Noterl 11.10.2019 tarih ve ... sayılı ihtarnamemiz ile cevap verilerek feshin haksız olduğu ve fesih nedeni ile tüm menfi ve müspet zararlarının saklı tutulduğunun belirtildiğini, daha sonra davalıya Ankara .......
Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/12/2014 tarih ve 2011/335-2014/559 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı ile aralarında ticari vekillik sözleşmesi imzalandığını 20/04/2010 tarihinde davalı şirket tarafından yapılan kasa kontrolü sonucunda hiçbir mazeret gösterilmeksizin ve savunması da alınmadan sözleşmenin hukuka aykırı olarak feshedildiğini, bu nedenle maddi zararın oluştuğunu, ayrıca kardan da mahrum kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla sözleşmenin haksız feshi nedeniyle yoksun kalınan kar ve maddi tazminat olarak 10.000,00 TL ve ayrıca 2008-2009 ve 2010 yıllarına ait davalı şirket tarafından sözleşmeye...
Davalı Total Oil A.Ş. vekili, davacı şirket aleyhine ikame edilmiş ve halen derdest olan davalar ile derdest icra takibi bulunduğunu, davacı ile aralarında imzalanan akaryakıt bayilik sözleşmesinin süresinin 10/12/2004 tarihinden itibaren 5 yıl süre ile uzatıldığını, davalı tarafın haksız feshi nedeniyle müvekkili şirketin ceza-i şart, yoksun kalınan kar, ecrimisil alacağı gibi maddi zararları söz konusu olduğunu, davalı tarafın sözleşmenin yürürlük süresince taahhüt ettiği miktarda akaryakıt ve madeni yağı almadığını, dava konusu teminat mektuplarının davacının iddia ettiği gibi cari hesap alacağı değil taraflar arasındaki ilişki gereği tüm taaahütlerin teminatı olduğunu, müvekkilince açılan tüm dava ve takiplerin bekletici mesele yapılması gerektiğini savunmuştur. Diğer davalı vekili, davanın reddini istemiştir....
-TL tutarında net kar elde ettiğinin tespit edildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 26.06.2015 tarihinde imzalandığı ve davalı tarafça 30.05.2017 tarihinde fesih edildiği sözleşmenin 23 ay gibi bir süre devam ettiği, davacının sözleşmenin 10 yıl süre ile devam edeceği inancı nedeniyle yoksun kalınan kar hesabı yapıldığında (kalan süre 8 yıl 1 ay 10.332,15.-TL * 8yıl * 28,31.-TL * 30gün) 83.506,50....
Davacı, bağımsız bölümün süresinde teslim edilmemesi nedeni ile sözleşmeden dönme, ödenen bedelin iadesi, konut kredi sözleşmesinin feshi, ödenen taksitlerin faizi ile iadesi ve kira kaybının tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. 19/12/2014 tarihli celsede davacı vekili; öncelikli taleplerinin sözleşmeden dönme olduğunu, aksi halde yoksun kalınan kira bedelinin tahsilini istediklerini bildirmiştir. Mahkemece, davacının sözleşmeden dönme hakkını süresinde kullanmadığı, davaya konu taşınmaz ve çevresi incelendiğinde davalı müteahhidin inşaatı bırakarak terk ettiği devam etmediği; bu durumda davacının davayı süresinde açtığı kabul edilse bile sözleşmeyi feshetmesinde hukuki yararının olmadığı gerekçesiyle davacının sözleşme feshinedair talebinin reddine ancak yoksun kalınan kira kaybının istenebileceği gerekçesi ile diğer taleplerin reddine, yoksun kalınan kira kaybının davalılardan tahsiline karar verilmiştir....
Nolu "tek taraflı sözleşmenin feshi ve ariyetleri teslim alınması" konulu ihtarnamede ile 11.04.2016 tarihinde haksız fesih edildiğinin kabulü halinde Sayın sektör görüşleri ve davacının 2014- 2015 ve 2016 yıllarına ait Kurumlar Vergisi Beyannamelerindeki mali verileri üzerindeki karlılık oranlarına göre, kar mahrumiyeti hesaplaması yapılması gerektiği; Kar Mahrumiyeti Yönünden; yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere; davacının davalıdan 9.502,20 TL KAR MAHRUMİYETİ ALACAĞININ olabileceği hesaplandığı, Davacı tarafından dava dilekçesinde; "Müvekkili şirketin kar kaybı alacağımızın şimdilik 10.000,00 TL'sinin temerrüt tarihi olan 14.06.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve KDV'si ile birlikte tahsiline” denilerek talepte bulunulduğu, dava dosyası içeriğinde davacı tarafından davalıya iş bu davaya konu “kar kaybına” ilişkin herhangi bir kesilen fatura görülememiştir....
Maddesi uyarınca yüzde iki oranında tazminat verilebilecek olsa da mezkur maddede açıkça "Satıcı, yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirmezse tüketiciden herhangi bir bedel talep edemez." hükmü bulunmakla davalının talebinin davalının yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmemesi nedeni ile tazminata hükmedilmemiş sözleşmenin feshi ile tarafların birbirlerinden aldıklarını geri vermelerinin asıl anlaşılmakla sözleşmenin feshi ve bedelin iadesi yönünden talebin kabulüne karar verilmiştir. Her ne kadar tüketici "yoksun kalınan kar" başlığı ile talepte bulunmuş ise de davacının 6502 sy 3/1- k maddesinde tanımını bulan "tüketici" olduğu ve "Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek gerçek kişi olarak kar elde etme amacı olamayacağı anlaşılmakla "yoksun kalınan kar" yönünden talebin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur (...)" gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasında düzenlenen 30/09//2010 tarihli Destek Hizmet Sözleşmesinin haksız fesh edilmesi sebebi ile oluştuğu iddia olunan müspet zararın (kar kaybının) ticari faizle birlikte davalıdan tahsili ve bu sözleşme uyarınca davalıya verilen teminat mektuplarının iadesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında 30/09//2010 tarihli Destek Hizmet Sözleşmesi düzenlendiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı ve davalı beyanına göre davalı tarafından sözleşmenin 31/08/2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere feshedildiği anlaşılmıştır. Davacı sunmuş olduğu dava dilekçesinde iş bu sözleşmenin haksız fesh edildiğini iddia ederek müspet zararın tazmini talep etmiş, davalı taraf ise sunmuş olduğu beyan dilekçelerinde sözleşmenin haklı olarak fesh edildiğini belirtmiştir....
Av. ... ile davalı vek. Av. ...'nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin, davacının yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen, davalı tarafça haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, davacının sözleşmenin yerine getirileceği inancıyla yaptığı 181.199,28 TL masraf tutarı ile 20.000,00 TL mahrum kalınan kârın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava, distribütörlük sözleşmesinin feshinin geçerli olmadığı iddiasıyla tek satıcı tarafından ana dağıtıcı aleyhine açılan sözleşmenin feshi konusundaki muarazanın men’i ile yoksun kalınan kârın tazmini talebine ilişkindir....