"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, eğlence amaçlı sözleşmenin ifası sırasında meydana gelen kazadan dolayı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 13.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 20.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
gerekçesiyle davacı vekili maddi tazminat ile ilgili açtığı davayı atiye bıraktığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, akdin ifası ile ilgili açılan davanın kabulüne, taraflar arasında düzenlenen elektrik enerjisi satışına ilişkin sözleşmenin hukuken geçerliliğinin tespiti ile aynen ifasına, davalının tek taraflı sözleşmeyi iptal etmek suretiyle çıkardığı çekişmenin önlenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davada, sözleşmenin aynen ifası ile sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın tahsili; karşı davada ise, sözleşmeye aykırı davranılması nedeniyle tazminat ve iş bedeli karşılığı devredilen 28 nolu villa için dava dışı iş sahibi kooperatife ödenmek zorunda kalınan aidat bedellerinin tahsili istenmiştir. Mahkemece, istinabe yoluyla yaptırılan keşif ve alınan bilirkişi kurulu raporuna göre aynen ifası istenen eksik işlerin %100 oranında tamamlanmış olduğu kabul edilmekle birlikte, eksik işlerin sözleşmede kararlaştırılan tarihten sonra tamamlanmış olması nedeniyle dava cezai şart alacağı yönünden kabul edilmiş, karşı dava ise sabit olmadığından reddedilmiştir....
Mahkemece, 30.12.2003 günlü sözleşmede hükme bağlanan kat mülkiyeti tesisi koşulu henüz yerine gelmediğinden mülkiyete ilişkin davanın bu nedenle, sözleşmenin uygulama olasılığı bulunduğundan da diğer isteklerin reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Gerçekten 30.12.2003 tarihli sözleşmede ifa için kesin bir süre belirlenmemiş, ancak taşınmaz mülkiyetinin yapının kat mülkiyeti kurulduktan sonra davacıya geçirileceği kararlaştırılmıştır. Borçlar Kanununun 149. maddesi uyarınca bir aktin konusu olan borcun ilerideki bir hadisenin taahkukuna bağlanması mümkündür. Bu tür sözleşmelere hukukumuzda şarta bağlı borçlar denilmektedir. Taliki şartın gerçekleşmemesi halinde kural olarak borcun ifası istenemez. Ancak, dava 17.08.2007 tarihinde sözleşmenin yapılmasından yaklaşık 4 yıl sonra açılmıştır. Sözleşmenin ifa ile sonuçlanması için tarafları o sözleşme hükümleri ile uzun süre bağlı tutmak mümkün değildir....
Mahkemece ,satışın resmi şekil şartlarını taşımadığından geçersiz olduğunu,bu nedenle aktin ifası ,cezai şart ve tazminat istenemeyeceği ancak tarafların verdiklerini geri isteyebilecekleri gerekçesi ile davacının davalıya ödediği 146.700 TL üzerinden davanın kabulüne karar vermiştir.Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere Tapulu taşınmazların satışının resmi şekilde yapılması yasal zorunluluktur. (TMK.706, BK.nun 213 ve Tapu Kanunu’nun 26. md.) Ne varki, bu dava ile istenen akdin aynen ifası olmayıp, akdin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zarara ilişkindir. Sözleşme yapma vaadi ile güven telkin edilmiş olan tarafın sözleşmenin ifa edilmemesinden kaynaklanan zararının karşılanması gerektiği gerek doktrinde gerekse uygulamada kabul edilmektedir....
Dolayısıyla 6100 sayılı HMK m. 6 genel yetkili mahkeme olarak davalının yerleşim yeri mahkemesi ve m. 10 sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi yetkilidir. Davalının adresi ... ... olup m. 6'ya göre genel mahkeme olarak ... mahkemeleri yetkilidir. Sözleşmenin ifa yeri mahkemesi ise 6098 sayılı TBK m. 89 hükmüne göre belirlenecektir. Bu maddeye göre borcun ifa yeri tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Dava konusu alacak taşıma sözleşmesinden kaynaklı ücretin yani para borcunun ödenmesine ilişkin olup bu durumda davaya konu alacağın alacaklı durumunda olan davacının yerleşim yerinde ifası gerekir. Bu nedenle davacının yerleşim yeri olan ... ilçesi borcun ifa yeridir. Dolayısıyla 6100 sayılı HMK m. 10'a göre sözleşmenin ifası yani taşımacılık hizmeti bedelinin ifası davacının yerleşim yeri olan ...'da gerçekleşecektir. Bu nedenle ... ilçesinin bağlı olduğu ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın davacılar ile davalı ... ... arasında hizmet akdi bulunmasına ve zararın sözleşmenin ifası sırasında oluşmasına ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 13. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 03/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVACILAR : DAVALILAR : Taraflar arasındaki sözleşmenin ifası ve alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar ve davalı ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Davalı vekili, cezai şartın seçimlik cezai şart niteliğinde olduğunu, davacı tarafın seçimlik haklardan sözleşmesinin ifası seçeneğini tercih ettiğini, dolayısıyla hem sözleşmenin ifasını, hemde cezai şartı isteyemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece,dosya kapsamına göre, BK.nun 158. maddesine göre taraflar arasında sözleşme ile cezai şart kabul edilmiş ise, aksine bir sözleşme hükmü olmadıkça alacaklı ya akdin ifasını veya cezai şartı talep edebileceği, davacı tarafın sözleşmeye aykırılık iddiası nedeniyle akdin ifası seçeneğini tercih ettiği ve bu konuda dava açtığı, açılan o dava sonucunda, sözleşmeden doğan alacak nedeniyle davacı tarafından başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline karar verildiği, sözleşmede aksine hüküm bulunmadığından, davacı tarafın sözleşmenin ifasına ek olarak ayrıca cezai şart istemesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2002/687 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, mahkemece yargılama aşamasında taraflar arasında 21.11.2006 tarihli protokolün yapılması nedeniyle tarafların sözleşmenin ifası yönünde irade beyanında bulunmaları nedeniyle açılan davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiğini, bu kararın kanun yolundan geçerek kesinleştiğini, sözleşmenin ayakta olduğunu belirterek sözleşmenin değişen koşullara uyarlanmasını talep ve dava etmiştir. Davalı arsa sahibi ise, sözleşme uyarınca inşaatın 30 Mart 1997 tarihinde tamamlanması gerektiğini, bu tarihin depremden önce olduğunu, bu nedenle işin depremden önce alınan yapı ruhsatına göre bitirilmemesinde davacının kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....