Maddesindeki düzenlemeden kaynaklandığı, burada alacaklının sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararını tazmininin söz konusu olduğu, çünkü sözleşmenin fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz edilemeyeceğini istenilecek zararın menfi zarar olduğu Yargıtay Hukuk Genel Kurulu somut olayda olduğu gibi başlangıçta geçerli olarak kurulan ancak, sonradan hükümsüz hale gelen sözleşmede zararı “Bir sözleşmenin başlangıçta geçerli olarak kurulmasına rağmen daha sonra ortaya çıkan nedenler dolayısı ile imkansız hale gelmesi durumunda, davacı gerçek ve güncel müspet zararını talep edebilmelidir.” şeklinde belirlediği, burada benimsenen ilkeye göre; zarar doğurucu eylemin, zarar görenin malvarlığında ne miktarda bir azalmaya neden olmuş ise, zarar verenin tazminat borcunun da, o miktarda olması gerektiği, öyle ise, oluşan gerçek zarar ne kadarsa, tazminatın da o kadar olacağı (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 29.09.2010 gün...
Somut olayda; Taraflar arasında 01/12/2002 başlangıç - 01/12/2012 bitiş tarihli konut ve tarlaya ilişkin kira sözleşmelerinin varlığı hususunda, uyuşmazlık bulunmamaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi uyarınca “Temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir. Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir.” düzenlemesi mevcuttur. Bu durumda kiracı, 125. maddedeki seçimlik haklardan birini seçebilecektir. Kiracı aynen ifa (kiralananın teslimi) ve gecikme tazminatı seçebileceği gibi; bu hakkından vazgeçtiğini bildirerek, sözleşmeden dönebilir ve borcun ifa edilmemesinden yani kiralananın teslim edilmemesinden doğan müspet zararını talep edebilir....
Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin, davalı yanca gereği gibi ifa edilmemesinden kaynaklanan zararının, davalıdan tazminine ilişkin alacak davasıdır. İhtilaf, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti noktalarında toplanmakta olup, alacak miktarının tespiti ve belgelerin incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususların bilirkişiye tespit ettirilmesi mümkündür....
TBK m.147/1-6'da, yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında, eser sözleşmesinden doğan alacakların 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. Davacının sözleşmeyi feshetmesi ile birlikte davacının eser sözleşmesinin gereği gibi ifa edilmemesinden kaynaklı zararlarını ve bu kapsamda işin üçüncü kişilere yaptırılmasından kaynaklı zararlarını fesih tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde talep etmesi gerekmektedir. Ancak, davacı, eldeki davayı fesih tarihinden itibaren 5 yıllık sürede açmadığından ve cevap dilekçesi ile zamanaşımı defi ileri sürüldüğünden; davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
nden yakıt alabilmesi için müvekkiline ait akaryakıt istasyonu üzerinde, anılan dava dışı şirket lehine intifa ve ipotek tesis ettirdiğini, aynı şirkete 200.000 TL bedelli teminat mektubu verdiğini, ayrıca sözleşme bedelini ödemek için 2.500.000 USD kredi kullandığını, davalı tarafın ise sözleşme gereklerini yerine getirmediğini, sözleşmenin ifası için kendilerine gönderilen ihtarnameye ise taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğundan bahisle cevap verdiklerini, söz konusu sözleşmede satıcı olan davalıların yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde 500.000 TL cezai şart ödeyeceklerinin düzenlendiğini ileri sürerek, 500.000 TL cezai şart, 141.460 TL kapora bedeli, 88.500 TL araç bedeli, 1.000 TL sözleşmenin ifa edileceğine inanılarak yapılan masraf ve 1.000 TL sözleşmenin ifa edilmemesinden kaynaklanan zarar olmak üzere toplam 731.960 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 23.09.2011 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ederek 5.000 TL cezai şartın...
zararının sözleşmenin zamanında ifa edilmemesinden kaynaklandığını ileri sürerek, sözleşmenin geriye etkili şekilde feshine, şimdilik 500,00 TL menfi zarar, 500,00 TL cezai şart alacağı ile her bir davacı için 5.000,00 er TL manevi tazminatın faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır: burada alacaklının sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Çünkü sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır. Menfi zarar kavramına şunların gireceği kabul edilmektedir (Tandoğan, age., s. 427-428): Sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler: Harçlar, posta giderleri, noter ücreti gibi; Sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılık edanın kabulü için yapılan masraflar; Sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısıyla uğranılan zarar: gönderilen şeyin yolda kaybolması gibi; sözleşmenin geçerliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla uğranılan zarar; hükümsüz sayılan sözleşmeyle satın alınan şey, örneğin o zaman başkasından 100 liraya alınabilirken şimdi 120 liraya alınabilmesi; başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi dolayısıyla uğranılan zarar; dava masrafları....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin ifa edilmemesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 23.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 23.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 31.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Turizm İşletmecilik Ticaret Ltd.Şti'.ne sattıklarını, açmış oldukları dava sonucunda taşınmazın tapunun .../...’sinin maliki olduklarını, buna rağmen müvekkiline teslimi gereken ... villanın zilyetliğini teslim alamadığını ileri sürerek, 02.....1992 tarihinden dava tarihine kadar geçen süre için ecrimisil, kullanmadan kaynaklanan yıpranma gideri, hor kullanmadan doğan tazminat, yoksun kalınan faydaların tazmini, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesinden doğan zararın tazmini, villaların eski hale dönüştürülmesi için gerekli bedel ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacılar vekili ile bir kısım davalılar vekilinin temyiz istemi üzerine ... .... Hukuk Dairesince bozulmuş, bozmaya uyan mahkemece, 245.803,92 TL ecrimisil bedelinden 225.739,645 TL'nin tüm davalılardan, bakiye kısmın davalı ... Turizm ve Otelcilik A.Ş. dışındaki davalılardan, 270.650,302 TL eski hale dönüştürme bedelinin ve 82.120,......
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının katılacağı ilk turun yeterli katılım olmadığından gerçekleştirilemediğini, davacının seçimlik hakkını diğer bir tura geçiş yaparak kullandığını, bu turun da korona virüsü salgını nedeniyle iptal edildiğini, korona virüs salgının mücbir sebep olduğunu, bu süreçte davalı şirketin sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan zararlardan sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde 10/12/2020 tarihli kararla; "(...) davacı tarafça davalıdan 17.000,00- TL tur ücreti, 400 Euro vize ücretleri, 100- TL iptal edilen uçak biletleri olmak üzere toplam 20.101,48- TL talep edebileceği tespit edilmiş olup davacının talebinin 19.736,88- TL olduğu gözetilip taleple bağlı kalınarak bu tutar yönünden kabul kararı verilmiştir....