WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davacının taraflar arasındaki 18.07.2005 tarihli sözleşmeyi feshetmediği anlaşılmakla, takip tarihi itibariyle sözleşmenin teminatı olarak verilen 7.000 YTL bedelli bonodan dolayı takip yapma ve alacak hakkı bulunmadığından açılan itirazın iptali davasının reddine, davalının %40 tazminat talebi koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Sözleşmenin feshi halinde menfi zarar istenebilir. Somut olayda davacı, sözleşmeyi feshetmemiş, sözleşme hükümlerine uygun davranması konusunda, davalıya ihtar çektikten sonra müspet zararını talep etmiştir. Müspet zararın istenebilmesi için, akdin feshi gerekmemektedir. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin yanılgılı gerekçelerle hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

    Mahkemece, davacının sözleşmenin feshi ile birlikte müspet zarar niteliğinde olan kira kaybı tazminatını talep edemeyeceği belirtilerek, menfi zarar kapsamında bulunan, 3.100.000.000 TL ödenen satış bedelinin faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilmişse de, 2008/2929-8015 davacının dava dilekçesindeki talebi, bağımsız bölümün süresinde teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmenin 9. maddesinde öngörülen rayiç kira bedeli üzerinden hesaplanacak gecikme tazminatı olup davacının, “sözleşmenin feshi ve ödenen satış bedelinin iadesi” ile ilgili dava dilekçesinde herhangi bir talebi olmadığı gibi, bu hususta yapılmış usulüne uygun bir “ıslah” da bulunmamaktadır. Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz amacıyla verilmiş olan ve “bilirkişi raporunda hesaplanan miktara, ödenen bedelin de ilave edilmesi gerektiğine” ilişkin 14.7.2004 tarihli dilekçeyi de, bir ıslah dilekçesi olarak kabul etmek mümkün değildir....

      Bilindiği üzere menfi zarar, uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkan zarardır. Somut olayda davacının menfi zararının neden kaynaklandığı, nelerden ibaret olduğu hususunda davacı tarafça açıklanmadığı ve delilendirilmediği gibi, davacının sözleşmeyi fesihte haklı olduğunun da kanıtlanamadığı anlaşılmakla, davacının menfi zarar isteminin de reddi isabetlidir. Sonuç olarak davacı ... tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi doğrudur. Davacı ...'in istemi ise; keşidecisi olduğu 13.05.2015 keşide, 30.06.2015 ödeme tarihli ve 2.525,92 Euro bedelli bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir....

        DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE: Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemi ve menfi zarar talebine ilişkindir....

          Menfi zarar ise, uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar, borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar. Bu husus, Borçlar Kanununun 108.maddesindeki düzenlemeden- bilahare de Türk Borçlar Kanununun 125.maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır. Burada, alacaklının sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Çünkü, sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır. Diğer bir söyleyişle, genel olarak menfi zarar, sözleşmenin kurulmamasından veya geçerli olmamasından; müspet zarar ise, ifa edilmemesinden doğan zararı ifade eder..."...

          Sözleşmenin 14. maddesinde ise “saha sahibi ... bu rödevans anlaşmasına istinaden sözleşmeye konu saha ile ilgili herhangi bir anlaşma yapamaz. Rödevans veremez, bu sözleşme süresince kendi adına da işletemez” hükümleri bulunmaktadır. Davalı ..., davacı şirkete gönderdiği 12.04.2010 tarihli fesih ihbarı yazısında sözleşmenin fesih iradesini karşı tarafa bildirmiştir. Davadaki istem, bu fesih ihbarına dayalı menfi ve müspet zararların tahsiline ilişkindir. Bu bakımdan, burada öncelikle Borçlar Hukukunda düzenlenen menfi ve müspet zararların ne olduğu hususu üzerinde durulması gerekecektir. Menfi zarar, akdi fesh eden alacaklının Borçlar Kanununun 108/II. maddesine dayanarak “akdin hükümsüzlüğünden doğan zararlarıdır.” Burada istenilebilecek zararlar, alacaklının sözleşme yaptığı için uğradığı şayet sözleşme yapmamış olsaydı uğramayacağı zararlardır. Kısaca menfi zarar, sözleşmeye güvenilerek yapılan harcamaların (giderlerin) tamamıdır....

            "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl ve karşı dava eser sözleşmesinden kaynaklanmıştır. Asıl dava eser sözleşmesinin haklı feshi nedeniyle menfi zarar dahil yasal ceza ve kesintileri de dikkate alınarak yüklenici firmanın verdiği zararın tahsili, karşı dava ise sözleşmenin haksız feshi sonucu irad kaydedilen teminat mektubu bedelinin iadesi, KDV bedeli ile ödenmeyen iş bedeli alacaklarının tahsili istemine ilişkindir....

              üzere iadesi talep edilebilecek menfi zarar kapsamında bulunduğu, alınan bilirkişi raporu ile de bu durumun tespit edildiği anlaşıldığından kar kaybı ve başka sözleşme imzalanmaması nedeniyle oluştuğu belirtilen müspet zarar talebine yönelik davanın reddine, menfi zarar talebine yönelik davanın ise kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur (Yargıtay 6....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sözleşmenin iptali, tazminat, menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı sözleşmenin iptali, tazminat, menfi tespit davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına 09.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Menfi zarar kavramına, sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler, sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılık edanın kabulü için yapılan masraflar, sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısıyla (gönderilen şeyin kaybolması gibi) uğranılan zarar, sözleşmenin geçerliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla uğranılan zarar, başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi dolayısıyla uğranılan zarar ve dava masrafları, noter masrafı, karar pulu, KİK payı, gerçekleştirilen imalat bedeli, personel gideri vb kalemler örnek olarak verilebilir. Yüklenicinin sözleşmenin feshi nedeniyle kâr kaybı alacağı talebinde bulunabilmesi için fesihte tamamen kusursuz olması gerekir. Yargıtay yerleşmiş içtihatlarına (15. HD, 06.12.2006 gün, 2006/4522 esas, 2006/7157 karar, 15. HD 26.05.2016 gün, 2016/1062 esas, 2016/3002 karar, 15....

                    UYAP Entegrasyonu