Davalı vekili asıl davada, davacının bayiliği müvekkilinin rızası olmadan 3. kişiye devrettiğini, sözleşmenin 35-2-c maddesinin sözleşmenin müvekkilinin onayı olmaksızın devri halinin sözleşmenin ihbarsız sona erme hali olarak belirlendiğini, bu bağlamda sözleşmenin 19/01/2009 tarihli noter ihtarı ile 15/06/2009 tarihinden itibaren hüküm ifade etmek üzere feshedildiğini, sözleşmenin feshi tarihinde davacının tüm hak ve alacaklarının ödendiğini, sözleşmeye aykırı davranan davacının, bayi olma ve sözleşmeye bağlı olma şartına bağlı olarak verilen ödülden faydalanmasının düşünülemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Davacı vekili birleşen davada, müvekkilinin hak ettiği prim ve promosyon bedellerinin faturalandırılarak davalıya tebliğ edilmesine rağmen ödenmediğinden giriştiği icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sözleşmenin iptali Uyuşmazlık, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasında kira sözleşmesi bulunmamaktadır. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 16.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilmediğini, sözleşmenin kararlaştırılan sürenin bitiminde kendiliğinden sona erdiğini bu durumda somut olayda feshin sonuçlarının doğması hukuken mümkün olmadığını belirterek davalı vekili davanın reddini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava sözleşme ilişkisine dayanan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf davalı aleyhine Silivri İcra Dairesinin ... E. Sayılı takip dosyası ile 8.651,67 TL asıl alacak 164,38 TL işlemiş faiz toplamı 8.816,05 TL üzerinden takip başlattığı ,davalının borcu olmadığı savı ile süresinde takibe itirazı üzerine iş bu itirazın iptali davasının 2004 Sayılı İİK'nun 67....
Davalı vekili, müvekkili ile davacıların vekili Kasım arasında 20.05.2008 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, sözleşmenin gereği olarak davacıların hisselerini müvekkiline devrettiklerini, sözleşmenin yerine getirileceği inancı ile müvekkili tarafından birtakım edimlerin ifa edilmesine rağmen taşınmazın kalan 1/2 hissesinin intikalinin yapılmaması nedeniyle inşaata başlanılamadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece başta geçersiz olan sözleşmenin tapu devri nedeniyle geçerli hale geldiği, davacıların sözleşmenin tarafı olmaması nedeniyle sözleşmeden kaynaklı talepte bulunamayacakları, sözleşmeye konu arsada imar sorunları nedeniyle inşaat yapılamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, geçersiz arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca devredilen tapu kaydının iptali ve tesciline ilişkindir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri M.K. m. 706....
Mahkemece, bozmaya uyularak 1.405 YTL.nin dava tarihinden yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının tüm davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasındaki Bağ-Kur sigortalılarına ilaç satışına dair yapılan sözleşmenin 1.1.1999 tarihinden 31.12.1999 tarihine kadar geçerli olduğu ve davalı tarafça sözleşmenin VII.(b) maddesi gereğince, “fiyat küpürlerinde tahrifat yapılması” gerekçesi ile sözleşmenin feshedilmesi üzerine, davacı tarafından açılan feshin iptali davasının sözleşmenin VII....
KARAR Davacı, davalı kooperatife yaklaşık 20 yıldır muhasebe hizmeti verdiğini en son 01/02/2011 tarihli mali müşavirlik hizmet sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşmede, sürenin dolmasından 15 gün önce iptal edilmemesi halinde kendiliğinden bir yıl daha uzayacağının kararlaştırıldığını, bu sürede her hangi bir iptal olmamasına karşın 01/02/2012 de davalı tarafından sözleşmenin tek taraflı ve haksız olarak feshedildiğini, sözleşmenin bir yıl uzaması nedeni ile hakedilen ücretin bu nedenle ödenmesi gerektiğini ileri sürerek alacağın tahsili amacıyla davalı hakkında yaptığı icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davacı ile imzalanmış geçerli bir sözleşmenin olmadığını, kooperatifin sözleşme yapılmasına dair karar almadan sözleşmenin imzalandığını, davalının yeni kurulan sisteme ayak uyduramaması nedeni ile kooperatifi zarara uğrattığını belirterek davanın reddini dilemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 20/03/2015 NUMARASI : 2012/640-2015/134 Asıl dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali; birleştirilen dava ise anılan sözleşmeye dayalı tapu iptali ve tescil isteklerine ilişkin olup hüküm sözleşmenin iptali davasının davacısı tarafından temyiz edilmiştir. O halde, uyuşmazlıkların çözümünün sözleşmenin geçerli olup olmadığına bağlı olduğu hususu da dikkate alınarak; 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesiyle eklenen geçici 14. madde gereğince Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 19.01.2015 tarihli ve 2015/8 sayılı Kararına göre ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesinde 6644 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna sunulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sözleşmenin İptali DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 10.02.2016 K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, miras hukuku hükümlerinden kaynaklanan ehliyetsizlik hukuki nedenine dayanılarak açılan mirastan feragat sözleşmenin iptali ve miras hakkının tanınması isteğine ilişkin bulunduğuna, davada miras sözleşmesine dayanılarak açılan tapu iptali ve tescile yönelik bir talep bulunmadığına göre, Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.)...
Her ne kadar Mahkemece, dava TMK'nun 677. maddesi çerçevesinde miras payının devrine ilişkin sözleşmeye dayalı tapu iptali ve tescil davası olarak nitelendirildikten sonra, 23.07.2001 tarihli sözleşmenin miras taksim sözleşmesi olduğu ve davalıya isabet eden miras payının ancak davacı tarafça sözleşmede belirtilen yükümlülüklerin eksiksiz olarak yerine getirilmesi halinde devir ve tescilinin yapılacağı, miras taksimine ilişkin sözleşmeye göre TBK.nun 97. (eski BK 81) maddesine göre kendi edimini yerine getirmeyen davacıların davalıdan edimlerini yerine getirmesini talep edemeyeceği, davacıların sözleşmede belirtilen edimleri yerine getirmediği gerekçeleri ile dava reddedilmiş ise de, miras pay satışına ilişkin sözleşmenin kanunda belirtildiği gibi yazılı şekilde yapılmış olmasına, sözleşmenin içeriğine göre sözleşmeden doğan borç ifa edilmediği takdirde, her bir mirasçı, paylaşma sözleşmesinden doğan borcu ifa etmekten kaçınan mirasçı aleyhine ifa davası açabilir....
Bilindiği üzere, TBK 618.maddesi bakım borçlusunun ölümünü düzenlemektedir: Bakım borçlusu ölürse bakım alacaklısı, bir yıl içinde sözleşmenin feshini isteyebilir. Bu durumda bakım alacaklısı, bakım borçlusunun iflası hâlinde, iflas masasından isteyebileceği miktara eşit bir paranın kendisine ödenmesini, bakım borçlusunun mirasçılarından isteyebilir. Somut olayda; bakım alacaklısı, bakım borçlusunun ölümü üzerine sözleşmeyi feshetmemiş ve bakım borçlusunun mirasçısı ile sözleşmenin devamı yönünde irade göstermiştir. TBK 617.maddesinde düzenlenen sözleşmeden doğan borçlara aykırılık halinin, sözleşmenin tarafları için söz konusu olacağı hususu tartışmasızdır. Eldeki davada, sözleşmenin tarafları davalının miras bırakanı Kifayet ile davacı ...’tır. Davalı ..., sözleşmenin tarafı olmadığına göre, sözleşmeye aykırılık sebebiyle fesihten bahsetmek mümkün değildir....