Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterl 11.10.2019 tarih ve ... sayılı ihtarnamemiz ile cevap verilerek feshin haksız olduğu ve fesih nedeni ile tüm menfi ve müspet zararlarının saklı tutulduğunun belirtildiğini, daha sonra davalıya Ankara .......

    Nolu "tek taraflı sözleşmenin feshi ve ariyetleri teslim alınması" konulu ihtarnamede ile 11.04.2016 tarihinde haksız fesih edildiğinin kabulü halinde Sayın sektör görüşleri ve davacının 2014- 2015 ve 2016 yıllarına ait Kurumlar Vergisi Beyannamelerindeki mali verileri üzerindeki karlılık oranlarına göre, kar mahrumiyeti hesaplaması yapılması gerektiği; Kar Mahrumiyeti Yönünden; yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere; davacının davalıdan 9.502,20 TL KAR MAHRUMİYETİ ALACAĞININ olabileceği hesaplandığı, Davacı tarafından dava dilekçesinde; "Müvekkili şirketin kar kaybı alacağımızın şimdilik 10.000,00 TL'sinin temerrüt tarihi olan 14.06.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve KDV'si ile birlikte tahsiline” denilerek talepte bulunulduğu, dava dosyası içeriğinde davacı tarafından davalıya iş bu davaya konu “kar kaybına” ilişkin herhangi bir kesilen fatura görülememiştir....

      Davalı Total Oil A.Ş. vekili, davacı şirket aleyhine ikame edilmiş ve halen derdest olan davalar ile derdest icra takibi bulunduğunu, davacı ile aralarında imzalanan akaryakıt bayilik sözleşmesinin süresinin 10/12/2004 tarihinden itibaren 5 yıl süre ile uzatıldığını, davalı tarafın haksız feshi nedeniyle müvekkili şirketin ceza-i şart, yoksun kalınan kar, ecrimisil alacağı gibi maddi zararları söz konusu olduğunu, davalı tarafın sözleşmenin yürürlük süresince taahhüt ettiği miktarda akaryakıt ve madeni yağı almadığını, dava konusu teminat mektuplarının davacının iddia ettiği gibi cari hesap alacağı değil taraflar arasındaki ilişki gereği tüm taaahütlerin teminatı olduğunu, müvekkilince açılan tüm dava ve takiplerin bekletici mesele yapılması gerektiğini savunmuştur. Diğer davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

        Maddesi uyarınca yüzde iki oranında tazminat verilebilecek olsa da mezkur maddede açıkça "Satıcı, yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirmezse tüketiciden herhangi bir bedel talep edemez." hükmü bulunmakla davalının talebinin davalının yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmemesi nedeni ile tazminata hükmedilmemiş sözleşmenin feshi ile tarafların birbirlerinden aldıklarını geri vermelerinin asıl anlaşılmakla sözleşmenin feshi ve bedelin iadesi yönünden talebin kabulüne karar verilmiştir. Her ne kadar tüketici "yoksun kalınan kar" başlığı ile talepte bulunmuş ise de davacının 6502 sy 3/1- k maddesinde tanımını bulan "tüketici" olduğu ve "Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek gerçek kişi olarak kar elde etme amacı olamayacağı anlaşılmakla "yoksun kalınan kar" yönünden talebin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur (...)" gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

        Geçersiz sözleşmenin ifası istenemeyeceği gibi, feshi de dava edilemez. Bunun gibi, geçersiz sözleşmede öngörülen ceza koşulunun istenmesi buna dayanılarak kar mahrumiyeti talebinde de bulunulması da olanaksızdır. Hal böyle olunca mahkemenin davacının cezai şart, kar payı ve yoksun kalınan kar adı altındaki taleplerinin reddi yerinde olmuştur. Ne var ki, taraflar geçersiz sözleşmenin ifası aşamasında birbirlerinin mal varlıklarına artı değer kazandırmışsa bunlar sebepsiz zenginleşmeye neden olacağından karşılıklı olarak istenebilir. Davacı yüklenici davalıya ait iki ayrı parselde toplam 43.401.000.000 TL imalat yaptığını ayrıca bir kısım ihrazatın ve şantiye binasının davalının mal varlığında kaldığını iddia ettiğinden, az yukarıda vurgulanan kural uyarınca bu taleplerinin incelenerek değerlendirilmesi gerekir. Bu değerlendirmede daha önce yapılan tesbitte ortaya konan olgu ve bulguların da HUMK.nun 374. maddesince gözetileceği kuşkusuzdur....

          Geçersiz sözleşmenin ifası istenemeyeceği gibi, feshi de dava edilemez. Bunun gibi, geçersiz sözleşmede öngörülen ceza koşulunun istenmesi buna dayanılarak kar mahrumiyeti talebinde de bulunulması da olanaksızdır. Hal böyle olunca mahkemenin davacının cezai şart, kar payı ve yoksun kalınan kar adı altındaki taleplerinin reddi yerinde olmuştur. Ne var ki, taraflar geçersiz sözleşmenin ifası aşamasında birbirlerinin mal varlıklarına artı değer kazandırmışsa bunlar sebepsiz zenginleşmeye neden olacağından karşılıklı olarak istenebilir. Davacı yüklenici davalıya ait iki ayrı parselde toplam 43.401.000.000 TL imalat yaptığını ayrıca bir kısım ihrazatın ve şantiye binasının davalının mal varlığında kaldığını iddia ettiğinden, az yukarıda vurgulanan kural uyarınca bu taleplerinin incelenerek değerlendirilmesi gerekir. Bu değerlendirmede daha önce yapılan tesbitte ortaya konan olgu ve bulguların da HUMK.nun 374. maddesince gözetileceği kuşkusuzdur....

            -TL tutarında net kar elde ettiğinin tespit edildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 26.06.2015 tarihinde imzalandığı ve davalı tarafça 30.05.2017 tarihinde fesih edildiği sözleşmenin 23 ay gibi bir süre devam ettiği, davacının sözleşmenin 10 yıl süre ile devam edeceği inancı nedeniyle yoksun kalınan kar hesabı yapıldığında (kalan süre 8 yıl 1 ay 10.332,15.-TL * 8yıl * 28,31.-TL * 30gün) 83.506,50....

              Hal böyle olunca mahkemenin de kabulünde olduğu gibi davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiğinin kabulü gerekir. Fiyat farkı ve kar kaybı alacağının tahsiline hükmedilmesinde bir isabetsizlik yok ise de davacı, sözleşmenin feshi nedeniyle ifa edilmeyen kısma ilişkin olarak kar kaybı talebinde bulunduğuna ve mahkemece bu kalem isteğin kabulüne karar verildiğine göre artık sözleşmenin geçerli olduğunun tespitine karar verilemez. Davacı ifa edilmeyen bölümle ilgili olarak kar kaybı talebinde bulunmuş olmakla sözleşmeden dönme iradesini açıklamış olup mahkemece yalnızca taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak feshedildiğinin tespiti ile yetinilmesi gerekirken sözleşmenin geçerli olduğunun tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

                Birleşen davada istek kalemleri; maddi zarar olarak çekilen kredilerden kaynaklı finansal zararlar, yoksun kalınan kar olarak sözleşme devam etseydi elde edilecek kar, denkleştirme tazminatı ve manevi zarara ilişkindir. Davacı taraf; taraflar arasındaki sözleşmeyi 27/07/2015 tarihli fesih yazısı ile sona erdirmiştir. Davacı taraf maddi zarar olarak çekilen kredilerden kaynaklı finansal zarar, yoksun kalınan kar, denkleştirme tazminatı ve ayrıca manevi tazminat talebinde bulunulmuş olup, sözleşmenin haklı sebeple feshedildiği iddiasına dayanılarak talepte bulunulduğu, taraflar arasındaki sözlü sözleşmenin haklı olarak feshedilip feshedilmediği hususunun belirlenmesi gerektiği, davacı, davalının ... A.Ş. ile direkt iletişime geçmiş olması nedeniyle sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini iddia etmiş olup, ... A.Ş.'ne direkt satış yapıldığı iddia edilen tarih ile davacının haklı fesih iddiasıyla akdi feshettiği tarih arasında davalının davacıyı devre dışı bıraktığı, doğrudan ... A.Ş.'...

                  Dava, distribütörlük sözleşmesinin feshinin geçerli olmadığı iddiasıyla tek satıcı tarafından ana dağıtıcı aleyhine açılan sözleşmenin feshi konusundaki muarazanın men’i ile yoksun kalınan kârın tazmini talebine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu