WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili mahkemeye sunduğu dilekçesi ile,; " dava dilekçesi ve eklerinde davalıya borçlu olmadıklarının tespitini talep ettiklerini, davalının kendi ------ gönderilen --- maruz kaldıklarını,----- alacaklı oldukları iddiası ile üstü kapalı tehdit edildiklerini, davalının bağlı bulunduğu ---- aracılığı ile çekilen--- sözleşmenin----- dava dilekçesine ekli olduğunu ve dava açısından taleplerinin somut olduğunu " beyan ettiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından sunulan dava dilekçesi ve eklerinde sözleşmenin tutarı, ödeme koşulları belli olmadığı gibi davacı bu sözleşme ile ilgili yapmış olduğu ödemeleri açıklamamış, kendisinden davalı tarafından talep edilen alacak tutarı ve menfi tespit talep ettiği alacağın ne olduğu hususunda açıklama yapmadığı gibi somut bir belge sunmamıştır....

    Sözleşmeden doğan bir hakkı ancak, sözleşmenin tarafları ileri sürebilir. Sözleşmenin tarafı olmayan bir kişi, bu sözleşmeye dayanarak bir hak iddia edemez. Dosyanın incelenmesinden, davacılardan ...'ın sözleşmenin tarafı olmadığı, sözleşmenin tarafı olan .... ise dava açmadığı anlaşılmıştır. Şayet arsa sahiplerinden birisi dava açmazsa mahkemece ancak, dava açan paydaşların payına isabet eden miktarda alacağın hüküm altına alınması gerekir. Bu sebeple; dava açmayan .... sağ olup olmadığı, ölü ise davacı ...'ın bu kişinin mirasçısı olup olmadığı araştırılmadan tüm arsa sahiplerince dava açıldığı düşüncesiyle alacağın tamamının hüküm altına alınması doğru olmamıştır. .... Mahkemece yapılması gereken iş; davacı ...'...

      Mahkememizce bozma kararı doğrultusunda hüküm kurulması için ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek duyulmadığı için davanın kabulü ile Taraflara arasında akdedilen 18/09/2010 tarihli sözleşmenin davalı tarafından 17/12/2012 tarihinde haksız olarak feshedildiğinin tespitine, Davacının cezai şart alacağının tahsili yönündeki talebinin kabulü ile cezai şarttan kaynaklanan 100.000,00 TL alacağın fesih tarihi olan 17/12/2012 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının kar yoksunluğundan kaynaklanan talebinin kabulü ile kar yoksunluğundan kaynaklanan 20.00,000 TL alacağın taraflar arasındaki sözleşmenin 40/3.maddesinde kapsamında dava tarihi olan 18/03/2013 tarihinden itibaren tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, karar vermek gerekmiştir....

        şart niteliğindeki alacağın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine 55.166,00 TL'nin 20.000,00 TL'lik kısmına dava tarihinden itibaren, ıslahla artırılan kısım olan 35.166,00 TL'lik kısmına ise ıslah tarihi olan 09.01.2012 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....

          Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır. ---------sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine navlun alacağına dayalı ------------- alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir....

            Sayı ile Düzenleme Şeklinde Arsa Payı ve Hasılat Paylaşımı Karşılığı İnşaat Yapımı ve Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ile söz konusu sözleşmenin eki olan ... 5.Noterliği’nin ...Tarih ve ... Sayılı tadil Sözleşmesi, ... 5. Noterliği’nin ... tarih ve ... yevmiye numaralı tadil sözleşmesi (Üçü birlikte kısaca “Sözleşme” olarak anılmıştır.) ve diğer sözleşme eklerinin birlikte objektif hukuki imkânsızlık nedeniyle imza tarihinden itibaren kesin hükümsüz (mutlak butlan) olduğunun tespitine, talebinin kabul edilmemesi halinde ise sözleşme, tadil sözleşmelerinin ve tüm eklerinin geriye etkili biçimde feshine(sözleşmeden dönme), . Mahkeme aksi kanaatteyse ileriye doğru etkili biçimde feshine, yargılama harç ve masraflarıyla vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde; Dava, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti istemine ilişkin olup dava dilekçesinde davanın ... 7....

              Talep her ne kadar tapu sicil müdürlüğünün ret kararının iptalini de içerir şekilde ileri sürülmüş ise de davadaki maksat satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhi istemine ilişkin olup, istemin kabul edilmesi tapu sicil müdürlüğünün işleminin geçersizliğinin de tespiti anlamına gelecektir. Bu nedenle işlemin iptali ayrı bir istem olarak değerlendirilmemiştir. Satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhi için vaat borçlusunun kayıt maliki olması gerekir. Kayıt malikinin vaat borçlusu olmadığı durumlarda da ancak onun onayı ile sözleşme tapuya şerh edilebilir. Davacı, vaat borçlusundan kişisel hakkını temlik almıştır. Bu kişisel hakkın adına tescilini vaat borçlusunun kişisel hakkı kazandığı anda talep etme hakkına sahiptir. Ne var ki somut uyuşmazlıkta sözleşmenin vaat alacaklısı olan davacı ile kayıt maliki arasında akti ilişki yoktur. Dolayısıyla, Türk Medeni Kanununun 1027. maddesi hükmü uyarınca sözleşmenin mahkeme hükmü olmadan tapuya şerh edilme olanağı bulunmamaktadır....

                Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın kira sözleşmesinin hileli olmasından,aykırılığı nedeniyle sözleşmenin kurulduğu andan itibaren geçersizliğine yönelik olduğunu, görevli mahkemenin genel hükümlere göre belirleneceğini yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda; dava, uyuşmazlık konusu olan kira sözleşmesinin kurulduğu andan itibaren muvazaa nedeniyle iptali ile birlikte ecrimisil istemine ilişkindir. HUMK’nun 8. maddesinin 2. fıkrasında yalnızca akdin feshi istemli davaların dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde açılacağı öngörülmüştür. Buna karşılık sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, başlangıçtan beri geçerli olmadığının saptanması davasında görevli mahkeme dava konusu değere göre belirlenecektir....

                  A.Ş'yi ibra etmeye, bu borcun birinci kısmının 500 USD"lik taksitler ile 28.08.2012 tarihine kadar ve kalan taksitlerinin 500'er EURO"luk taksitler halinde 28.10.2013 tarihine kadar ödenmesine, davacıların 30.05.2011 tarihinde veraset ilamı alarak davalı şirket ile sözleşmenin tarafi haline geldiklerini bildirdikleri, davalı şirketin 04.09.2012 tarihi itibariyle muaccel hale gelen 6.667,77 USD lik karşılığı olan 12.157,35 TL'lik takibe itiraz ettikleri, mirasçıların alacak üzerinde halen elbirliği mülkiyeti olduğu dolayısıyla takibin birlikte açılmasının zorunlu olduğu, davalının takip ile talep edilen alacağın henüz muaccel olmadığı bu sebeple borca itiraz ettikleri, davalı şirketin sözleşmenin 4.5 no'lu maddesi gereğince kalan borçlarının muaccel hale gelmediklerini beyan ettikleri dolayısıyla sözleşmenin hüküm doğurduğunu zımni olarak kabul ettiklerini, sözleşmenin 4.5 maddesi gereğince alacaklarının muaccel hale geldiğinin, davalı şirketin sözleşmenin sözleşmenin yapıldığı tarih itibari...

                    Mahkemece, protokol tarihine kadar doğan zararın varlığının sabit olduğu, davacı ve davalıların protokol ve sözleşmeleri yapan Esnaf Odası ve Kooperatif'e bağlı oldukları, sözleşmeleri kabullendikleri ve sözleşme gereği edimlerini ifa ettikleri, var olan zararın giderilmesi karşısında sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülemeyeceği ve zarara karşı ödenen bedelin iadesinin mümkün olmadığı, ödenen senetlerin bedelsiz kalmadığı, BK. 97 ve MK.7. maddesi uyarınca davacının senet bedelini iade talebinde haklı olmadığı ve uygulanan sözleşme ile protokollerin iptali isteminde hukuki yararı bulunmadığı, davanın ispata elverişli ve yeterli delillerle ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu