Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sözleşmenin haklı feshi durumunda fesheden taraf BK'nın 108/II. maddesince akdin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararını isteyebilir. Öğretide ve Yargıtay uygulamalarında bu zarar, menfi (olumsuz) zarar olarak ifade edilmektedir. Olumsuz zarar, sözleşmenin geçerli olduğuna güvenmekten, başka anlatımla, sözleşme yapılması nedeniyle uğranılan, yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Eldeki davada akdin feshi sonucu yeniden ihale yapılmasından doğan zararın ödenmesi istenildiğinden bu zarar, menfi (olumsuz) zarardır. Mahkemece, kesinleşen ... 8. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2006/679 esas sayılı dosyasında feshin haklı olduğunun kabul edilmesi dikkate alınarak davacının zarar istemi incelenmiştir. Mahkemece 3 farklı heyetten rapor alınmış ve 3. heyet raporu ve ek raporu hükme esas alınmıştır....

    Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/154 Esas sayılı dosyasındaki bozma ilamında da belirtildiği üzere 2007 yılında feshedildiği, sözleşmenin feshi halinde davacının uğradığı menfi zararları isteyebileceği, dava dilekçesinde istenen kira kaybının menfi zarar kapsamında olmayıp, müspet zarar niteliğinde olduğu, sözleşmenin feshi halinde müspet zararın da istenebileceğine dair sözleşmede hüküm bulunmadığı, ayrıca sözleşmenin üçüncü maddesinin ifaya ekli cezai şart niteliğinde olduğu, bu cezai şartın akdin feshi halinde istenemeyeceği, BK'nın 108 ve 158/.... maddelerindeki yasal şartların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....

      Hukuk Genel Kurulunun 17.01.1990 tarih 392-1 sayılı kararında örneklendiği üzere menfi zarar kavramına özellikle; sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler, sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılıklı edanın kabulü için yapılan masraflar, sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısı ile uğranılan zararlar, sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatı kaçırılması dolayısı ile uğranılan zarar, başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi dolayısı ile uğranılan zarar ve dava masrafları girer. Müsbet zarar ise, o sözleşme sebebi ile mal varlığına girmesi umulan paranın girmemesinden ötürü meydana gelen zarardır. Özelliği itibariyle de daima ileriye dönük beklentilerin kaybıdır. Müsbet zarar kapsamına ise, kardan mahrum kalma karşılığı meydana gelen kar kaybı zararı, eksik ve ayıplı işler bedeli, olayın özelliğine göre gecikmiş ifa nedeniyle gecikme tazminatı ve aslında akit tarafın yapması gerektiği halde yapmadığı işlerden nama ifa yapılarak harcanan paralar girer....

        Davacı, dava dilekçesi ile her ne kadar sözleşmenin 3. maddesine göre geç teslimden dolayı kira tazminatı talep etmiş ise de, dosyaya ibraz edilen belgelerin tetkiki neticesinde, davacının 10.04.2012 tarihinde verdiği dilekçe ile konutunu davalıya iade ederek ödediği bedellerinde tarafına iade edilmesini talep ettiği, bunun üzerine 12.07.2012 tarihinde talebinin kabul edilerek konut iade tutanağı düzenlendiği ve ödediği satış bedelinin hesabına davalı tarafça havale edildiği anlaşılmıştır. Akdi fesheden taraf 6098 sayılı TBK. nun 125. maddesi gereği menfi zararını talep edebilir. Menfi zarar; yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zarardır. Bu bağlamda, sözleşme yapılması için yapılan giderler (harç, noter masrafı vs.), sözleşmenin yerine getirilmesi için yapılan masraflar, sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması gibi zararlar menfi zararlar kapsamına girer....

          Akdî ilişkinin sonlandırılmasında taraflara izafe edilebilecek bir kusur bulunmadığından taraflar tasfiye nedeniyle müspet zarar kapsamında kâr kaybı ve alacak isteminde bulunamaz ise de; geçici ve kesin teminatların iadesini ve menfi zararlarını talep etmeleri mümkündür. Menfi zarar da; uygulama ve Yargıtay içtihatlarında sözleşmenin ifası için yapılan ve sözleşme ilişkisi kurulmamış olması halinde yapılmayacak olan masraflar olup menfi zararların fesih ya da tasfiyede kusursuz olsa dahi sözleşmenin diğer tarafından talep edilmesi mümkündür....

            Yasal hak ve ehliyet sahibi olan tüm hissedarların sözleşmede yer almaması nedeniyle sözleşmenin baştan beri geçersiz olması söz konusu olabilecektir. Sözleşmenin geçersiz olduğunun tespiti halinde ise yüklenici tarafından menfi zarar talep edilebilecektir. Öğreti ve uygulamada menfi zarar, “uyulacağına ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşme hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarar” olarak kabul edilmektedir. Sözleşmenin geçersiz olması sebebiyle tarafların müspet zararlarını talep etmeleri mümkün olmayıp verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri istemeleri mümkün olduğu gibi menfi zararlarını da diğer taraftan talep edebilirler. Bu durumda, taraflar arasındaki sözleşme geçersiz ise davacı tarafından kar kaybı talep edilemez, yukarıda belirtildiği gibi davacı davalının yararına olan imalât bedellerini menfi zarar olarak talep edebilecektir....

            Bunun yanında sözleşmenin uygulanacağına güvenilerek yapılan ve mal varlığını eksilten harcama ve giderlerin karşılığı olumsuz zarar olduğu gibi daha elverişli koşullarda sözleşme yapma fırsatının kaçırılması sebebiyle gerçekleşen zarar da menfi zarar kapsamında kabul edilmektedir. ... ve Dairemizin yerleşik uygulamalarında sözleşmenin feshi halinde menfi zararın fesihten itibaren makul süre içerisinde ihale yapılması ya da ihale yapılmayan durumlarda aynı işin veya kalan işin başkasına yaptırılması durumunda ödenecek bedel ile önceki yükleniciyle sözleşme yapılmayıp aynı tarihte aynı işin ya da kalan bölümünün başka bir müteahhide yaptırılması halinde ödenecek bedel arasındaki fark olarak hesaplanacağı kabul edilmektedir....

              Bunun yanında sözleşmenin uygulanacağına güvenilerek yapılan ve mal varlığını eksilten harcama ve giderlerin karşılığı olumsuz zarar olduğu gibi daha elverişli koşullarda sözleşme yapma fırsatının kaçırılması sebebiyle gerçekleşen zarar da menfi zarar kapsamında kabul edilmektedir. ... ve Dairemizin yerleşik uygulamalarında sözleşmenin feshi halinde menfi zararın fesihten itibaren makul süre içerisinde ihale yapılması ya da ihale yapılmayan durumlarda aynı işin veya kalan işin başkasına yaptırılması durumunda ödenecek bedel ile önceki yükleniciyle sözleşme yapılmayıp aynı tarihte aynı işin ya da kalan bölümünün başka bir müteahhide yaptırılması halinde ödenecek bedel arasındaki fark olarak hesaplanacağı kabul edilmektedir....

                Hukuk Dairesi 2019/4983 E- 2020/2182 K "Genel itibariyle müspet zarar sözleşmenin ifa edilmemesinden doğan zararı, menfi zarar ise, sözleşmenin kurulmamasından veya geçerli olmamasından kaynaklanan zararı ifade etmektedir.(HGK’nun 29.09.2010 gün ve 2010/14- 386 E. 2010/427 K.). Yani, müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durum ile eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarar olup, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur; bu durumda sözleşme ortadan kalkmamakta, yalnızca alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı almaktadır. Menfi zarar ise, uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır....

                Buna göre; inşaat seviyesi %90 oranının altında kaldığından ve birleşen davanın açılması ile birlikte tarafların fesih konusundaki iradeleri birleştiğinden, mahkemece sözleşmenin geriye etkili olarak feshine ve yükleniciye devredilen ve onun adına kayıtlı bulunan bağımsız bölümlerin tapu iptali ile tesciline, geriye etkili fesih kapsamında müspet zarar istenemeyeceğinden bu konudaki gecikme tazminatı ve cezai şart alacağı isteklerinin reddine, sadece menfi zarar tazmini isteğinde bulunulabileceğinin kabulüne ve yüklenicinin imalat bedelinin tahsiline karar verilmesinde, esas itibariyle bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu