığını, davacıya mazeretini bildirilmesi için 27.03.2012 tarihli ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin tebliğ alınmasına rağmen davacının işe başlamadığını, bunun üzerine davacının iş sözleşmesinin 03.04.2012 tarihinde devamsızlık nedeniyle feshedildiğini savunmuştur....
Gerekçe: Taraflar arasında uyuşmazlık davacı işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile ispatlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir. Aktin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür....
Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu sebeple zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar. Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 15.07.1997 tarihli izin kullanma talep formunun, ocak 2013 bordrosunda 25 günlük yıllık izin tahakkukunun değerlendirmediği anlaşılmaktadır. Söz konusu form dikkate alınmalı, yine davacı asilden ocak 2013 yılı bordrosunda belirtildiği şekilde 25 gün yıllık izin kullanıp kullanmadığı sorularak sonucuna göre karar verilmelidir. Öte yandan, toplu iş sözleşmelerine ve davacıya ait sendika üye kayıt fişine dosya içerisinde rastlanmamıştır. Sözleşmelerin ve sendika üye kayıt fişinin dosyaya eklenmesi gerektiği de gözetilmelidir....
Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı işçi, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir sebep olmaksızın feshedildiğini ileri sürmüştür. Davalı işveren ise davacının daha iyi şartlarda iş bulması üzerine istifa ettiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının bir kısım işçilik alacaklarının ödenmemesi gerekçesi ile iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiği değerlendirilerek davacının kıdem tazminatı talebinin kabulüne, ihbar tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık iş sözleşmesinin işveren tarafından mı yoksa işçi tarafından mı sona erdirildiği noktasındadır. İşveren iş sözleşmesinin haklı ve geçerli sebeple feshedildiğini ispatlamakla yükümlüdür....