Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile taraflar arasındaki sözleşmenin geriye etkili şekilde feshine, istemle bağlı kalınarak 500,00 TL cezai şart alacağının davalıdan tahsiline, davacının menfi zarar ve manevi tazminat istemlerinin reddine dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiş, ... .... Hukuk Dairesinin 08.....2010 tarih 2009/4955 Esas, 2010/6747 Karar sayılı ilamıyla, davacıların tüm davalının diğer temyiz istemlerinin reddine karar verilerek, ifaya ekli cezai şart niteliğinde olan davacının cezai şart isteminin, sözleşmenin geriye etkili feshi nedeniyle reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru görülmeyerek karar davalı yararına bozulmuş, bozmaya uyulmasına karar veren mahkemece, daha önce kesinleşen fesih ve manevi tazminat istemleri hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, menfi tazminat ve cezai şart isteminin reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir....

    Menfi zarar sözleşmenin kurulması ve işin görülmesi için yapılması gereken fiili giderler ile sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla uğranılan zararlardır. Kaçırılan fırsat nedeniyle menfi zarar da, fesihten itibaren makul sürede sözleşme konusu işlerin bedel dışında aynı şartlarda yapılacak sözleşme sonucu ödenecek bedel ile davalı yüklenici ile sözleşme yapılmamış olsaydı en yakın hangi fiyatla yapılabileceği bedel arasındaki farktır. Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; hükme esas alınan bilirkişi raporu belirtilen esaslara uygun olmadığı gibi gerekçesi itibarıyla da mantığa aykırı ve bilimsellikten uzaktır....

      Davacı vekili dava dilekçesinde her ne kadar davadaki isteklerini; tapu iptali tescil, sözleşmenin uyarlanması, menfi ve müspet zarar tespit ve tahsili şeklinde 3 ayrı terditli istek olarak ve bunlara ek olarak da manevi tazminat isteği olarak ileri sürmüş ise de, yargılama sırasında mahkemeye sunduğu 12/09/2019 tarihli duruşma ve 13/09/2019 tarihli dilekçe beyanı ile "davadaki isteğini menfi zarar tazmini olarak sözleşme gereği ödenen 300.000 TL'nin güncel bedelinin tespit ve tahsiline hasrettiğini" belirtmesi ve yargılama sırasında belirlenen güncel bedel üzerinden eksik peşin harcı tamamlaması karşısında, davadaki sonuç isteğin; 300.000 TL'nin bilirkişi raporu ile 1.407.502,73 TL olarak belirlenen alacak miktarının tahsili ile 30.000 TL miktarındaki manevi tazminatın tahsili olduğu anlaşılmıştır....

      sorulup toplanmadan menfi zarar istemi aynen hüküm altına alınmıştır....

        Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere ve benimsenen kök ve ek bilirkişi raporlarına göre; davacı bayinin sözleşmenin ayakta olduğu dönemde başka rakip bir firma ile ticari ilişkide bulunması üzerine sözleşmenin 7.4 maddesinin ihlali sebebiyle sözleşmenin 7.5 maddesi hükmü uyarınca davalı tarafça sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği, davalı tarafça düzenlenen üç adet fatura, davalının dava dışı bayilerine yaptığı masraflara ilişkin olup sözleşmenin 7.5.maddesinde de davalının menfi-müsbet zarar ziyan ve kaybının davacı tarafından ödeneceğine yer verildiği, bu durumda teminat mektubunun nakte dönüştürülmesi sözleşmenin davalı tarafça haklı nedenle feshi ve talep edebileceği menfi zarar kapsamında yerinde olup, istirdat koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

          Bu nedenlerle mahkemenin yüklenicilerin tescil talebinin reddinde usul ve yasaya aykırılık yoktur. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı yüklenicilerin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2- Karşı davacı arsa sahibinin temyiz itirazlarına gelince; davacı arsa sahibi karşılık davasında sözleşmenin fesh edildiğinden bahisle yüklenicilerin binaya elatma sebeplerinin kalmadığını haksız elatmanın önlenmesi ile gecikme- ./.... -4- 2005/10994-1235 den ötürü kira kaybı, zararları ve ayrıca inşaatın süresinde tamamlanmamasından dolayı uğranılan zarar ve ödenen cezaların tahsilini istemiştir. Az yukarıda sözü edildiği üzere Borçlar K.nun 108/2 maddesince alacaklı borçludan akdin hükümsüzlüğünden mütevellit zararın tazminini da talep edebilir. Buradaki zarar menfi (olumsuz) zarardır....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava, taraflar arasında düzenlenen ------- sözleşmesine dayalı olarak sözleşmenin feshi nedeniyle ödenen bedelin iadesi ile menfi zarar ve manevi zarar istemine ilişkin, karşı dava ise; sözleşmeye aykırılık nedeniyle cezai şart istemine ilişkindir. Davacı-karşı davalı, davalı ile --- tarihinde ------ imzaladıklarını, sözleşmenin imzalanmasından evvel davalının, sözleşmenin geleceğine ve ekonomik verimine dair yanlış ve yanıltıcı bilgiler verdiğini, sözleşmenin imzalanmasından sonra da davalının, sözleşme hükümlerine uygun davranmadığını beyanla haklı nedenle fesih bildiriminin haklı olduğunun kabulüne, peşin ödenen sözleşme bedeli olan ---- menfi zararın ve-----manevi zararın fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür....

              Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece menfi zarara ilişkin yapılan araştırma eksik olduğundan dava konusu taşınmazdaki evin 6360 sayılı Yasa kapsamında riskli yapı olup olmadığı, yıkımının gerekip gerekmediği, bu bağlamda ekonomik değerinin olup olmadığı istinaf aşamasında araştırıldığı, taşınmazın yıkımının gerekmediğinin tespit edildiği, bu bağlamda evin yıkılması nedeniyle evin bedelinin menfi zarar kapsamında tespit edilerek davacıya ödenmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, ancak mahkemece hüküm altına alınan kira bedelinin, geçersizliği tespit edilen sözleşmedeki gecikme tazminatı olarak belirlenen kira bedeli için öngörülen bedel esas alınarak hesaplanmış olduğu, bu hesaplamanın doğru olmadığı, sözleşmede öngörülen kira bedelinin müspet zarar kapsamında gecikme tazminatı için esas alınabilecek bir miktar olduğu, davacının menfi zarar olarak talep ettiği kira bedeli için sözleşme hükümlerinin uygulanmayacağı, davacının...

                Müdahil vekili, yükleniciden daire satın aldığını, buna istinaden tapu iptali ve tescil davası açtığını, sözleşmenin feshi davasının sonucunun müvekkilinin hukuki menfaatini etkileyeceğini, iskân ruhsatının alınmamasının sözleşmenin geriye etkili feshi sonucunu doğurmayacağını, taşınmazdan davacıya kalacak kısmın bilirkişi raporuna göre %85 oranında tamamlandığından geriye etkili feshin mümkün olmadığını, tapu iptal ve tescil davasında eksikliklerin giderilmesi veya depo edilmesi halinde tescile karar verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

                  Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 18. maddesinde, damga vergisi ya da vergi ve harçlardan sorumluluğun kime ait olacağı düzenlenmiş olup sözkonusu hükme göre “damga vergisi” sözleşmenin tarafları olan davacı ve davalı yan arasında ½ oranında karşılanacaktır. Ayrıca esasen davalı yan savunmalarında sözleşmenin davacının kusurlu işlemleri ile ifasının imkansız hale geldiğini ve bundan ötürü sorumlu tutulamayacağından sözettiğine göre, davalı yan bu nedenle uğradığı müspet zararların tazminini talep edilebilecek olup sözleşmenin kurulması için yapılmış olan giderlerden olan damga vergisi ancak menfi zarar kapsamında değerlendirilebilecektir. Açıklanan nedenler ve davalı yanın savunmasında ileri sürdüğü hususlara göre ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu