sözleşmeye ilişkin uyarlama davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın reddini, aksi kanaatte olunsa dahi, huzurdaki uyuşmazlıkta sözleşmenin değişen koşullara uyarlanması şartları oluşmadığını, davaya konu sözleşme'nin uyarlanmasına ilişkin kanuni şartlar oluşmamış, basiretli tacir olan davacının, emsal yargı kararları uyarınca da uyarlama talep etme şartları oluşmamış, ayrıca taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşme şartları uyarınca da uyarlama talep etme şartları oluşmamış, kabul anlamına gelmemek kaydıyla- bir an için uyarlama şartlarının sağlandığı kabul edilse dahi, davacının henüz işin başındayken de sözleşme ve ekinde yer alan imalat programına uymaması, işleri yavaş ilerletmiş olması ve sürecin uzatılmasına kendi kusuru ile sebebiyet vermiş olması sebebiyle talebinin kabulü mümkün olmadığını, bu sebeple kendi kusurundan hareketle hak iddia eden davacının talebinin reddi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından sözleşme konusunun okul inşaatı olması sebebiyle gerekli...
Hukukta bu zıtlık sözleşmenin değişen şartlara uyarlanması ilkesi ile giderilmeye çalışılmaktadır. Tarafların iradelerini etkileyip sözleşmeyi yapmalarına neden olan şartlar daha sonra önemli surette değişmişse artık taraflar akitle bağlı tutulmazlar, değişen koşullar karşısında TMK’nun 2. maddesi uyarınca sözleşmenin yeniden düzenlenmesi imkânı hâsıl olur. Sözleşmenin edimleri arasındaki dengeyi bozan olağanüstü hallere harp, ülkeyi sarsan ekonomik krizler, enflasyon grafiğindeki aşırı yükselmeler, şok devalüasyon, para değerinin önemli ölçüde düşmesi gibi sözleşmeye bağlılığın beklenemeyeceği durumlar örnek olarak gösterilebilir. Akit yapılırken öngörülemeyen değişikliklerin borcun ifasını güçleştirmesi halinde “işlem temelinin çökmesi” gündeme gelir....
bir seçim vaadi bulunmadığını, kaldı ki seçim vaadinde ileri sürülen bir artışın seçim sonucunun ne olacağı ve vaadin ne zaman yerine getirileceği tahmin edilemeyeceğinden öngörülebilir olmasının da mümkün olmadığını, yasanın 21.12.2015 tarihinde yürürlüğe girdiğini, kaldı ki sözleşmenin 19.11.2015 tarihinde yürürlüğe girdiğini, sonrasında da uyarlanmış ücretlere göre devam edilerek sona erdiğini, yerel mahkemenin ilk kararının uyarlama talebinin kabulü yönünde olduğunu, mevcut hukuki durumun sözleşmenin bitmesinden sonra 2020 yılında değişmesi ile uzun süre önce sona eren sözleşmeden kaynaklanan işçi talepleri, taşeron talepleri gibi birçok sorunlara yol açıldığı gibi çalışan işçiler bakımından da ücret dengesini bozduğunu, diğer hizmet alım ihalelerinde uyarlama yapılmışken bu dava ile red kararı verilmesinin işçi ücretleri arasında denge ve barışı bozduğunu, bu nedenle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
İmkânsızlık kavramından farklı olan aşırı ifa güçlüğüne dayanan uyarlama isteminin temeli, Türk Medenî Kanununun 2 nci maddesinde öngörülen dürüstlük kurallarıdır. Ancak, sözleşmenin değişen koşullara uyarlanması ya da dönme hakkının kullanılması, şu dört koşulun birlikte gerçekleşmesine bağlıdır. 1.Sözleşmenin yapıldığı sırada, taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum ortaya çıkmış olmalıdır. 2.Bu durum borçludan kaynaklanmamış olmalıdır. 3.Bu durum, sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirmiş olmalıdır. 4.Borçlu, borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olmalıdır. Maddeye göre uyarlamanın bütün koşulları gerçekleşmişse borçlu hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteyebilir....
Maddesi uyarınca uyarlama talebinde bulunduğunu, buna ilişkin mevzuat göz önünde bulundurulduğunda uyarlama koşullarının oluştuğunu, ancak mahkemenin işten temelinin çökmediğinden bahisle talebin reddine karar verildiği, verilen kararın hatalı olduğunu, her ne kadar müvekkili tarafından döviz artışına öngörülmesi gerekiyor ise de bu denli artış olacağını öngörmesinin müvekkilden beklenemeyeceğini, her olayın kendi koşulları içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, ülkenin 2002- 2008 yılları arasındaki ekonomik performansı göz önünde bulundurulduğunda döviz kurunda yaşanan büyük artışın öngörülmesinin beklenemeyeceği, banka tarafından hazırlanan sözleşmenin tek taraflı standart bir sözleşme olduğu, müvekkilinin döviz cinsinden borçlanması durumunda oluşacak olumsuz durumlar bakımından yeterince bilgilendirilmediğini, döviz kurundaki artış nedeniyle sözleşmenin müvekkili için katlanılmaz bir hal aldığını, oluşan döviz artışı nedeniyle bankanın sebepsiz yere zenginleşmiş olduğunu ileri sürerek...
Hukuk Dairesi Başkanlığının 04/06/2021 tarih 2021/3542 Esas - 2021/6001 Karar sayılı Bölge Adliye Mahkemesi kesin kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin ilamı ile;".... özellikle pandeminin doğrudan doğruya etkisi nedeniyle veya salgın önleme amaçlı idari tedbirler nedeniyle faaliyetleri yasaklanan veya kısıtlanan sektörlerdeki işletmelerin kiracıları işletme cirolarının azalması nedeniyle aşırı ifa güçlüğüne düşüp kiralarını ödeyememe durumunda kalıp, uyarlama davasının sonuçlanmasına kadar temerrüt nedeniyle sözleşmenin feshiyle kiralanandan tahliye edilebilecek ve uyarlama davası ile amaçlanan sözleşmenin ayakta tutulması amacına ulaşılamayacak, yargılama sonucu verilecek uyarlama kararı bir şekilde işlevsiz hale gelecektir....
davalarında amacın taraflar arasındaki sözleşmenin ayakta tutulması ile gerçekleşen olağanüstü durumlar karşısında başlangıçta var olan edimler arasındaki adaletin yeniden tesis edilmesi olduğunu, kira uyarlama davalarında dava devam ederken ihtiyati tedbir yoluyla yeni kira bedelinin belirlenebileceğinin düzenlendiğini, uyarlama talepli olarak açılan davalarda ihtiyati tedbir kararı verilmediğinde, dava sonuna kadar kira sözleşmesinin ayakta tutulmasının bazı hallerde mümkün olmayabileceğini, uyarlama davasından beklenenin sözleşmenin gerçekleşen olağanüstü duruma rağmen koşulların değiştirilmesi ile ayakta tutulması olduğunu, davacının, bu ekonomik krizle kendi kira bedelini ödeyemeyecek duruma gelmesiyle, sözleşmeye devam etmesi beklenemeyeceğinden davalının tahliyesini talep etmesi gerekeceğini, açıklanan nedenlerle mahkeme kararının kaldırılarak yeniden yargılama sonucu telafisi imkansız zararların doğmaması amacıyla dava açılış tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 6.500...
Kural olarak uyarlama davalarında karar ileriye etkili şekilde verilebilecek olup geçmiş dönemlerin kira borcu yönünden uyarlama kararı verilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Uyarlama davasının açılma tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak uyarlama kararı verilemeyeceğinden davacının uyarlama talebinin dava tarihi olan 20/01/2021 tarihinden itibaren devam etmekte olan kira ilişkisi açısından değerlendirilmesi zorunlu iken mahkemece hatalı değerlendirme ile dava açılma tarihinden önceki döneme ilişkin uyarlama yapıldığı görülmektedir. Her ne kadar davalı vekili istinaf dilekçesinde davacının 2021 ocak ayına kadarki döneme ilişkin uyarlama talebinde bulunduğunu ileri sürmüş ise de davacının talebinin pandemi sürecinde devam eden ayları da kapsadığı açıktır....
Kural olarak uyarlama davalarında karar ileriye etkili şekilde verilebilecek olup geçmiş dönemlerin kira borcu yönünden uyarlama kararı verilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Uyarlama davasının açılma tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak uyarlama kararı verilemeyeceğinden davacının uyarlama talebinin dava tarihi olan 20/01/2021 tarihinden itibaren devam etmekte olan kira ilişkisi açısından değerlendirilmesi zorunlu iken mahkemece hatalı değerlendirme ile dava açılma tarihinden önceki döneme ilişkin uyarlama yapıldığı görülmektedir. Her ne kadar davalı vekili istinaf dilekçesinde davacının 2021 ocak ayına kadarki döneme ilişkin uyarlama talebinde bulunduğunu ileri sürmüş ise de davacının talebinin pandemi sürecinde devam eden ayları da kapsadığı açıktır....
SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/1325 ESAS DAVA KONUSU : Kira (Uyarlama İstemli) KARAR : Antalya 7....