Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tapuda pay devrini içeren sözleşmelerin geçerliliği resmî şekilde veya noterde düzenleme biçiminde yapılmasına bağlı olup, dava konusu olaydaki adî yazılı sözleşme geçersiz bulunmakta ise de sözleşmenin ifası amacıyla tapuda pay devri gerçekleştirilmiş olduğundan bu aşamada sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülmesi TMK’nın 2. maddesinde düzenlenen iyiniyet kuralları ile bağdaşmamaktadır. Davacı inşaat ruhsatını imzalamış ve kendi iradesi ile kat irtifakı tesis ederek 6 adet dairenin tapusu yüklenicinin eşi davalı ... adına tescil ettirilmiştir. Yapılan tüm bu işlemlerin eser sözleşmesinin ifası amacına yönelik olduğu kabul edilmelidir....

    -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili ile davalılar arasında, davalılara ait taşınmazların tevhidi sonrası inşaat yapılması amacıyla arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin ön sözleşmesi niteliğindeki 'inşaat sözleşmesi' düzenlendiğini, müvekkilinin asıl sözleşmeye hazırlık amacıyla gider yapmasına rağmen davalıların asıl sözleşmeyi imzalamaktan kaçındıklarını ileri sürerek, sözleşmenin ifası amacıyla harcanan 93.569,62 TL' nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, tarafların paylaşım ve teknik detaylarda anlaşamamaları nedeniyle arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini imzalamadıklarını, taraflarca düzenlenen sözleşmenin şekil şartına uyulmaması nedeniyle geçersiz olduğu ve davalıların dava dışı yüklenici ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlediklerini savunarak, davanın reddini istemiştir....

      Mahkemece, iddia, savunma bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; takip konusu alacağın, taraflar arasındaki sözleşmenin 8.5.b maddesine göre temerrüt faizine ilişkin olduğu, TBK'nın 131. maddesine göre asıl borca bağlı hak ve borçların, asıl borcun ifası ile birlikte sona erdiği, davacının asıl borcun ifası sırasında temerrüt faizi isteme hakkını saklı tutmadığı, davalı tarafından sözleşmenin feshedilmesini müteakiben geçmişe dönük olarak temerrüt faizlerinden oluşan toplu bir fatura düzenlediği, bu durumun gerek sözleşme içeriğine, gerekse T.B.K.'nın 131. maddesi ile T.T.K.'nın 18. maddesindeki basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüne, T.M.K.'nın 2. ve 3. maddelerinde düzenlenen dürüstlük ve iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

        Somut olayda davacı, davalı şirket ile aralarında imzalanan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi hükümlerine davalı tarafça uyulmadığını ileri sürerek, sözleşmenin aynen ifası ve tescil, olmadığı takdirde alacak istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalının tacir olduğu, davaya konu taşınmazın dükkan vasfında olduğu, davacının da ...Ltd.Şti.'nin kurucu ortağı olduğu, bu itibarla taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ticari nitelikte olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26.) maddeleri gereğince ... 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 01.12.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....

          -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili ile davalı ... arasında müvekkilinin maliki olduğu taşınmaz üzerinde inşaat yapılması amacıyla adi yazılı şekilde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, resmi şekilde yapılmayan sözleşmenin geçersiz olduğunu, davalıların, müvekkilini aldatarak haksız çıkar elde ettiklerini, inşaata dahi başlanmadan sözleşmenin ifasından sonra davalıya verilmesi kararlaştırılan 6 daireyi hile ile davalı ... adına tescil ettirdiklerini ileri sürerek, resmi şekilde yapılmayan sözleşmenin feshine, hile ile davalı ... adına tescil ettirilen bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tesciline; bozma sonrası ıslahla, kararlaştırılan sürede ifa edilmeyen, ifası için inşaata dahi başlanmayan sözleşmenin feshine ve dairelerin müvekkili adına tescile karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, sözleşmenin ifası sırasında oluşan hasarın giderilmesi istemine dayalı tazminata ilişkindir.Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 03.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              nün 14/11/2011 tarihli...ihale kayıt numaralı Akaryakıt Alım İşi ihalesinin müvekkili üzerinde kaldığını ve 30/12/2011 tarihinde "Akaryakıt Mal Alımına Ait Sözleşme" imzalandığını, davalı idare tarafından müvekkiline gönderilen 22/02/2012 tarihli ihtarda sözleşme uyarınca kalibrasyon belgesi sunma zorunluluğu olan müvekkilin bu zorunluluğu yerine getirmediğinden bahisle sözleşmenin feshedildiğini, fesih nedeniyle kesin teminatın gelir kaydedilip ihalelere katılmaktan yasaklama işleminin gerçekleştirildiğini, davalı idarenin ihtar çekmeden, belirttiği gerekçe ile sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedemeyeceğini, ihtara konu olan kalibrasyon belgelerinin ihale teklif aşamasında sunulduğunu ileri sürerek akaryakıt alım işine ait sözleşmenin davalı idarece haksız ve hukuka aykırı olarak feshedildiğinin tespitini, sözleşmenin ifası için müvekkilinin yaptığı masraflar ve sözleşmenin feshi sonucu ortaya çıkan maddi zararın şimdilik 170.000 TL sinin, fesih nedeniyle müvekkilinin yoksun kaldığı kar...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT -KARAR- Dava, sözleşmenin aynen ifası ve tazminat isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 10.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 7.10.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Somut olayda, davacı tarafça dava konusu çeklerin taraflar arasındaki sözleşmenin ifası karşılığında davalı tarafa keşide edilerek teslim edildiği, ancak davalı tarafından sözleşmenin gereğinin yerine getirilmediği gerekçesiyle bedelsizlik iddiasının ileri sürüldüğü dikkate alındığında, davanın menfi tespit davası olup, çekişmesiz yargıya konu olmadığı anlaşılmakla, mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 22.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    Maddesinde, karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin özellikleri ve koşullarına göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş yada ifasını önermiş olması gerekir, şeklinde düzenleme yapılmıştır. Bu hükme göre, karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde kendi öncelikli edimini yerine getirmeyen taraf, diğer tarafın edimini yerine getirmesini isteyemeyecektir. Başka bir anlatımla taraflardan biri öncelikli edimini yerine getirmedikçe diğer taraf kendi edimini ifadan kaçınma hakkını kullanıp ileri sürebilecektir. Bu halde temerrüde düşen, ifadan kaçınan değil, öncelikli edimini yerine getirmeyen taraf olacaktır....

                      UYAP Entegrasyonu