Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Belediyesi tarafından temyiz edilmesi üzerine dairece yapılan temyiz incelemesi sonucu 21.6.2005 tarihli ve 2005/882-10516 esas ve karar numaralı bozma ilamı ile davacının tüm,davalının sair temyiz itirazlarının reddine,mahrum kalınan kar hesabı ve bundan mahsup edilecek hususlar bakımından bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile 14.704,20 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile ... Belediyesinden tahsiline, el atmanın önlenmesi ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....

    Aslında kâr kaybı açısından kardan yoksun kalan tarafın malvarlığında kusurlu fesihten önce ve sonra bir değişiklik yoktur. Burada kardan yoksun kalan kusurlu fesih yüzünden mal varlığında ileride meydana gelecek çoğalmadan mahrum kalır. Kâr kaybı zararının müspet zarar kapsamında bulunduğu şüphesizdir. Davalı kiralayanın kiralananı yıkmış olması nedeniyle davacı kiracının kiralayan davalıdan kira sözleşmesine güvenerek yaptığı harcamalar ile kazanç kaybı zararı (mahrum kalınan kar) adı altında bir miktar paranın kendisine ödenmesini isteyebilecektir....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi-alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, davalının haksız olduğu iddia edilen eyleminden dolayı davacının sözleşmeyi feshetmesine dayanarak talep edilen kar mahrumiyeti, cezai şart alacağı, manevi tazminat ile haksız rekabetin önlenmesi ve kullanılan telefonların davacıya devri talebine ilişkindir. Davalılar vekili, sözleşmenin müvekkii açısından çekilmez hale geldiğini, sözleşmenin müvekkili tarafından haklı nedenlerle feshedildiğini, başka bir bayiliğin alınmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

        Yukarıdaki anlatımdan anlaşılacağı üzere talep açık olup kar mahrumiyeti istemine ilişkindir. Davacı vekili vermiş olduğu temyiz dilekçesinin 2. sayfasının 2. paragrafında da dava konusu taleplerinin cezai şart alacağı olmayıp davalı yanın satış eksikliği nedeniyle mahrum kalınan kar kaybının tahsili olduğunu bildirmiştir. Taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesi 19.03.2003 tarihli olup, sözleşmenin 24. maddesinde 11.03.2018 tarihine kadar geçerli olduğu hükme bağlanmış, iş bu dava ise sözleşmenin devamı sırasında açılmıştır. Bu durumda mahkemece, taraflar arasında akdedilen 19.03.2003 tarihli sözleşme, aynı tarihli re'sen taahhütname, dava dilekçesi, yargılama sırasında sözleşmenin 18.09.2010 tarihinde feshedildiği, kar mahrumiyetinin sözleşmenin devamı sırasında talep edilip edilemeyeceği üzerinde yeterince durulup bir karar verilmesi gerekirken talep gözetilmeden cezai şart talebi varmışcasına yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....

          -TL meblağlı fatura bedeli ödenmediğinden alacak talebinde bulunduğu, faturaya konu malın karşı davalı tarafından teslim alındığının ispat edilemediği, karşı davacının hem sözleşmenin feshini hem de mahrum kalınan kârı talep ettiği, sözleşmenin feshi halinde müspet zarar niteliğindeki mahrum kalınan kârın talep edilemeyeceği, mahkemece davacı karşı davalı ... lehine 75.000....

            Bayilik Sözleşmesinin davalı tarafından tek taraflı olarak 07.10.2010 tarihli ihtarname ile süresinden önce haksız bir şekilde feshedildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin 29. maddesinde öngörülen kar mahrumiyeti alacağının şimdilik 20.000 TL’lik kısmı ile sözleşmenin 30.maddesinde öngörülen cezai şart alacağının şimdilik 40.000 TL lik kısmının fesih tarihi olan 12.10.2010 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının davalı ile imzalamış olduğu bayilik sözleşmesinden kısa bir süre sonra dava dışı ... Petrolcülük ile imzalanan 01.01.2009 tarihli sözleşmenin 14. maddesinin B-4 hükmü gereği dava dışı ... Petrolcülük tarafından iş bu sözleşmenin 04.08.2010 tarihli ihtarname ile feshedildiğini, bunun üzerine anılan şirket tarafından müvekkili ile davacı şirket arasındaki ......

              ve vekil eden ile imzalanan sözleşmenin uygulanmamasını ve feshine bu kusuruyla neden olduğunu, sorumluluğun tamamen ihaleyi hazırlayan, yapan ve karara bağlayan davalı kuruma ait olduğunu, fesih iradesinin sözleşme ile belirlenmiş olması karşısında hukuki zemin bulmayan feshin haksız olduğunu ortaya çıkartığını, fesih işleminin işleminin haksız yapıldığını, bu nedenle yoksun kalınan kardan olmak üzere şimdilik 250.000,00 TL tutarındaki kar kaybı taleplerinin fesih tariniden itibaren işleyecek TC Merkez Bankası avans işlemlerinde uygulanan faizi ile davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, yatırımlardan doğan zararlara karşılık şimdilik 1.000.000,00 TL tutarındaki zararın fesih tarihinden itibaren hesaplanacak TC Merkez Bankası avans işlemlerinde uygulanan faizi ile davalıdan alınarak ödemeleri yapan davacı vekil eden Yertaş'a ödenmesine, sözleşmenin yapılmasından feshine kadar geçen süreçte davacı vekil eden Yertaş tarafından karşılanan faaliyet giderlerini ve harcama kalemlerinin oluşturduğu...

              Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmede düzenlenen kar mahrumiyeti ve cezai şart hükümlerinin birbiri ile aynı nitelikte bulunmadığı, kar mahrumiyetine ilişkin talebin davalının taahhüt ettiği miktardaki beyaz ürünün alınması ve alınan miktar karşılığında davacının karına ilişkin bulunduğu, bu bedelin menfi zarar niteliğinde olduğu, yani sözleşme ile beklenen kar alacağına ilişkin bulunduğu, cezai şartın ise sözleşmenin haksız ihlalinden kaynaklanan alacak niteliğinde olduğu, her iki bedelin de ayrı ayrı istenebileceği, davalının 1.177,71 ton beyaz ürünü eksik aldığı, davacının bunun karşılığı davalıdan, 58.885,50 ... karşılığında 105.393,27 TL kar mahrumiyeti alacağı bulunduğu, sözleşmenin 14.maddesi gereği sözleşmenin feshi halinde 100 ton kırsal motorin karşılığında cezai şartın ödeceğinin belirtildiği, bilirkişinin bu miktarı 329.220 TL olarak hesaplandığı ancak bu miktarın fahiş bulunduğundan davalının ticari kapasitesi de dikkate alınarak tenkisi gerektiği gerekçesiyle davacının...

                Birleşen dava yönünden; sözleşmenin birleşen davacı tarafça haksız feshi nedeniyle birleşen davacı tarafça herhangi bir zarar ve tazminat talebinde bulunamayacağı anlaşıldığından birleşen davanın reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir. " gerekçeleri ile; " 1-ASIL DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;a)Sipariş edilen ürünlerin teslim edilmemesinden kaynaklı uğranılan 43.711,97 TL kazanç kaybı ve sözleşmenin feshi nedeni ile uğranılan 34.916,99 TL kar kaybı olmak üzere toplam 78.628,96 TL'nin dava tarihi olan 20/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, b)Dava konusu yapılan ......

                  Mahkemece; davalı ortak girişimin sözleşmeyi haksız olarak feshettiği, sözleşmeyi haksız fesheden davalı tarafın 818 sayılı BK'nun 96. maddesi gereğince davacı tarafın müsbet zararını tazmin etmekle yükümlü olduğu, taraflarca sözleşme süresinin 48 ay olarak belirlendiği, haksız feshin sözleşmenin yürürlüğe girmesinden 1 sene sonra gerçekleşmesi nedeniyle davacı tarafın geriye kalan dönemde elde edebileceği kardan yoksun kaldığı gerekçesiyle, gümrük müşaviri bilirkişi tarafından hazırlanan 21.12.2012 tarihli rapor esas alınarak; davanın kısmen kabulüne, 609.620 TL tazminatın 500.000 TL' lik kısmının dava tarihinden, 109.620 TL'lik kısmının ise ıslah tarihinden işleyecek değişen oranda avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; tarafların sair temyiz itirazlarının...

                    UYAP Entegrasyonu