Dava; sözleşmenin feshi nedeni ile doğan menfi ve müspet zararların tazmini istemine ilişkindir. Somut olayda; taraflar arasında yürütülen görüşme süreçleri içerisinde davacı lehine doğan işçilik alacakları ve masrafları ile sözleşmenin feshi nedeni ile doğan menfi ve müspet zararların tazmini talebi yönünden davacının dava şartı arabuluculuk sürecini işletmemesi nedeni ile arabuluculuk son tutanağını sunması için davacı tarafa kesin süre verilmiş, kesin süre içerisinde arabuluculuk son tutanağının sunulmaması nedeni ile dava mahkememizin .... Esas sayılı dosyasından tefriki ile eldeki esasa kaydedilmekle, davanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/2 maddesi yollaması ile Türk Ticaret Kanunu'nun 5/A maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni" Mahkemesi:Ticaret Mahkemesi Tarih : 24.05.2006 No : 94-264 Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında Telefon Kanalı Abone Sözleşmesi imzalandığını, telefon kanalı kira bedelinin artırılması üzerine hat kullanımının iptal edildiğini, davalı idare tarafından düzenlenen faturanın usulsüz olduğunu belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı, dava konusu bedeli yargılama sırasında ödemiş olup, davasını 17.07.2002 tarihinde istirdat davasına dönüştürmüştür....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki karşılıklı menfi tespit-itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı ... vekili, asıl davada, davalının müvekkilinin kiracısı olduğu taşınmaza zarar vererek tahliye ettiğini, davalının tahliyeden (2) ay önce yaptırdığı tespit dosyasına dayalı olarak müvekkili aleyhine ilamsız takip başlattığını, oysa ki taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 7.maddesi uyarınca davalının müvekkilinden talepte bulunamayacağını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Birleşen davanın davacısı, ......
sonuçlanıncaya kadar durdurulmasına, Davalı aleyhine açtığımız menfi tespit davasının kabulü ile müvekkilin borçlu olmadığının tespitine ve Mükerrer alacak talebine ilişkin ... 36....
İlamsız icra takibine itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamak amacıyla itirazın iptali davası açılmış ise böyle bir dava açıldıktan sonra, aynı borç ile ilgili menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı kabul edilmektedir. Ancak takibe itiraz edilmiş olmasına rağmen alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılmamış olan hallerde borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığının kabulü doğru görülemez. Zira alacaklının elinde her an tehdit unsuru taşıyan bir senet ya da borç belgesinin mevcudiyeti karşısında borçlunun bu tehdit unsurundan kurtulmak ve maddi hukuk açısından borçsuzluğunun tesbitine dair kesin hüküm elde edebilmek amacıyla dava açmakta hukuki yararı mevcuttur....
Bu sebeple itirazın iptali davası açıldıktan sonra takip konusu borçla ilgili olarak borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Zira menfi tespit davasında ileri sürebileceği borçla ilgili iddiasını itirazın iptali davasında savunma sebebi yapabilmekte ve savunmayla ilgili tüm delillerini gösterebilmektedir. Somut olaya gelindiğinde, davacı kendisi aleyhine itirazın iptali davası açılmasından sonra, itirazın iptali davasına konu faturalardan kaynaklanan cari hesaptan dolayı borçlu olmadığının tespitini ve ödediği 100.000,00 TL’nin istirdadını istediğinden, gerek menfi tespit ve gerekse istirdat talebi yönünden hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler ve olgular gözetilerek davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit, muazaranın giderilmesi, cezai işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine dair verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü....
Davacılar, çekin mal alımı için avans olarak verildiğini ancak mal teslim edilmediğinden çekin bedelsiz kaldığını iddia ederek, temyize konu menfi tespit davasını açmıştır. Davacı şirket ile davalı arasında daha önceden görülmekte olan Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/40 Esas sayılı dosyasında davacı şirket tarafından aynı sebeplere dayalı olarak dava konusu çekin de aralarında bulunduğu çek ve nakit ödemeleri yönünden bedelsizlik iddiasına dayanarak menfi tespit davası açıldığı ve davanın devamı sırasında dava konusu çek yönünden yatırılmayan harcın ikmalinin istenmesi üzerine davacı tarafından harcın tamamlanmayarak, diğer talepler yönünden yargılamanın devamı istenmiştir. Ne var ki, dava konusu çekten dolayı davanın takipsiz bırakılıp bırakılmadığı yönünden herhangi bir beyanda bulunulmamıştır....
İstinafa konu menfi tespit davası ise 06/05/2019 tarihinde açılmış ve aynı icra dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitine yönelik olduğu görülmüştür. Borçlu hakkında yapılmış bir takibin bulunduğu ve alacaklının itirazın iptali davası açmadığı durumlarda borçlunun itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmada hukuki yararı vardır. Ancak menfi tespit davasından önce açılan itirazın iptali davasından sonra menfi tespit davası açılması durumunda hukuki yararın bulunup bulunmadığının mahkemece değerlendirilmesi gerekir. Somut olayda, yapılan bir icra takibine itiraz üzerine, alacaklı tarafından “itirazın iptali” davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar, itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı açıktır....
Maddesi ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." düzenlemesinin yapıldığı, bu düzenlemeye ek olarak 6102 sayılı TTK m. 4 ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulma şartının 01.09.2023 itibaren dava şartı sayıldığı, bu tarihten önce açılan davalarda ister menfi tespit isterse istirdat davası olsun, arabuluculuk dava şartı aranmadığından davalının bu yöndeki itirazı kabul edilmemiştir....