Davacı vekili her ne kadar icra takibinin ve satışın durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, taraflar arasındaki Vera Yonca Residance Projesinden daire satışına ilişkin verilen bononun iptali ve menfi tespit istemine ilişkindir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun İş bölümüne ilişkin kararı gereğince "6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik, eser, taşıma, sigorta, bankacılık sözleşmeleri dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a karşı istinaf inceleme görevinin 18., 19. veya 46....
davasında haksız olup alacaklı temerrüdünde olduğunu, sözleşmenin ayakta olduğunu, çeklerin geçerli bir sözleşmenin ifası için müvekkiline teslim edildiğini, müvekkilinin borcunu aynen ifada ısrar ettiğini, tarafların sözleşme ile bağlı olduğunu, sözleşme bedeli olarak peşin alınan çeklerin taraflar arasındaki sözleşmenin ifası için alındığını, geçerli bir sebebe dayandığını, menfi tespit yapılabilmesi için çeklerin geçersiz bir sözleşme sebebiyle müvekkiline verilmiş olması gerekli olduğunu, davacının temerrüdü dolayısıyla ifanın gerçekleşemediğini, sözleşmenin ayakta ve hüküm doğurmaya devam ettiğini, menfi tespit davası yolu ile davacının haksız ve sözleşmeye aykırı şekilde sözleşmesel ilişkiden kurtulmaya çalışması hukuk düzeni tarafından korunamayacağını, dolayısıyla davacının talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek davının reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Menfi Zarar; menfi zarar sözleşmenin kurulamamasından ve ya geçersiz olmasından doğan zarardır, burada sözleşmenin kurulduğuna veya geçerli olarak kurulmuş bulunduğuna duyulan güvenin boşa çıkmasından doğan bir zarar söz konusudur, başka bir deyişle menfi zarar "... Hüküm ifade etmeyen bir borç ilişkisinin hüküm ifade ettiğine veya hüküm ifade ediyormuş gibi sonuç doğacağına güvenmekten doğan zarar" dır. Alacaklının mal varlığının hali hazır durumu ile sözleşme yapılmamış olsa idi arz edeceği durum arasındaki fark menfi zararı meydana getirir menfi zarar alacaklının söz konusu sözleşmeyi yapmamasındaki menfaate tekabül eden zarardır. Menfi zararı oluşturan unsurların başında sözleşmenin kurulması için yapılan giderler gelir, özellikle noter veya resmi bir makamda yapılan sözleşmeler için ödenen resim, harç ve giderler bu arada yer alır, alacaklının borçlu tarafından yapılacak ifayı kabul için yaptığı giderler de menfi zarara dahildir......
Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 24/02/2015 NUMARASI : 2012/1003-2015/191 Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali ve menfi tespit davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı-birleşen davanın davalısı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde temyiz eden davacı ve birleşen davanın davalısı vekili Av. A.. T.. ve davalı-birleşen davanın davacısı vekili Av. D.. A.. geldiler. Hazır bulunanların sözlü açıklaması dilendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Asıl dava menfi tesbit birleşen dava ise kira bedelinin tahsili için icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, kiracı tarafından açılan borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili müvekkilinin 01.09.2005 başlangıç tarihli bir yıl süreli sözleşme ile kiracı olduğunu, sözleşmenin özel şartlar 8.maddesi gereğince kiralayana bildirilerek taşınmazın tahliye edildiğini ve anahtarın 05.11.2007 tarihinde emlakçıya teslim edildiğini, buna rağmen davalının 10 aylık kira için icra takibi yaptığını belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir....
Yasal hak ve ehliyet sahibi olan tüm hissedarların sözleşmede yer almaması nedeniyle sözleşmenin baştan beri geçersiz olması söz konusu olabilecektir. Sözleşmenin geçersiz olduğunun tespiti halinde ise yüklenici tarafından menfi zarar talep edilebilecektir. Öğreti ve uygulamada menfi zarar, “uyulacağına ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşme hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarar” olarak kabul edilmektedir. Sözleşmenin geçersiz olması sebebiyle tarafların müspet zararlarını talep etmeleri mümkün olmayıp verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri istemeleri mümkün olduğu gibi menfi zararlarını da diğer taraftan talep edebilirler. Bu durumda, taraflar arasındaki sözleşme geçersiz ise davacı tarafından kar kaybı talep edilemez, yukarıda belirtildiği gibi davacı davalının yararına olan imalât bedellerini menfi zarar olarak talep edebilecektir....
Taraflar arasındaki sözleşmenin az yukarda açıklanan hükmünde, avukatlık sözleşmesinin konusu, “….kararın Yargıtay’da bozulması için gereken girişimde bulunmak” olarak açıklanmış olup, yerel mahkeme kararlarının usul ve yasaya uygun olup olmadığını, dosya üzerinden inceleyerek karar vermekle görevli olan Yargıtay’da, davacı avukat tarafından yapılabilecek bir hukuki yardım söz konusu olamayacağından, taraflar arasındaki sözleşmenin, Borçlar Kanununun 19.ve 20. maddeleri gereğince hukuka, ahlaka ve kamu düzenine aykırı olması nedeniyle tümüyle geçersiz olduğunun kabulü gerekir.Bu durumda davacı vekalet ücreti isteyemez. Öyle olunca mahkemece davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2024/255 Esas KARAR NO : 2024/272 DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 01/04/2024 KARAR TARİHİ : 16/04/2024 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalılardan "... Şti." arasında imza ile ... tarihli alım satım sözleşmesi kapsamında davalı şirket tarafından müvekkili şirkete "... Kg ... ve ... Kg ... cm x ... cm ... Boy ... gr. ..." malzemesi satışı kararlaştırıldığını, sözleşmenin toplam bedelinin KDV Dahil ...-TL olarak belirlendiğini, satışı yapılan malların ... parça halinde ilk teslimatı ... tarihinde, diğer teslimatların ...,...,... tarihlerinde yapılmak üzere anlaşıldığını, sözleşmenin imzası ile birlikte malzeme üretim ve tedarik bağlantısı karşılığında müvekkili şirket tarafından davalı ... Şirketine toplam ... adet ......
iptali ve sözleşmeni fesih edilmesine sebep olduğunu, davacı tarafın müspet zararlarının tazmini talebinini usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yargıtay ......
iptali ve sözleşmeni fesih edilmesine sebep olduğunu, davacı tarafın müspet zararlarının tazmini talebinini usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yargıtay ......