Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti. arasında 17.03.1995 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğu, sözleşmenin mahkeme hükmüyle feshedildiği, ... mirasçılarının 07.04.2006 tarihinde yapıda yükleniciden bağımsız bölüm alan ve davacının da aralarında bulunduğu kişilerle sözleşme yaptıkları, bu sözleşmede yazılı koşulların yerine getirilmesi halinde bağımsız bölüm tapularının yükleniciden satın alan kişilere verileceğinin kararlaştırıldığı görülmektedir. 07.04.2006 tarihli sözleşme, 17.03.1995 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden bağımsız yeni bir sözleşmedir. Dolayısıyla, taşınmaz tapu kaydı o tarihte sağ olan mirasbırakan ... adına olsa da kişisel olarak sözleşmede imzaları bulunanları bağlar ve davacıya kişisel hak sağlar. Burada önemli olan, davacının sözleşmede yüklendiği edimleri yerine getirip getirmediğinin tespitidir....

    Davacı vekili, dava konusu 2755 parsel sayılı taşınmazı vekil edeninin annesi ...’dan 25.06.1975 yılında satın aldığını ve o tarihten beri taşınmaza zilyet olduğunu, taşınmazdaki ağaçların vekil edenine ait olduğunu beyanla; 2755 parsel sayılı taşınmazdaki davalıların hisselerinin iptali ile davacı müvekkil adına tapuya tesciline, davalıların ödemiş oldukları bedel ile tapu harcının müvekkilden alınmasına karar verilmesine, dava sonuna kadar taşınmazın tapu kaydına teminatsız ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      ye satıldığını ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile yeniden davalı eş adına tescilini ve taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasını talep etmiştir. Tapu iptali ve ve tescil davası nispi harca tabi olup, eksik harç tamamlanmadan müteakip işler yapılamaz. Davacı, dava dilekçesinde taşınmazın değerini 20.000 TL olarak göstermiş, ancak davalı ... taşınmazı 60.000 TL'ye satın aldığını belirtmiş, tapu senedinde ise taşınmazın satış bedeli 42.000 TL olarak gösterilmiştir. O halde mahkemece öncelikle taşınmazın değerinin gerekirse keşif yapılarak saptanması, tespit edilecek değer üzerinden nispi peşin harç noksanlığının Harçlar Kanununun 30-32. maddeleri gereğince tamamlattırılması, harcın tamamlanması halinde işin esasının incelenmesi, aksi takdirde Harçlar Kanununun 30. maddesinde gösterilen usul çerçevesinde hareket edilmesi gerekirken harç noksanlığı giderilmeden işin esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

        Temyiz Sebepleri Davacı vekili; Pendik Tapu Müdürlüğünün dosya içerisindeki cevabi yazısında da belirtildiği üzere müvekkili tarafından 30.06.2020 tarih ve 34066 başvuru no ile aile konutu şerhi talep edildiğini, ancak imza için randevu verilen tarihte şehir dışında Merzifon'da 6284 sayılı kanun uyarınca tedbir talep ettiği ve davalı tehditlerinden korktuğu için imzaya gidemediğini, idareye başvurulabilecek tarihte zaten usulsüz de olsa bir aile konutu şerhi bulunduğunu, Pendik Tapu Müdürlüğü'nün halihazırda başka bir aile konutu şerhi varken yeni bir aile konutu şerhi işlemesini beklemenin mantıkla bir izahı bulunmadığını, aile konutunun tekliği ilkesi gereğince böyle bir talebin hukuken de mümkün olmadığını, bu nedenle işbu dava açılarak öncelik usulsüz aile konutu şerhinin kaldırılması ardından aile konutu şerhi işlenmesi talep edildiğini, olayın kendine özgü durumu gözetilmeden karar verildiğini, davanın kabulü gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu...

          Noterliğinin 03/10/2010 tarih 23198 yevmiye nolu düzenlenme şeklindeki taşınmaz satış vadi ve arsa payı kat karşılığı inşaat sözleşmesi ninin geriye etkili olarak feshini, yüklenici T3 adına devir edilen Sivas Merkez, Kılavuz Mah. 198 ada, 307 parsel de kayıtlı 4.370,10 m ² alanlı taşınmazın davalı adından iptali ile müvekkil davacı adına tapu tescilini, dava konusu taşımazın tapu kayıtlarına davalıdır şerhi konulmasını, tapu kaydında herhangi bir takyidat bulunması durumunda tüm takyidatların kaldırılmasını, müvekkil davacıların kira maddi ve manevi tazminat - cezai şarta yönelik davalarına ilişkin talep haklarının saklı tutulmasını, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretlerinin davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

            Parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak ....06.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin üçüncü maddesi uyarınca, arsanın takyidatsız bir şekilde teslimi gerekirken, dava dışı ... ... lehine satış vaadi şerhi bulunduğunu, davalının bu şerhi kaldıracağını beyan etmesine rağmen kaldırmadığını, sonrasında davacının hissedarlarının da aralarında olduğu ...İnşaat Ltd. Şti ile aynı mahiyette sözleşme imzalandığını, davalının bu sözleşmeye de uymayarak taşınmazın ifrazı sonrasında oluşan parsellerden birisini üçüncü şahsa satarak sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesini sağladığını, anılan ilk sözleşmenin imzalanmasıyla davalıya 160.000,00 Euro verildiğini, sözleşmelerin ifasının imkansız hale gelmesi nedeniyle bu paranın iadesi gerektiğini, sözleşmenin uygulanmaması nedeniyle zararlarının doğduğunu ileri sürerek, 160.000,00 Euro ve ....000,00 TL’nin temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Davalı vekili sözleşmede tarafların fotoğrafı bulunmadığı taşınmazın parsel numarası yazılmadığı, bu suretle sözleşmenin yasanın aradığı şekil şartlarını taşımadığı nedeniyle geçersiz olduğu ayrıca ifraz mesuliyetinin davacıya ait olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece keşfen yapılan inceleme sonucu belediye başkanlığının 04.10.2007 tarihli cevabi yazısına göre keşfen belirlenen sözleşmedeki satış konusu krokide A harfi ile işaretli 195.00 m2 üzerinde inşaat yapılamaz şerhi bırakılması kaydıyla ifrazının uygun olduğu taşınmazın belediye imar planında uygulama imar planı içersinde kaldığı bildirilmesi üzerine mahkemece davanın kabulüne 17.09.2007 tarihli keşif krokisinde A harfli 195.00 m2 lik kısmın iptal ve ifrazı ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir....

                Yukarıda açıklandığı üzere, taşınmazın tapu kaydına konulacak "davalıdır şerhi", davalının taşınmaz üzerindeki tasarruf yetkisini hiçbir şekilde kısıtlamayacak, mülkiyetten doğan haklarını kullanmasına engel olmayacaktır. Tapu kaydında sadece, bu taşınmazla ilgili olarak bir tapu iptal davası açılmış olduğuna ve davanın derdest olduğuna dair bir şerh mevcut olacaktır. Böyle bir şerh, davalının mülkiyetten doğan haklarını kullanmalarına engel olmayacağı gibi davacının ileride davasında haklı çıkması halinde, haklarının üçüncü kişilere karşı da ileri sürebilmesini sağlayacaktır. Açılan dava da tapu iptali tescil talep edilmiştir. Protokoller içeriğine göre davacının haklarının korunması için taşınmazlara arsa malikinden yükleniciye isabet edecek dairelerden taahhüt edilen miktar kadar bağımsız bölüm üzerine "davalıdır" şerhi konulması yeterli korumayı sağlar nitelikte görülmüştür.Tapu kaydına "davalıdır" şerhi verilmesi, hukuki anlamda bir ihtiyati tedbirdir (HMK m.391, TMK m.1010)....

                  Davacı tarafından davalı ... aleyhine sözleşmenin aynen ifasının temini veya bunun mümkün olmaması halinde zararın tespiti yönünde 03.05.2012 tarihinde açılan dava ile ilgili olarak 04.05.2012 tarihinde tapunun beyanlar hanesine “davalıdır” şerhi işlendikten sonra davalı ...nin aynı gün bu şerhi tapuda görüp dava ile ilgili araştırma yapmasına ve şartname içeriğinden haberdar olmasına rağmen yine de oteli tapudan devir aldığı, tacir olan ve TTK.' nun 20/2. maddesi gereğince basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gereken davalı ...nin iyiniyetli 3. kişi olduğunu ileri sürmesi 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu' nun 2. maddesine göre hakkın kötüye kullanılmasıdır. Bu durumu da kanun himaye edemez....

                    MUHALEFET ŞERHİ: Taşınmaz mülkiyeti edinme tapu sicili ile mümkündür. Tapu sicili herkese açıktır. İlgili herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfa ve belgelerin kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini tapu memurundan isteyebilir. Tapu kütüğüne yapılmış her tescil, bir ayni hakkı karşılar. Geçerli bir tescil, sicil dışı meydana gelen bir değişiklik sonucu sonradan yolsuz tescil haline gelebilir. Bu durumda bile iyi niyetli üçüncü kişiler bakımından, tescilin olumlu hükmü uygulanır.Yani, iyi niyetli üçüncü kişilerin böyle bir tescile güvenerek kazandıkları ayni haklar korunur.(M.K.m.1023) Üçüncü kişinin yolsuz kayda dayanarak ayni hak kazanımının korunabilmesi için tescilin yolsuzluğunu bilmemesi veya bilebilecek durumda olmaması gerekir. Bu bağlamda, üçüncü kişilerin Medeni Kanun’un 3. maddesi çerçevesinde iyiniyetli olması esastır....

                      UYAP Entegrasyonu