Bu madde uyarınca "sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olgular kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değişir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Dava konusu olayda; davacının murislerinin 1976 yılında ölümünden yaklaşık 38 yıl geçtikten sonra iş bu davanın açılmış olması nazara alındığında, sözleşmenin davacı tarafından benimsendiğinin kabulü gerektiği, bu nedenle dava konusu olayda TBK.nun 138.maddesinde gösterilen uyarlama koşullarının bulunmadığı anlaşılmaktadır....
İmkânsızlık kavramından farklı olan aşırı ifa güçlüğüne dayanan uyarlama isteminin temeli, Türk Medenî Kanununun 2 nci maddesinde öngörülen dürüstlük kurallarıdır. Ancak, sözleşmenin değişen koşullara uyarlanması ya da dönme hakkının kullanılması, şu dört koşulun birlikte gerçekleşmesine bağlıdır. 1.Sözleşmenin yapıldığı sırada, taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum ortaya çıkmış olmalıdır. 2.Bu durum borçludan kaynaklanmamış olmalıdır. 3.Bu durum, sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirmiş olmalıdır. 4.Borçlu, borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olmalıdır. Maddeye göre, uyarlamanın bütün koşulları gerçekleşmişse borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteyebilir....
Sözleşmeye müdahale müessesesi istisnai, tali ( ikinci derecede ) yardımcı nitelikte olup, ancak uyarlama kurumun şartlarının mevcudiyeti halinde anılan kurumun uygulanması gündeme gelebilecektir. 6098 sayılı T.B.K yürürlüğe girmesinden evvel, mevzuatımızda uyarlama kurumuna ilişkin bir düzenleme olmamakla birlikte, taraflar arasındaki sözleşme koşullarının daha sonra önemli ölçüde değişmesi halinde değişen bu koşullar karşısında (Clausula Rebüs Sic Stantibus -beklenmeyen hal şartı- sözleşmenin değişen şartlara uydurulması ) ilkesi bağlamında ve M.K. 2. maddesinden de yararlanılmak suretiyle sözleşmenin yeniden düzenlenmesinin mümkün bulunduğu ve karşılıklı sözleşmelerde edimler arasındaki dengenin bozularak "işlem temelinin çökmesi" halinde M.K. 1, 2 ve 4'üncü maddelerinden yararlanılması gerektiğine dair öğreti ve uygulamada yerleşik bir kabul mevcut iken 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren TBK’nın 138 nci maddesi ile bu husus yasal bir düzenlemeye de kavuşturulmuştur....
Somut olayda davacı taraf ekonomik kriz nedeniyle uyarlama talep etmekte ise de dava tarihi itibariyle aşırı ifa güçlüğü mahiyetinde, olağanüstü bir durumun, enflasyon seyrinin anormal derecede artışı, taşınmazın etrafında beklenilmedik bir oluşumun ya da ekonomiyi arttırıcı bir yenilik vs tespit edilemediğinden uyarlama davası açabilmek için gerekli şartlar mevcut değildir. Uyarlama, yani sözleşmeye müdahale edebilmek için sözleşmenin yapılmasından sonra olağanüstü ve objektif, taraflarca öngörülemeyen olayların ortaya çıkmış olması gerekmektedir. Kural olarak sözleşmeye bağlılık esastır. Uyarlama ise tali bir çözümdür. Dosyada mevcut deliller, rapor ve ek raporlar ile yerleşik Yargıtay uygulamaları birlikte değerlendirildiğinde emsal bedeller dikkate alınıp uyarlama yapılamayacağından ve uyarlama için gereken koşullar oluşmadığı açıktır.(Benzer uyuşmazlıkta Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2021/5067 Esas, 2021/7930 Karar sayılı ilamı da aynı doğrultudadır.)...
Somut olayda davacı taraf ekonomik kriz nedeniyle uyarlama talep etmekte ise de dava tarihi itibariyle aşırı ifa güçlüğü mahiyetinde, olağanüstü bir durumun, enflasyon seyrinin anormal derecede artışı, taşınmazın etrafında beklenilmedik bir oluşumun ya da ekonomiyi arttırıcı bir yenilik vs tespit edilemediğinden uyarlama davası açabilmek için gerekli şartlar mevcut değildir. Uyarlama, yani sözleşmeye müdahale edebilmek için sözleşmenin yapılmasından sonra olağanüstü ve objektif, taraflarca öngörülemeyen olayların ortaya çıkmış olması gerekmektedir. Kural olarak sözleşmeye bağlılık esastır. Uyarlama ise tali bir çözümdür. Dosyada mevcut deliller, rapor ve ek raporlar ile yerleşik Yargıtay uygulamaları birlikte değerlendirildiğinde emsal bedeller dikkate alınıp uyarlama yapılamayacağından ve uyarlama için gereken koşullar oluşmadığı açıktır.(Benzer uyuşmazlıkta Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2021/5067 Esas, 2021/7930 Karar sayılı ilamı da aynı doğrultudadır.)...
Sözleşmenin temelini oluşturan konularda önceden öngörülemeyen veya öngörülmesine rağmen gerçekleşeceğine ihtimal verilmeyen önemli değişikler sonucu edimler arasındaki dengenin aşırı bozulması halinde iyiniyet kurallarını da gözönünde tutarak, hakim tarafından sözleşme değişen koşullara uyarlanabilecektir Bu durumda mahkemece itiraz edilen hakedişlerdeki sözleşmeye göre ihaleye esas uygulama projeleri ve mahal listeleri, pursantaj listesi ve yaklaşık maliyet cetveline göre ödenecek bedel ile zemin yapısı nedeniyle fore kazıklı ankrajlı betonarme iksa imalâtı yapılmak zorunda kalınması sonucu oluşacak bedel arasındaki fark hesaplattırılıp, bu farkın bu götürü bedelle kıyaslandığında tarafların önceden tahmin etmedikleri veya öngördükleri halde gerçekleşmesine ihtimal vermedikleri olağanüstü şart niteliğinde olup uyarlama yapılarak sözleşmedeki götürü bedelin artırılması ve süre uzatımı gerekip gerekmediği, uyarlama gerekiyorsa bunun miktarı ve uzatılması gereken süre konusunda yeniden...
Bu hüküm uyarınca, gerek ilk hükümde, gerekse bu hükmün kesinleşmesi üzerine yapılan uyarlama yargılamasında, iddianamedeki nitelendirme dikkate alınacaktır. Uyarlama yargılamasında bu ilkeden ayrılmayı gerektiren bir hüküm bulunmamaktadır. 06.07.2005 gün ve 299-245 sayılı uyarlama hükmünün dayanağı, hükümlünün 765 sayılı TCY’nın 212/2-son, 219/2-son ve 33. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemli iddianame olup, rüşvet suçlarına ilişkin temyiz davalarına bakma yetkisinin Yargıtay Yasasının 14. maddesi uyarınca Yargıtay 5. Ceza Dairesine ait bulunması ve verilen ilk hükmün aynı Dairece 26.04.2004 gün ve 5995-3365 sayı ile muktezaya bağlandığının anlaşılması karşısında, uyarlama hükmünü temyizen inceleme görevi Yargıtay 5. Ceza Dairesine ait bulunmaktadır. Bu itibarla Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 17.09.2007 gün ve 9112-6248 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmelidir. SONUÇ : Açıklanan nedenlerle; Yargıtay 5....
Tedbir kararı verilmemesi durumunda; doğrudan veya önleme amaçlı idari kararlar nedeniyle pandemiden kaynaklanan ekonomik darlığa bağlı olarak kira bedelinin eksik ödenmesi nedeniyle Türk Borçlar Kanunu'nun 315. maddesi uyarınca sözleşmenin feshi ile temerrüt nedeniyle tahliyesi mümkün hale gelir. Uyarlama davalarında amaç taraflar arasındaki sözleşmenin ayakta tutulması ile gerçekleşen olağanüstü durumlar karşısında başlangıçta var olan edimler arasındaki adaletin yeniden tesis edilmesidir. Uyarlama talepli olarak açılan davalarda ihtiyati tedbir kararı verilmediğinde, dava sonuna kadar kira sözleşmesinin ayakta tutulması bazı hallerde mümkün olmayabilir. Uyarlama davasından beklenen, sözleşmenin gerçekleşen olağanüstü duruma rağmen koşulların değiştirilmesi ile ayakta tutulmasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki uyarlama istemli kira bedeli tesbiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.25 TL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 23.3.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Uyarlama talebinin reddine, eski hükmün aynen infazına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair. Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; 7 günlük temyiz süresinin son gününün adli tatile rastlaması sebebiyle sanık müdafiinin 08.08.2011 tarihli temyizinin süresinde olduğu anlaşıldığından, tebliğnamenin 'süreden red' istemli görüşüne iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 12.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....