Bu halde isteyebilecekleri zarar menfi zarar olup Dairemiz uygulamaları ve doktrinde menfi zararın sözleşme yapılmamış olsa idi tarafların uğramayacak oldukları zarar ve yapmak zorunda kalmayacak oldukları masraflardan ve kaçırılan fırsattan oluştuğu kabul edilmektedir. Davalı yüklenici birleşen davasında yapılan masraf ve menfi zarar isteminde bulunmak suretiyle sözleşmenin kurulması ve işin yapılması için giderleri, yani sözleşme yapılmamış olsa idi yapmak zorunda olmadıkları zararların giderilmesini talep ederek bunların ispatı zımnında bir kısım tahakkuk fişleri ve tahsilat makbuzları ile projeleri ibraz etmiş ise de hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu belgeler irdelenip görüş bildirilmemiştir....
Eser sözleşmesinden kaynaklanan ihtilâflarda iş sahibince sözleşmenin haklı nedenle feshi halinde sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 106. maddesi gereğince iş sahibi olumsuz (menfi) zararını isteyebilir. Sözleşmenin ifa edileceğine güvenmekten doğan zarar olarak tanımlanabilecek olumsuz zarar kavramına; sözleşmenin kurulması ve işin görülmesi için yapılan masraflar ile daha elverişli koşullarda sözleşme yapma fırsatının kaçırılmış olmasından doğan zararlar girer....
Arzu Mertol'un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında 16.03.2005 tarihinde noterde gayrimenkul sözleşmesi akdedildiğini, ancak bu sözleşmedeki bedel ve ödeme şekline ilişkin gerçek iradelerini haricen düzenledikleri 10.03.2005 tarihli sözleşme ile belirlediklerini ve sözleşmenin noterde yapılacak suretteki sözleşmenin tanzimi ile geçerlilik kazanacaktır hükmünün de yazılarak iki sözleşmeyi ilişkilendirdiklerini, davalının ödeme yükümlülüklerini zamanında yerine getirmediğini, temerrüde düştüğünü, keşide edilen ihtarnameden de sonuç alınamadığını, temerrüt nedeniyle zarara uğranıldığını belirterek, taraflar arasında akdedilen sözleşmelerin temerrüt nedeni ile feshine, 675.000 YTL menfi zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Uyuşmazlık; mevcut sözleşmeye rağmen davacı irtifak hakkı sahibinin, irtifak hakkı sözleşmesinin iptali nedeniyle uğradığı olumlu (müspet) ve olumsuz (menfi) zararlarını isteyebilip isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Burada yeri gelmişken olumlu zarar ve olumsuz zarar kavramları üzerinde durmakta yarar vardır. Somut olayda; yanlar arasında düzenlenen sözleşmenin 5. maddesinde; irtifak hakkı konusu taşınmazın kısmen de olsa Maliye Bakanlığı ve Turizm Bakanlığının izni olmaksızın başkasına kiraya verilemeyeceği, 16. maddesinde ise; bu taahhüt senedinin içerisinde 5. maddenin de yer aldığı bir kısım maddelerin yerine getirilmemesinin sözleşmenin önemli ölçüde ihlali sayılacağı ve Hazinece bir tazminat ödenmeksizin tüm yapı ve tesislerin sağlam ve işler durumda Hazineye intikal edeceği açıklanmıştır. Bu sözleşme hükmü gerekli biçim koşullarına uygun olarak yapıldığından geçerlidir....
Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshi nedeniyle kaçırılan fırsat menfi zararın ve teminat güncelleme fark bedellerinin ödetilmesi; karşı dava sözleşmenin feshinden kaynaklanan zararların ödetilmesi ve alacak istemlerine ilişkindir....
Sözleşmenin haklı feshi durumunda fesheden taraf BK'nın 108/II. maddesince akdin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararını isteyebilir. Öğretide ve Yargıtay uygulamalarında bu zarar, menfi (olumsuz) zarar olarak ifade edilmektedir. Olumsuz zarar, sözleşmenin geçerli olduğuna güvenmekten, başka anlatımla, sözleşme yapılması nedeniyle uğranılan, yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Eldeki davada akdin feshi sonucu yeniden ihale yapılmasından doğan zararın ödenmesi istenildiğinden bu zarar, menfi (olumsuz) zarardır. Mahkemece, kesinleşen ... 8. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2006/679 esas sayılı dosyasında feshin haklı olduğunun kabul edilmesi dikkate alınarak davacının zarar istemi incelenmiştir. Mahkemece 3 farklı heyetten rapor alınmış ve 3. heyet raporu ve ek raporu hükme esas alınmıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/154 Esas sayılı dosyasındaki bozma ilamında da belirtildiği üzere 2007 yılında feshedildiği, sözleşmenin feshi halinde davacının uğradığı menfi zararları isteyebileceği, dava dilekçesinde istenen kira kaybının menfi zarar kapsamında olmayıp, müspet zarar niteliğinde olduğu, sözleşmenin feshi halinde müspet zararın da istenebileceğine dair sözleşmede hüküm bulunmadığı, ayrıca sözleşmenin üçüncü maddesinin ifaya ekli cezai şart niteliğinde olduğu, bu cezai şartın akdin feshi halinde istenemeyeceği, BK'nın 108 ve 158/.... maddelerindeki yasal şartların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
Hukuk Genel Kurulunun 17.01.1990 tarih 392-1 sayılı kararında örneklendiği üzere menfi zarar kavramına özellikle; sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler, sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılıklı edanın kabulü için yapılan masraflar, sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısı ile uğranılan zararlar, sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatı kaçırılması dolayısı ile uğranılan zarar, başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi dolayısı ile uğranılan zarar ve dava masrafları girer. Müsbet zarar ise, o sözleşme sebebi ile mal varlığına girmesi umulan paranın girmemesinden ötürü meydana gelen zarardır. Özelliği itibariyle de daima ileriye dönük beklentilerin kaybıdır. Müsbet zarar kapsamına ise, kardan mahrum kalma karşılığı meydana gelen kar kaybı zararı, eksik ve ayıplı işler bedeli, olayın özelliğine göre gecikmiş ifa nedeniyle gecikme tazminatı ve aslında akit tarafın yapması gerektiği halde yapmadığı işlerden nama ifa yapılarak harcanan paralar girer....
Yasal hak ve ehliyet sahibi olan tüm hissedarların sözleşmede yer almaması nedeniyle sözleşmenin baştan beri geçersiz olması söz konusu olabilecektir. Sözleşmenin geçersiz olduğunun tespiti halinde ise yüklenici tarafından menfi zarar talep edilebilecektir. Öğreti ve uygulamada menfi zarar, “uyulacağına ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşme hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarar” olarak kabul edilmektedir. Sözleşmenin geçersiz olması sebebiyle tarafların müspet zararlarını talep etmeleri mümkün olmayıp verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri istemeleri mümkün olduğu gibi menfi zararlarını da diğer taraftan talep edebilirler. Bu durumda, taraflar arasındaki sözleşme geçersiz ise davacı tarafından kar kaybı talep edilemez, yukarıda belirtildiği gibi davacı davalının yararına olan imalât bedellerini menfi zarar olarak talep edebilecektir....
Davacı, dava dilekçesi ile her ne kadar sözleşmenin 3. maddesine göre geç teslimden dolayı kira tazminatı talep etmiş ise de, dosyaya ibraz edilen belgelerin tetkiki neticesinde, davacının 10.04.2012 tarihinde verdiği dilekçe ile konutunu davalıya iade ederek ödediği bedellerinde tarafına iade edilmesini talep ettiği, bunun üzerine 12.07.2012 tarihinde talebinin kabul edilerek konut iade tutanağı düzenlendiği ve ödediği satış bedelinin hesabına davalı tarafça havale edildiği anlaşılmıştır. Akdi fesheden taraf 6098 sayılı TBK. nun 125. maddesi gereği menfi zararını talep edebilir. Menfi zarar; yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zarardır. Bu bağlamda, sözleşme yapılması için yapılan giderler (harç, noter masrafı vs.), sözleşmenin yerine getirilmesi için yapılan masraflar, sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması gibi zararlar menfi zararlar kapsamına girer....