Davacıların, davalı bankadan 07.06.2007 tarihinde 120.000 İsviçre Frangı tutarında aylık 1.158,73 İsviçre frangı tutarında taksitle 120 ay vadeli konut kredisi kullandıkları ve ilk taksitin 07.07.2007 tarihinde başladığı hususları tartışmasız olup, davacılar İsviçre Frangı'nın TL karşısında aşırı değer kazandığını ve bu suretle işlem temelinin çöktüğünü ileri sürerek uyarlama talebinde bulunmuşlardır. Hemen belirtmek gerekir ki, taraflar arasında düzenlenmiş bulunan sözleşmeye bağlılık esas olup, sözleşmenin uyarlanması ise uyarlama koşullarının varlığı halinde başvurulması gereken istisnai bir durumdur. Her şeyden önce sözleşmenin imzalanmasından sonra beklenmeyen olağanüstü durumların gerçekleşmesi, sözleşmenin uzun süreli olması, beklenmeyen olağanüstü durumların herkes için geçerli, objektif ve önceden belirlenemeyecek nitelikte bulunması, değişen koşulların sözleşmeyi çekilemeyecek hale getirmesi, bu suretle işlem temelinin çökmesi zorunludur....
İlk derece mahkemesince, sözleşmenin ifasının asgari ücretteki artış sebebiyle davacı bakımından aşırı güçleştiği ve uyarlama talebinin yerinde olduğu belirtilerek, davanın kabulüne karar verilmiş, taraf vekillerinin istinaf başvurusu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesince, uyarlama yapılabilmesi için sözleşme veya yasada hal ve şartlara dair kayıt veya hüküm bulunmaması gerektiği, oysa ki sözleşmenin 14. maddesinde fiyat farkı istenemeyeceğinin açık ve net şekilde belirtildiği gerekçesiyle, davacı istemi bakımından esastan reddedilmiş, davalı isteminin ise kabulü ile ilk derece kararı kaldırılarak, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, asgari ücrette meydana gelen beklenenin üzerindeki artışa dayalı olarak taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi bedelinin uyarlanması istemine ilişkindir. Asgari ücret kanunla belirlenmekte olup, belirlenen bu asgari ücret tutarının altında işçilere ödeme yapılması mümkün değildir....
İlk derece mahkemesince, sözleşmenin ifasının asgari ücretteki artış sebebiyle davacı bakımından aşırı güçleştiği ve uyarlama talebinin yerinde olduğu belirtilerek, davanın kabulüne karar verilmiş, taraf vekillerinin istinaf başvurusu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesince, uyarlama yapılabilmesi için sözleşme veya yasada hal ve şartlara dair kayıt veya hüküm bulunmaması gerektiği, oysa ki sözleşmenin 14. maddesinde fiyat farkı istenemeyeceğinin açık ve net şekilde belirtildiği gerekçesiyle, davacı istemi bakımından esastan reddedilmiş, davalı isteminin ise kabulü ile ilk derece kararı kaldırılarak, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, asgari ücrette meydana gelen beklenenin üzerindeki artışa dayalı olarak taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi bedelinin uyarlanması istemine ilişkindir. Asgari ücret kanunla belirlenmekte olup, belirlenen bu asgari ücret tutarının altında işçilere ödeme yapılması mümkün değildir....
İlk beş yıl kira parasının yıllık 30.000 Dolar, 6. ve 7. yıllarda ise 33.000 Dolar olarak kararlaştırıldığı, uyarlama talep edilen 01.06.2010 döneminin ise sözleşmenin 6.yılı olduğu anlaşılmaktadır.Dava konusu mecur, ..., ... ilçesi, ...mahallesinde, toplam 1.255 m2 mobilya mağazasıdır.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, bölgede normalin üstünde ticari değişiklik olduğunu, büyük ve marka mobilya mağazaları, marketler ve işyerleri açıldığını, yakınında ... Park'ın hizmete açıldığını, bu nedenle kira sözleşmesinde çıkar dengesinin katlanılmayacak derecede davacı aleyhine bozulduğunu, işlem temelinin çöktüğünü belirtmiş, emsal olarak, dava konusu taşınmaz ile benzerlik göstermeyen 330 m2 işyeri kirası alınmıştır....
İmkânsızlık kavramından farklı olan aşırı ifa güçlüğüne dayanan uyarlama isteminin temeli, Türk Medenî Kanununun 2 nci maddesinde öngörülen dürüstlük kurallarıdır. Ancak, sözleşmenin değişen koşullara uyarlanması ya da dönme hakkının kullanılması, şu dört koşulun birlikte gerçekleşmesine bağlıdır. 1.Sözleşmenin yapıldığı sırada, taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum ortaya çıkmış olmalıdır. 2.Bu durum borçludan kaynaklanmamış olmalıdır. 3.Bu durum, sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirmiş olmalıdır. 4.Borçlu, borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olmalıdır. Maddeye göre uyarlamanın bütün koşulları gerçekleşmişse borçlu hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteyebilir....
Sözleşmenin 4/e mad- desinde yer alan özel koşul “ ikinci ve müteakip kira yıllarında kira bedeli, her yıl, bir önceki yıl bedelinin, o yılda artışın yapılacağı tarihten geriye doğru son oniki ayda, Devlet İstatistik Enstitüsü, tüketici fiyat endeksinde aylık ortalamalara göre meydana gelmiş yıllık değişim nispetinde artırılması suretiyle tespit olunacaktır.” şeklindedir. Somut olayda talep; kira sözleşmesinde taraflarca kararlaştırılan kira parasının artırılması ile ilgili koşulun iptaline ilişkin olup, dava bu niteliği itibariyle kira sözleşmesine dayanan kira tesbit davası olmayıp, kira parası ile ilgili hükmün iptali istemini içeren uyarlama davasıdır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki uyarlama davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı bankadan dövize endeksli kredi kullandığını ancak kurun aşırı oranda yükselmesi nedeniyle ifa güçlüğü yaşadıklarını ileri sürerek, B.K 138. madde uyarınca hakimin sözleşmeye müdahalesi ile öncelikle sözleşmenin geçersizliğinin tespitine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise sözleşmenin günün koşullarına uyarlanmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Bunlar; sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü durum ortaya çıkması, bu durumun borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkması, yine bu durumun sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın beklenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirmesi ve borçlunun borcunu henüz ifa etmemiş olması veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olması halidir. Bu dört koşulun birlikte gerçekleşmesi halinde ise borçlunun hakimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme hakkı bulunmaktadır. Somut uyuşmazlıkta davacı taraflar arasında --------- işlerinin ---- (dosyamızdaki davalı) tarafından yapılması işinin konu edildiği, sözleşmenin bedelinin --- belirlendiği, 10.06.2014 tarihinde imzalanan ve sözleşmede ---- --- yüklenici (dosyamızdaki davalı) tarafından yapılması işinin konu edildiği, yine bu sözleşmeninde bedelinin--- belirlendiği açıktır....
Konuyu yeniden düzenleyen 6706 Sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanununun, 26. maddenin 5. fıkrası ile “… Uyarlama kararlarına karşı itiraz kanun yoluna başvurulabilir…” demek suretiyle, yabancı mahkeme ilamlarının Türkiye’de infazına ilişkin uyarlama yargılaması sonucunda verilecek kararlara karşı, önceki düzenlemeler ile paralellik arz edecek şekilde, “itiraz” kanun yolunu öngörülmüştür. Dairemizin çoğunluk görüşüne dayanak gösterilen ve 15877 Sayı, 13.3.1977 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Sözleşmenin 41. maddesi incelendiğinde, madde metninin sayın çoğunluğun görüşünü desteklemediği ilk bakışta anlaşılabilecek mahiyettedir. Sözleşmenin 41. maddesi aynen; “istenilen yerine getirme bakımından bu bölüm gereğince mahkemelerin verecekleri kararlar ile 37 nci maddeye göre tayin edilecek idarî makamın kararı üzerine başvurulan hâkimlerin kararlarına karşı kanun yolu tanınacaktır.” denilmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : UYARLAMA İSTEMLİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 23.01.2020 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 28.01.2020 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 8 Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 8.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,08/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....