"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin ve imzalanan senetlerin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 6. Tüketici ve ... 1....
Ltd.Şti.ortakları tarafından büyük çaplı usulsüzlük ve yolsuzluk yapıldığını, ... Ltd.Şti.inşaatları yarıda bıraktığı için sözleşmenin feshedildiğini, dava konusu senetlerin tanzim ve vade tarihlerinde senetlerin düzenlenmesini gerektirecek alacak-borç ilişkisi bulunmadığını, senetlerin bedelsiz olduğunu, şahsi çıkarlar amacıyla verildiğini, kooperatifi borç altına sokacak işlemlerde en az iki yetkili imzanın bulunması gerektiğini ileri sürerek, senetlerden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu senetlerin dava dışı ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesi ile senetlerin iptali, borçlu olunmadığının tespiti, ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 1. Tüketici Mahkemesi ve ... 3....
Oysa ki; taraflar arasında düzenlenen 24.03.2012 tarihli "Devre Mülk Pay Vaadi Sözleşmesi" başlıklı sözleşmenin konusu ibareli 3. maddesinde " Sözleşmeye konu olan devre mülk satıcının ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 206 ada 18,17,16,15,14,13,12,11,10,9 parsel ile 96 ada 80 parsel .../... da bulunan taşınmaz üzerinde yapılacak olan ... Thermal Palaca de yer alan yarı hisseli Devre Mülk satışı için ön akit düzenlemesinden ibarettir. " şeklinde ifade edilen hükümle taraflar arasında devremülk satış sözleşmesi yapıldığı ve söz konusu sözleşmenin resmi şekil şartına tabi olduğu ve taraflar arasında imzalanan sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tarafların verdiklerini iade edecekleri gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, az yukarıda belirtilen hatalı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
nin yetkilisinin kim olduğunun ticaret sicil memurluğundan sorulması, taraflar arasındaki sözleşmenin getirtilerek incelenmesi, sanıklar ile katılan firma arasındaki hukuki ilişkinin tespit edilmesi, suça konu senetler üzerindeki yazı ve imzanın sanıklara ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması ve toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı istem gibi 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, takip dayanağı senetlerin TTK’nun 776. maddesinde belirtilen yasal zorunlu unsurları içeren kambiyo senedi niteliğine haiz bono olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında varlığı kabul edilen satım sözleşmesinde takip dayanağı bonoların teminat amaçlı olarak verildiğine dair herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Bahsi geçen sözleşmeden anlaşılacağı ve borçlunun da kabulünde olduğu üzere borcun taksitlere bölünerek sıralı senetler verildiği görülmekte olup, senetlerin ödenmemesinin tabii sonucu tahsile konulmalarıdır. Dolayısıyla alacaklı vekilinin; sözleşmede kararlaştırılan vadelerde ödenen her bir taksit için senetlerin borçluya geri iade edileceği ancak ödeme yapılmaz ise tahsile konulacağı, borç ödenmediğinden senetlerin bankaya tahsile verildiğine dair beyanı senetlerin borcunun edası (ifası) amacı ile düzenlendiğine bir başka deyişle ödeme aracı olarak verildiğine ilişkindir....
, sözleşmenin kefalet sözleşmesi olduğunu, sözleşme içerisinde birçok kez geçen ibarelerden açıkça anlaşıldığını, söz konusu “protokol” başlıklı kefalet sözleşmesi incelendiğinde ise, TBK” da belirtilen geçerlilik şartlarını taşımadığının açıkça görüldüğünü, şekil şartlarının noksanlığının kamu düzeninden olduğundan sözleşmenin geçersizliğinin tespit edilerek, sözleşmenin ve sözleşmeye dayalı senetlerin iptaline karar verilmesini ve müvekkilinin sözleşme ve senetlerden kaynaklı bir borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiklerini, sözleşmenin geçerli olduğunun kabul edilmesi halinde dahi müvekkilinin borçlu kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin gerek ödeme yaptığı sırada, gerekse ödeme sonrasında davalı şirket yetkilileri ile her görüşmesinde; sürekli olarak sözleşmeye konu çeklerin tahsil edilip edilmediğini, edildi ise bakiye borcun ne kadar olduğunu, icra dosya numaralarını vb. bilgileri sorduğunu, ancak davalı şirket yetkililerinin cevap vermekten sürekli olarak kaçındığını...
ettiklerini belirterek, 13.04.2022 düzenleme tarihli, 25.07.2023 vade tarihli, 4.350.000 TL tutarlı senede ilişkin 13.04.2022 tarihli "Hisse Devir Sözleşmesi" ve aynı sözleşmenin belirli maddelerinin revize edildiği "Hisse ve Varlık Devir Protokolü"nden başkaca bir borç ilişkisinden kaynaklı borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Şti. hisselerini davalı ve dava dışı ortağından satın aldığını ve bedelini nakden ödediklerini, müvekkillerinin hisse devir sözleşmesinden önce satış işleminin gerçekleşmesi amacıyla davaya konu senetler üzerine teminat senedi yazılı olarak davalıya verdiklerini, daha sonra alacaklı olduğunu söyleyen kişilerin müvekkillerini aramaya başladıklarını, müvekkillerinin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, senetlerin hukuken geçerliliğinin kalmadığının tespitiyle senetlerin iptalini ve hüküm kesinleşinceye kadar senetler üzerinde İİK m 72 gereği tedbir konulmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında bila tarihli 58210 numaralı devremülk satış sözleşmesinin imzalandığını ve davalıya 35 adet 450,00- TL'lik ve 1 adet 2.850,00- TL'lik senet verildiğini, müvekkili tarafından davalıya 5.500,00- TL ödeme yapıldığını, devremülk tapusunun 02/07/2019 tarihinde verildiğini, mülkün davacı tarafından tecrübe ve muayene edilemediğini, sözleşmenin askıda olduğunu ve müvekkilinin 14 günlük yasal cayma hakkını süresinde kullandığını ileri sürerek sözleşmenin geçersizliğinin tespitine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise cayma hakkının süresinde olduğunun kabulü ile sözleşmelerin iptaline, ödenen 5.550,00- TL'nin avans faizi ile birlikte müvekkiline iadesine, müvekkili tarafından davalı şirkete verilen sıralı senetlerin iptali ile müvekkilinin bu senetlerden dolayı borcu olmadığının tespitine ve müvekkili adına olan tapu kaydının iptaline karar verilmesini talep etmiştir....