Davacının basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü olup sözleşmenin 2. maddesinin fesih hakkı vermediğini bilmesi gerekmektedir. Fuarın ertelenmesinde davalının kusuru da bulunmamaktadır. Buna göre; davacının işbu davayı açmakta haklı olmadığı kanaatine varılarak sebepsiz zenginleşmenin gerçekleşmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir....
Oteli'nin davacı şirket tarafından yenilenmesi ve modernizasyonu ile ilgili olarak sözleşmede belirtilen konularda tasarı, proje, danışmanlık ve kontrollük hizmetlerinin ifası için 22.01.2003 tarihinde “Danışmanlık Hizmetleri Sözleşmesi” düzenlendiği uyuşmazlık konusu değildir. Sözleşmeye göre iki aşamalı olan edimin tasarım, proje ve danışmanlık hizmetlerine ilişkin bölümü davacı şirket tarafından ifa edilmiş, edimin ikinci aşamasını teşkil eden kontrollük hizmet sözleşmesinin ifasına başlanmadan önce Büyük ... Otelinin özelleştirme kapsamına alınması ve üçüncü kişiye satılması suretiyle sözleşmenin ifası imkanı ortadan kaldırılmıştır. Davacı şirket buna dayanarak kâr kaybı talep etmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ Taraflar arasındaki sözleşmenin uyarlanması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Ancak sözleşme tarihi olan 1995 ile eldeki dava tarihi olan 23.02.2010 tarihi arasında yaklaşık 15 yıla yakın bir zaman geçmiş olup yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda da tespit edildiği gibi arsa üzerinde hiçbir inşaat faaliyeti yapılmamış olup, bu durumda sözleşmenin ifası ile ilgili beklenilmesi gereken tahammül süresinin aşıldığı, sözleşme ile ilgili hiçbir işlem yapılmadığı, bu şartlar altında sözleşmenin geriye etkili feshi talebinin yerinden olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, davacı vekilinin talepleri arasında sözleşmeden dönme ve tapu iptali tescil talebi de bulunduğundan mahkemece aynen ifaya dair verilen kararın infazının mümkün olmadığı gözetilerek, tapu maliki davacılardan muris ...'...
Açıklanan bu hukuksal sebeplerle; kural olarak eser sözleşmesi ile yüklenilen edimlerin ifası sırasında veya sözleşmenin hazırlanması aşamasında gerçekleşen zararlı olayların oluşumunda etkili olan yüklenicinin kusurunun, daima iş sahibinin kusurundan daha ağır derecede olması gerekir. Mahkemece alınan 06.12.2012 tarihli bilirkişi raporunda gösterilen kusur oranları mahkemece kabul edilmiş ise de; yukarıda açıklanan hukuksal ilkeler gözetilmeden sadece işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı ilkelerine göre olaya etkili kusur durum ve oranlarını belirleyen bilirkişi kurulu raporunun yeterli olduğundan söz edilemez....
Davacı sözleşmenin ifası nedeniyle hak edişlerinden yapılan haksız kesintilerin tahsili isteminde bulunmuştur. Davanın niteliği itibariyle görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir. O halde mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken aksine düşüncelerle ve yazılı şekilde iş mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan 18.40 TL temyiz harcın istek halinde iadesine, 28.1.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Biçimine uygun düzenlenmeyen bir sözleşmeye dayanılarak da o sözleşmenin ifası istenemeyeceğinden, karşı tarafın iyiniyetli olup olmamasının da bir önemi yoktur. Mahkemece, yapılan saptama gözden kaçırılarak davanın reddi yerine orta yerde biçimine uygun sözleşme varmış gibi istemin hüküm altına alınması doğru değildir. Karar, açıklanan nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 08.07.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
- K A R A R - Dava dışı Habib Çenkli ile Marmara Bankası A.Ş.arasında 1993 yılında konut kredisi sözleşmesi uygulandığını, davalılar sözleşmenin müteselsil kefili olduklarını, bankanın 09.02.2001 tarihinde hesabı kat edip 11.10.2001 tarihinde kefiller hakkında icra takibi yaptığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava, icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece 4077 Sayılı Kanun’un10. maddesi hükmüne göre davalıların kefaletinin adi kefalet hükümlerine tabi olduğu asıl borçluya başvurulup, alacağın tahsili için tüm yollar denenmeden kefillerden borcun ifası istenemeyeceğinden, kefiller hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı iflas idaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4077 Sayılı Kanun’un 10.maddesinde 4822 Sayılı Kanun ile yapılan değişikliğin geçmişe etkili olacağına dair anılan kanunda bir hüküm bulunmamaktadır. Somut olayda kredi sözleşmesi 1993 yılında imzalanmış icra takibi 2001 yılında yapılmıştır....
Davacı sözleşmenin ifası nedeniyle hak edişlerinden yapılan haksız kesintilerin tahsili isteminde bulunmuştur. Davanın niteliği itibariyle ve dava değerine göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. O halde mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken aksine düşüncelerle ve yazılı şekilde ... mahkemesi görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 10.9.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı sözleşmenin ifası nedeniyle hak edişlerinden yapılan haksız kesintilerin tahsili isteminde bulunmuştur. Davanın niteliği itibariyle ve dava değerine göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. O halde mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken aksine düşüncelerle ve yazılı şekilde ... 2012/16928-18870 mahkemesi görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 21,15 TL peşin alınan harcın temyiz edene iadesine, 10.9.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....