GEREKÇE: Dava, sözleşmenin feshi ile ödenen bedellerin denkleştirici adalet ilkesi kapsamında belirlenerek tahsili istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince; istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde davaya konu taşınmazın tapu iptali ve davacı adına tescili olmadığı taktirde 10.000 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece tapu iptal ve tescil talebinin reddi, ağaç bedeli talebinin kabulü taşınmaz bedeli talebinin reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 160,30 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 27.02.2013 günü oybirliğiyle karar verildi....
Geçersizliğinin tespiti istenilen belgenin asıl dosyada tartışılması gereken delil mahiyetinde bulunduğu ve davacının da belgede taraf olmadığı gözetildiğinde davada husumet ehliyetinin bulunmadığı dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi kararın bozulmasını gerektirir. SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı ve birleşen davanın davalısı yararına BOZULMASINA, 990,00 TL duruşma avukatlık parasının davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya ödenmesine, peşin alınan 29,70 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Eldeki davada da yüklenici sözleşmenin geçersiz olduğunu da savunmaktadır. Kural yukarıda açıklandığı gibi olmakla beraber, ... İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun ....09.1988 tarih, 1987/... E. 1988/... K. sayılı ilamı gereğince tapu devrinin gerçekleştirilmesi veya yapılan imalatın seviyesinin önemli oranda olması halinde sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülmesi iyiniyetli kabul edilemeyecektir. Somut olayda sözleşmenin kooperatif genel kurulunda benimsenmiş olması onun geçerli olduğunun kabulü için yeterli değildir. Dosyada yer alan tapu kayıtlarına göre yükleniciye tapu devri yapılmadığı anlaşılmaktadır. Yargılama sırasında inşaatın seviyesinin tespiti için alınan bilirkişi raporu ise hatalı olup, denetime elverişli bulunmamaktadır....
Bu nedenle alacağın tamamı gözönünde tutularak mahkemenin görevi olup olmadığı öncelikle saptanmalı, alacağın miktarı ve niteliği davacıya sorulup tespit edilmeli ve saklı tutulan hakla birlikte dava konusu edilen miktar Sulh Mahkemesinin görevini aştığı taktirde davaya Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılacağı göz önünde tutularak görev yönünden dava dilekçesi reddedilmelidir.Mahkemece dava dilekçesinde saklı tutulan alacağın değeri dikkate alınmadan ve görev yönü incelenmeden davanın esası ile ilgili hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan hükmün HUMK.nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, şimdilik diğer yönlerin incelenmesine mahal olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21/03/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, 24/08/2000 tarihli ek sözleşmenin geçerli ve bağlayıcı olduğu, söz konusu sözleşmenin geçerliliği kabul edilen önceki sözleşmelerden önemli bir farkının olmadığı, kaldı ki 10 aydır ifa edilen bir sözleşmenin daha sonra geçersizliğinin ileri sürülemeyeceği, şirket müdürünün imza yetkisine getirilen kısıtlamanın tescil ve ilan edilmemesi nedeniyle 3.kişilere karşı geçerli olmadığı, davacı şirketin genel müdürü olan ...’un sorumluluğunun yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna paralel olarak düzenlendiğini, (TTK’nun 342-336 vd.) 07/04/1999, 24/03/2000, 29/03/2001 tarihlerinde yapılan olağan Genel Kurul toplantılarında yönetim kurulunun ibra edildiği, bu nedenle genel müdürün şirkete karşı ibra edildiği dönem için sorumlu olmayacağı, sorumluluk davasının ancak alacaklılar tarafından veya ibra kararına muhalif ortaklar tarafından açılabileceği belirtilerek asıl davanın (2001/1087) reddine; davalı- karşı davacı ... şirketinin açtığı karşılık davada, davacı-karşı davalının...
, mail yazışmalarında bu hususun tespit edildiği yönündeki tespitlerleri yönünden karşı bir beyan ve itirazının bulunmadığı anlaşılmakta olup, davalı her ne kadar sözleşmenin yetkisiz kişi tarafından imzalandığını iddia etmiş ise de, imza incelemesi talebi olmadığı gibi bir an için sözleşmenin yetkisiz kişi tarafından imzalandığı kabul edilse dahi Bam ilamında da bahsi geçilen araştırma ile sözleşmenin davalı yanca benimsendiği ve uygulandığı iş bu sebeple davalı yanın bu yöndeki itirazlarının yerinde olmadığı, takip tarihi itibari ile davacı yanın 37.757,09 TL cezai şart alacağının olduğu, bu alacağın kaldırma ilamı öncesi alınan raporda da tespiti yapıldığı gibi uyuşmazlık konusu miktarın hesaplanması ve alacak miktarı konusunda bir ihtilafın da bulunmadığı, takibin 37.737,09 TL üzerinden başlatıldığı anlaşılmakla taleple bağlılık nazara alınarak; açılan davanın kabulü ile ......
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, yasaklama kararının davacı ile idare arasındaki sözleşmenin süresi dolduktan sonra verildiği, sözleşmenin feshinin 4735 sayılı Kanun'un 22. maddesinde belirtilen sürelere riayet edilmeksizin gerçekleştirildiği, davacı tarafından 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'na 7161 sayılı Kanun ile eklenen geçici 4. maddesi kapsamında sözleşmenin tasfiye edilmesinin talep edilmesine rağmen bu talebinin reddedildiği, yasaklama kararının anılan Kanun'un 58. maddesine göre 45 günlük süre içerisinde tesis edilmediği, davacı ile aynı durumda olan başka istekliler hakkında yasaklama kararı verilmeyerek ayrımcılık yapıldığı, sözleşmenin feshedilmesi üzerine adli yargı mahkemelerinde sözleşmenin feshinin geçersizliğinin tespiti istemli davanın açılmış olması sebebiyle Mahkeme kararının eksik incelemeye dayandığı ileri sürülmektedir....
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, yasaklama kararının davacı ile idare arasındaki sözleşmenin süresi dolduktan sonra verildiği, sözleşmenin feshinin 4735 sayılı Kanun'un 22. maddesinde belirtilen sürelere riayet edilmeksizin gerçekleştirildiği, davacı tarafından 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'na 7161 sayılı Kanun ile eklenen geçici 4. maddesi kapsamında sözleşmenin tasfiye edilmesinin talep edilmesine rağmen bu talebinin reddedildiği, yasaklama kararının anılan Kanun'un 58. maddesine göre 45 günlük süre içerisinde tesis edilmediği, davacı ile aynı durumda olan başka istekliler hakkında yasaklama kararı verilmeyerek ayrımcılık yapıldığı, sözleşmenin feshedilmesi üzerine adli yargı mahkemelerinde sözleşmenin feshinin geçersizliğinin tespiti istemli davanın açılmış olması sebebiyle Mahkeme kararının eksik incelemeye dayandığı ileri sürülmektedir....
Davacı ile dava dışı alıcı arasındaki sözleşmenin imzalandığı 12/01/2012 tarihinde, henüz davacının teminat mektubunun iadesine, dolayısıyla ipoteğin fekkine hak kazanıp kazanmadığı belli olmadığı gibi teminat mektubunun iadesine dair davanın açılma tarihi bile bu sözleşmeden sonra olduğu, bu sözleşmenin akdedildiği tarihte henüz teminat mektubunun iadesi yönünde Ankara 13. Asliye Tic....