Borçlular, alacaklının sözleşme gereği vermekle yükümlü olduğu araçların satış ve devrini yapmadığını bu nedenle sözleşmeye konu olarak verildiği taraflar arasında çekişmesiz olan senetlerin bedelsiz kaldığını iddia etmekte, alacaklı ise cevap dilekçesinde borçlunun vermeyi taahhüt ettiği ... marka aracın yerine ayıplı bir ... aracı vermek istemelerinden dolayı almadığını, bu nedenle ... marka aracı teslim etmediğini 55.000 TL’lik takibe konu senedin ise bakiye borç karşılığı verildiğini bu nedenlerle teminat bonosu olmadığını ileri sürmüştür. Taraflar arasında varlığı çekişmesiz bulunan satış sözleşmesi uyarınca takibe konu senetlerin verildiği sözleşmeye göre ... marka aracın alacaklı tarafından teslim alınmasında senetlerin iadesinin kararlaştırıldığından, takibe konu senetlerin sözleşmenin teminatı olarak verildiği anlaşılmaktadır....
AŞ. arasında yapılan 05.02.2012 tarihli sözleşme uyarınca davalının davacı bünyesindeki hastanede epilasyon, lazer, cilt bakım vb hizmetler verdiğini, bu hizmeti verdiği bölümün kendisine aylık 6.000,00 TL karşılığında devredildiğini, tarafların sözleşmeyi daha sonra feshederek 24.10.2012 tarihli protokol imzaladıklarını ve bu protokole göre ticari portföy bedeli ve makine bedeli olarak davalıya 7 adet senet verildiğini, protokolün 3. maddesinde ise protokol tarihine kadar üyeliğini yapmış olan müşterilerden tahsil edilen miktar bu üyelere verilecek hizmet ve tahsil edilecek ücretten fazla olması halinde ihtara gerek kalmaksızın senet bedellerinden mahsup edileceğinin kararlaştırıldığını, davalının, bu müşterilerden 182.716 TL tahsil ettiğini, davacının ise 3.209,00 TL tahsil ettiğini ve 22.217 TL tahsil edileceğini, aradaki farkın 157,390 TL olduğunu, bu nedenle senetlerin bedelsiz kaldığını ileri sürerek senetlerin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiş dava sırasında senet bedellerinin...
HGK'nun 14/03/2001 tarih ve 2001/12-233 sayılı ve yine 20/06/2001 tarih ve 2001112-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Somut olayda, alacaklı cevap dilekçesinde senetlerin finansal kiralama sözleşmesi uyarınca aylık kira bedellerinin tahsili amacıyla borcun ifası için düzenlendiğini belirtmiş, teminat olarak alındığına ilişkin beyanda bulunmamıştır. Taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesinde takip konusu bonolara atıf olmadığı gibi alacaklı vekilinin cevap dilekçesindeki açıklamaları ve yargılama süresince verdiği beyanları, senedin sözleşmenin ifası amacıyla verildiği yönünde olup senedin teminat amaçlı alındığını kabul ettiği anlamına gelmediğinden mahkemece, borçlunun sair itirazları incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bonoların teminat olarak verildiği gerekçesiyle takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, dava konusu 6 adet senetteki ve kira kontratındaki imzanın muris ...a ait olduğu, bu nedenle 01.01.2006 başlangıç tarihli ve yıllık kiranın 19.00.-TL olarak gösterilmiş sözleşmenin gerçek ölçek kabul edilmesi gerektiği, davacı ile muris arasında başka bir ticari ilişki bulunmadığından senetlerin de aylık kira borçları ödemesine ilişkin olarak verildiği, senetlerin ödendiğinin belgelendirilmediği gerekçeleriyle takibin 15.200.-TL asıl alacak ve 384.-TL işlemiş faiz üzerinden devamına, asıl alacağın %40’ı oranında inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 06/05/2014 gün ve 2013/329-2014/79 E.K. sayılı hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Heyetçe incelenmesine gerek görülen taraflar arasındaki sözleşmenin ve dava konusu senetlerin ön ve arka yüzlerinin okunaklı onaylı örneklerinin eklenmesinden sonra yeniden gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 26.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
KARAR Davacı, davalı şirket ile arasında 28/08/2014 tarihinde ön ödemeli konut satışı sözleşmesi imzalandığını ve K. ... mevki: 233 parseldeki taşınmaza yapılması planlanan A blok 1. Kat 14 numaralı dairenin satılması konusunda anlaştıklarını, bu anlaşma uyarınca davalı şirkete sözleşmede belirtildiği şekilde 60 adet sıralı 1.850,00 TL bedelli senet imzalayarak verdiğini, ancak bu senetlerin Tüketici Kanununa göre düzenlenmesi gerekirken, kanunun emredici hükmüne aykırı olarak düzenlenerek imzalatıldığını ve 6502 sayılı kanundaki şekil şartlarına uymadığını, davalı şirket tarafından hazırlanan sözleşmenin ve bağlı senetlerin iptali ile tarafına iadesi için ... 3. Tüketici Mahkemesi’nin 2014/800 Esas sayılı dava dosyası ile açılan davada verilen karar ile 28/08/2014 tarihli sözleşme ve bağlı senetlerin iptal edildiğini, ancak iptal edilen bu senetlerden 6 adedinin davalı şirket tarafından kötü niyetle diğer davalı ...'...
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 04/12/2014 NUMARASI : 2014/3161-2014/2847 Uyuşmazlık, devre tatil sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshi ve ödenen bedel ile davalının verilen senetlerin iadesi istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 02.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili cevap dilekçesi özetle; Takibe konu senetlerin taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesine istinaden verilmediğini ve senetlerin teminat senedi olmadığını, eğer öyle olmuş olsa idi, senet metninde açıkça senedin teminat senedi olduğunun belirtilerek sözleşmede buna atıfta bulunulmuş olacağını, ihtiyati haciz dilekçesinde belirtilen senet toplamı 389,774,00 Euro olduğu halde 69.000,00 Euroluk ödeme düşülerek 320.774,00 Euro üzerinden icrai takibe geçildiğini, taraflar arasında imzalanan taahhütname gereğince takip tarihi itibariyle vadesi gelmemiş olan senetlerin muacceliyet sözleşmesi gereğince muaccel hale geldiğini, davacının iddiasının aksine davalı ile davacı arasında yeni bir ödeme planı olmadığı gibi ikinci bir sözleşme de yapılmadığını, taraflar arasında bununla ilgili görüşmeler yapılmış olsa da ikinci bir sözleşmenin imzalanmadığını ve imzalanmış bir sözleşmenin müvekkili şirketin kayıtlarında tutulamayacağını beyan ve iddia ederek davanın reddini...
Taraflar arasındaki sözleşmenin hiç yürürlüğe girmediği ve dolayısıyla bu sözleşme kapsamında verilen her türlü bedelin iadesinin gerektiği İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesi'nin 10/12/2020 tarihli kararı ile kesinleşmiştir. Burada istirdada konu senetlerin sözleşme kapsamında verildiği sabittir. Taraflar arasında sözleme hiç uygulanmadığından temel ilişki ortadan kalktığından artık bononun illetten soyut olduğu iddiası dinlenmez. Senetlerin üzerinde teminata ilişkin herhangi bir ibare bulunmasa da yürürlüğe girmeyen ve ortadan kaldırılan sözleşme kapsamında düzenlenen bonolardan olması sebebiyle bedelsiz kalacağı açıktır. Kaldı ki her ne kadar kambiyo senetleri illetten soyutsa da başkaca bir ticari ilişkin olmaksızın davacının davalıya bonolar düzenleyip vermesi hayatın olağan akışına da uygun değildir....
Şti arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesinin bulunmadığı, aksine T2 A.Ş ile Üsküdar 7.Noterliği'nin 30.06.2010 tarihli 22061 yevmiye nolu Düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin akdedildiği, arsa malikleri ile Bengisu Yapı A.Ş'nin yaptığı, konut satışının ise başka bir şirket ile imzalandığı, bu şekilde kötü niyetli hareket edildiği, davacının yanıltıldığı, yapılan satıştan tüm davalıların sorumlu olduğu, davalı şirketlerin yetkilisinin tek kişi olduğu, sözleşmenin en başından beri geçersiz olduğu, tüzel kişilerin kendilerini oluşturan kişilerden ayrı bağımsız kişi olup sınırlı sorumluluk ilkesi çerçevesinde hukuki işlemlerde taraf olacakları ancak kimi zaman sözleşme ve kanundan doğan borç ve yükümlülüklerden kurtulmak için tüzel kişiliğin araç olarak kötüye kullanıldığı, bu nedenle tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisinin geliştirildiği ve Yargıtay uygulamaları ile bu teorinin benimsendiği, sözleşmenin geçersiz olduğu, sözleşmenin feshi...