Belirli süreli iş sözleşmesinden bahsedilebilmesi için, sözleşmenin süreye bağlanmış olması ve belirli süreli iş sözleşmesinin yapılması için objektif sebeplerin bulunması gerekir. Salt süreye bağlı bir iş sözleşmesinin mevcut olması hemen işe iade davasının reddi sonucuna götürmemelidir. Zira, 4857 sayılı Kanun'un 11. maddesi, belirli süreli iş sözleşmesini yapma serbestisini sınırlandırmış ve bu tür sözleşmelerin yapılabilmesi, sözkonusu hükümde belirtilen objektif şartların varlığına bağlanmıştır. Dolayısıyla iş sözleşmesini belirli süreye bağladıklarında, hakim, objektif ve esaslı şartların var olup olmadığını incelemelidir. İş sözleşmelerinin belirsiz süreli olmasının asıl olmasının sonucu olarak, belirli iş sözleşmesinin varlığını ileri süren taraf bunu ispatla yükümlüdür....
Bölge Adliye Mahkemesince, dava konusu 14.07.2011 tarihli alt kira sözleşmesinin tapuya şerhinden itibaren 5 yıl süre ile devam edeceği, asıl kira sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde alt kira sözleşmesinin devam edeceğinin kararlaştırıldığı, bayilik sözleşmesinin 12 maddesinde sürenin satış yerinin kurulu bulunduğu taşınmazın BP’ye kiralanmasına ilişkin olarak asıl kiracı ile BP arasında akdedilen kira sözleşmesinin tapuya şerhinden itibaren 5 yıl olacağının düzenlendiği, taşınmazın davalının mülkiyetinde olmayıp dava dışı Merlog firmasından kiralandığı, davacı vekili davalı şirket ile dava dışı Merlog firması arasında organik bağ bulunduğunu ileri sürmüş ise de, ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde her iki şirketin ortakları arasında önceleri benzerlik mevcut iken Merlog firmasının hissedarlarının 06.02.2012 tarihli hisse devir sözleşmeleri ile paylarını şirket dışı kişilere devrettiği, bu devirler ile birlikte şirket paylarının tamamen üçüncü şahıslara geçtiği...
Bütün bu hususlar, İş Hukukunda hakim olan ibranamenin dar yorumu ilkesi gibi, hatta daha da ötesinde, ikale sözleşmesinin geçerliliği noktasında işçi lehine değerlendirmenin gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bozma sözleşmesinde icapta, iş ilişkisi karşı tarafın uygun irade beyanı ile anlaşmak suretiyle sonra erdirmeye yönelmiştir.Bu sebeple, ikale sözleşmesi akdetmeye yönelik icap, fesih olarak değerlendirilip feshe tahvil edilemez. Bu anlamda bozma sözleşmesinin şekli, yapılması, kapsam ve geçerliliği Borçlar Kanunu hükümlerine göre saptanacaktır. Buna karşılık iş sözleşmesinin bozma sözleşmesi yoluyla sona erdirilmesi, İş Hukukunu yakından ilgilendirdiği için ikalenin yorumunda iş sözleşmesinin yorumunda olduğu gibi genel hükümler dışında İş Hukukunda işçi yararına yorum ilkesi göz önünde bulundurulacaktır....
Davacının iş sözleşmesinin kendisinin talebi üzerine sonlandırıldığı, davacının iş sözleşmesinin sonlandırılmasına yönelik talebinin irade fesadına uğradığını da kanıtlayamadığından, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin ikale ile sona erdiği kabul edilmelidir. İş sözleşmesinin ikale yoluyla sonlandırıldığının kabulü ile davanın reddi gerekirken ilamda yazılı gerekçelerle kabulü yerinde değildir. 4857 sayılı Kanun'un 20/3 maddesi uyarınca mahkeme kararının bozularak ortadan kaldırılması ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir....
Öncelikle davacının savunmasında davranışları açık ve kesin olarak belirtilmemiş, iş sözleşmesinin feshedileceği belirtilerek, bir anlamda iş sözleşmesinin feshine karar verildikten sonra savunması istenerek 4857 sayılı İş Kanunu’nun 19. Maddesine uygun davranılmamıştır. Diğer taraftan davacının disiplin cezası aldığı 13.10.2008 tarihinden sonra, işyerinde olumsuzluklara neden olan bir davranışının bulunduğu ve hizmetinden ne şekilde faydalanılamadığı kanıtlanmış değildir. Bu nedenle verilen yevmiye kesme cezasından çok sonra makul süre de geçtikten sonra iş sözleşmesinin feshedilmesi geçerli nedene dayanmamaktadır. Davanın kabulü yerine yazılı şekilde reddi hatalıdır. 4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. HÜKÜM: Yukarda açıklanan gerekçe ile; 1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, 2. Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE, 3....
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iş sözleşmesinin ne zaman feshedildiği noktasında toplanmaktadır. Davacı, dava dilekçesinde açık bir şekilde iş sözleşmesinin 15.04.2010 tarihinde feshedildiğini ileri sürmüştür. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, iş sözleşmesinin, davacının raporlu olduğu süre içinde gerçekleştirildiği, fesih tarihinin rapor bitim tarihi olan 11.07.2010 tarihi olduğu değerlendirilerek hizmet süresi tespit edilmiştir. Dava dilekçesinde davacı fesih tarihini açıkça belirttiğinden, bu tarihin esas alınarak hizmet süresinin hesaplanması gerekirken, ileriki bir tarihin esas alınarak hizmet süresinin hesaplanması hatalı bulunmuştur....
Bu durumda davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından feshedilmediği, 6111 sayılı Kanun gereğince iş sözleşmesinin dava dışı idareye devredildiği kabul edilmelidir. 44. Zira davacı, beş iş günü içerisinde yeni görev yerinde çalışmaya başladığından 6111 sayılı Kanun’un beşinci fıkrası gereğince aranılan fesih şartı da gerçekleşmemiştir. 45. O hâlde davacının iş sözleşmesinin dava dışı idareye devredilmesi neticesinde iş sözleşmesinin hâlen devam ettiğinin anlaşılmasına göre; 4857 sayılı İş Kanunu’nun 59. maddesinin açık hükmü gereğince iş sözleşmesinin feshi ile talep edilebilecek yıllık izin ücretine hak kazanamayacağı açıktır. 46....
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmaksızın feshedildiğini belirterek davalıdan kıdem - ihbar tazminatı ile ücret alacaklarının tahsilini istemiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, davacının ihale süresinin sonunda İstanbul'da yeni iş yeri gösterildiğini, davacının bunu kabul etmeyerek devamsızlık yaptığından iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, davacının iş yerinin yönetim hakkı kapsamında değiştirildiğini, davacının iş sözleşmesinin iş yerine gitmemek suretiyle haksız sona erdirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Temyiz: Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir....
tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmaksızın feshedildiğini belirterek davalıdan kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret alacaklarının tahsilini istemiştir. Davalı vekili, davacının ihale süresinin sonunda İstanbul'da yeni iş yeri gösterildiğini, davacının bunu kabul etmeyerek devamsızlık yaptığından iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının işyerinin yönetim hakkı kapsamında değiştirildiğini, davacının iş sözleşmesinin işyerine gitmemek suretiyle haksız şekilde sona erdirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir....
tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmaksızın feshedildiğini belirterek davalıdan kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret alacaklarının tahsilini istemiştir. Davalı vekili, davacının ihale süresinin sonunda'da yeni iş yeri gösterildiğini, davacının bunu kabul etmeyerek devamsızlık yaptığından iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının işyerinin yönetim hakkı kapsamında değiştirildiğini, davacının iş sözleşmesinin işyerine gitmemek suretiyle haksız şekilde sona erdirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir....