WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

sözleşmenin müvekkili yükleniciler tarafından ifası için yeniden vekalet vermeleri yönünde 01.12.2010 tarihli yapılan ihtara olumsuz cevap verilerek sözleşme gereği vekalet verilen müvekkili ... ve ....'nın güvenilmez olduğundan bahsedilerek şahsi haklarının ihlâl edildiğini, davalıların vermiş olduğu vekaletnameler ve yapılan sözleşmelere istinaden ....'...

    Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatif ile aralarında imzalanan 31.10.2007 tarihli Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi gereğince edimin süresinde ifa edilmediğini belirterek edimin ifası, olmadığı takdirde 14 daire bedeli olan 70.000,00 TL ile sözleşmenin 7. maddesi gereğince kararlaştırılan 23.000,00 TL’nin yasal faizi ile ödenmesini talep etmiştir. Davalı taraf ise; müvekkilinin ediminin ifası için çalıştığını, bu hususta tapuda, belediyede gerekli işlemleri yaptığını, ada bazında düşünülen proje için geciktirici şarta bağlı sözleşme yapıldığını, gecikmeye sebep olanın arsa sahipleri olduğunu, geciktirici şartın gerçekleşmediğini, bu durumda arsa sahiplerinin de kusurlarının bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Yargılama sonucunda mahkemece davanın kısmen kabulü ile sözleşmenin ifası amacıyla davalı ... dışındaki davalılar adına davacı şirketi temsil yetkisi tanınmasına, davalılar H.İbrahim Ulusoy ile ... ve davacı arasında 16.05.2007 tarih, 11734 yevmiye nolu ihtarname ile oluşturulan uyuşmazlıkta uyuşmazlığın sözleşmelerin 3. maddesinin davalılara toplamda 40 adet dükkan ve 20 adet büro daire verileceği şeklinde yorumlanmasına, taraflar arasında çıkan muarazanın bu şekilde giderilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir. Mahkemece bağımsız bölümlerin sözleşmede belirtilen paylaşım şekli konusundaki yorum şeklinin sözleşmeye, usul, yasaya ve yönteme uygun olduğu anlaşılmıştır. Ne var ki sözleşmenin ifası amacıyla davalı arsa sahibi ... haricindeki davalılar adına davacı şirketi temsil yetkisi tanınmasına ilişkin konuda yeterli açıklık bulunmadığı, temsil konusunun soyut ifadelerden ibaret kaldığı belirlenmiştir....

        Davalı, sözleşmenin geçerli olmadığını, davacının da sözleşme gereğince edimlerini yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, davalı kiralayanın, kiralananı teslim borcunu ifa edebilmesi için Borçlar Kanununun 106/1. maddesi gereğince 50 günlük mehil verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kira sözleşmesi gereğince, “kiralananın kiracıya teslim edilmesi konusundaki edimin” ifa edilmesi için kiralayana mehil verilmesi talebine ilişkindir. Taraflar arasında 20.4.2006 tarihli kira sözleşmesinin yapıldığı uyuşmazlık konusu olmayıp, dava açılmadan önce davacı kiracı tarafından edimin ifası için gönderilen 12.10.2006 tarihli ihtar üzerine, davalı kiralayanın gönderdiği 30.10.2006 tarihli cevabi ihtarda, “sözleşmenin feshedildiği” açıkça belirtildiği gibi, yargılama sırasında davalı vekili tarafından, taşınmazın üçüncü bir kişiye kiralandığı da açıklanmıştır....

          Sözleşmede imzası olan dava dışı arsa sahipleri de bulunduğundan TMK'nın 692.maddesi uyarınca sözleşmenin feshi davası, ancak tüm arsa sahiplerince birlikte açılması gerekir. Somut olayda, diğer arsa sahipleri davada taraf olmadıklarından, onların davaya muvaffakatlarının sağlanması veya davaya dahil ettirilmesi zorunludur. Taraf teşkilinden sonra sözleşmenin feshi davası ancak dinlenebilir hale gelir. Herne kadar sözleşmenin feshi tek taraflı irade beyanı ile sonuç doğurur ise de, kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshi, taraf rızaları fesihte birleşmediği sürece, ancak mahkeme kararı ile mümkün olmaktadır. Bu itibarla, feshin tek taraflı olarak gerçekleştiğine ilişkin kabul doğru olmamıştır. Öte yandan, sözleşmenin feshi (dönme) ile sözleşmenin ifası anlamına gelen eksik, ayıplı işler bedeli ve gecikme tazminatı gibi olumlu zarar kapsamında kalan talepler birbiriyle çelişkili olduğundan, birlikte istenemezler....

            "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Davada eser sözleşmesinin ayıplı ifası nedeniyle uğranılan zararların tahsili istenmiş, davalı süresi içinde yetki itirazında bulunarak dosyanın yetkili ... Mahkemelerine gönderilmesini istemiş, mahkemece davaya dayanak yapılan sözleşmenin davanın tarafları arasında imzalanmadığı, sözleşmenin varlığının ihtilaflı olduğu, bu nedenle HMK'nın .../.... maddesi uyarınca davaya genel yetkili mahkeme olan davalı şirketin yerleşim yerindeki (...) mahkemelerce bakılması gerektiği gerekçesi ile dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, talep halinde dosyanın yetkili ......

              Geçersiz sözleşmenin ifası istenemeyeceği gibi, feshi de dava edilemez. Bunun gibi, geçersiz sözleşmede öngörülen ceza koşulunun istenmesi buna dayanılarak kar mahrumiyeti talebinde de bulunulması da olanaksızdır. Hal böyle olunca mahkemenin davacının cezai şart, kar payı ve yoksun kalınan kar adı altındaki taleplerinin reddi yerinde olmuştur. Ne var ki, taraflar geçersiz sözleşmenin ifası aşamasında birbirlerinin mal varlıklarına artı değer kazandırmışsa bunlar sebepsiz zenginleşmeye neden olacağından karşılıklı olarak istenebilir. Davacı yüklenici davalıya ait iki ayrı parselde toplam 43.401.000.000 TL imalat yaptığını ayrıca bir kısım ihrazatın ve şantiye binasının davalının mal varlığında kaldığını iddia ettiğinden, az yukarıda vurgulanan kural uyarınca bu taleplerinin incelenerek değerlendirilmesi gerekir. Bu değerlendirmede daha önce yapılan tesbitte ortaya konan olgu ve bulguların da HUMK.nun 374. maddesince gözetileceği kuşkusuzdur....

                Geçersiz sözleşmenin ifası istenemeyeceği gibi, feshi de dava edilemez. Bunun gibi, geçersiz sözleşmede öngörülen ceza koşulunun istenmesi buna dayanılarak kar mahrumiyeti talebinde de bulunulması da olanaksızdır. Hal böyle olunca mahkemenin davacının cezai şart, kar payı ve yoksun kalınan kar adı altındaki taleplerinin reddi yerinde olmuştur. Ne var ki, taraflar geçersiz sözleşmenin ifası aşamasında birbirlerinin mal varlıklarına artı değer kazandırmışsa bunlar sebepsiz zenginleşmeye neden olacağından karşılıklı olarak istenebilir. Davacı yüklenici davalıya ait iki ayrı parselde toplam 43.401.000.000 TL imalat yaptığını ayrıca bir kısım ihrazatın ve şantiye binasının davalının mal varlığında kaldığını iddia ettiğinden, az yukarıda vurgulanan kural uyarınca bu taleplerinin incelenerek değerlendirilmesi gerekir. Bu değerlendirmede daha önce yapılan tesbitte ortaya konan olgu ve bulguların da HUMK.nun 374. maddesince gözetileceği kuşkusuzdur....

                  Bu haliyle sözleşmenin ifası son-radan ortaya çıkan imkansızlık nedeniyle olanaklı değildir. Borçlar Kanunu'nun 117. maddesi hükmünce de karşılıklı taahhütleri içeren sözleşmelerde borçluya yüklenemeyen nedenler dolayısıyla borcun ifası mümkün olmazsa borç ortadan kalkar. Somut uyuşmazlıkta, kira sözleşmesine konu ve davalı kooperatifin ileride kiracı adına bedelsiz tescili için gerekli teşebbüste bulunmayı taahhüt ettiği taşınmaz bölümü yol olarak terk edilmek suretiyle kamu malı haline geldiğinden, borcun ifasında imkansızlık vardır. Davanın reddi açıklanan bu nedenle doğrudur. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre, davacının bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun hükmün (ONANMASINA), 18.02.2008 gününde oybirliği ile karar verildi....

                    Ancak resmi şekilde aktedilmeyen sözleşmenin ifa edilmesi karşısında, geçersizliğini iddia etmek dürüstlük kuralıyla bağdaşmayacaktır. Somut olayda tapu devirlerinin yapıldığı nazara alındığında, taraflar arasındaki sözleşmelerin geçersizliği ileri sürülemeyecektir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldıktan sonra sözleşmeye konu taşınmazın tapuda satılarak yüklenici veya onun gösterdiği kişiye devredilmesi halinde bu satımın gerçek bir satım olmadığı sözleşmenin ifası maksadıyla tapu devri niteliğinde olduğu Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır. Bu nedenledir ki sözleşmeden sonra tapu devirlerinin yapılmış olması, işbu devirlerin bir satım değil, arsa payı kat karşılığı inşaat sözleşmesinin ifası amacıyla yapıldığını gösterir....

                      UYAP Entegrasyonu