geçersiz olduğunun tespiti taleplerinin reddine, 01/07/2019 tarihli kira sözleşmesinden önceki yıllara ait kira alacağı ve ferilerinin 2/3 oranında indirilmek sureti ile yaklaşık 1/3 ünün tahsili ile kapatıldığından, birikmiş kiradan bu miktarda indirim yapılarak tahsil edilmiş olmasına rağmen davacının fazla ödeme ve iade taleplerinin tahliyeyi ve davayı uzatma amacını taşıdığından reddine karar verilmesini, fazla ödenen kira parasının iadesi talebinin , geçersizliğinin tespiti talebinden farklı bir talep olduğundan davayı uzatacağından bu konudaki talebin dosyadan ayrılarak ayrı bir esasa kaydedilerek karar verilmesini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ile beyan etmiştir....
İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin sorumlu olduğu, emsal alınan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'ndan onaylanarak geçen mahkeme dava dosyaları ve kararlarının da aynı şekilde olduğu, ıslah dilekçesiyle ödenen bedelin tahsilinin talep edildiği, ödenen bedelden davalıların müştereken ve müteselsil sorumlu oldukları anlaşıldığından, tapu iptali ve tescil yönündeki davanın reddine, terditli bedel iadesi ve tazminat talebinin kısmen kabulüyle, 109.000 TL sözleşme kapsamında ödenen bedelin, 10.000 TL'nin dava tarihinden, 110.000 TL'nin ıslah tarihi olan 31.03.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, kira gelir kaybı, ödeme tarihinden itibaren ticari faiz ve müspet zarar yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir....
, müvekkili ile davalı arasında imzalanan sözleşmenin 6.3. maddesinde "konut sahibi dilediği zaman sözleşmenin feshini talep edebilir" dendiğini, sözleşmenin geçersizliğinden ve konutun vaat edilen tarihte bitirilip tam ve eksiksiz olarak müvekkiline teslim edilmediğinden dolayı sözleşmenin feshedildiği ve ödenen bedelin iadesi için davalı şirkete Kartal 23....
Mahkemece, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davacı ve dava dışı şirket arasındaki sözleşmenin davalı kooperatif yönünden geçersiz olduğu, davacının kooperatif üyesi olmadığı gibi rayiç bedel de talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 14.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA Davacı vekili, müvekkil ile davalı Neo Yapı A.Ş. arasında 08.05.2018 tarihli ve “...Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve İnşaat Yapım Sözleşmesi...” başlıklı olarak imzalanan sözleşmenin İstanbul Amavutköy Taşoluk Mahallesi Sıvat Mevkii 420 Parsel İle 428 parselin tevhit edilmesi üzerine oluşacak yeni parsel üzerine inşa edilecek “Neo Solluca 6” isimli Projeden tüm vergi ve harçlar dâhil 350,000,00 Türk Lirası bedel karşılığında bağımsız bölüm satışına ilişkin olduğunu, davalıya toplam 5 adet ve 250.000.00 TL'şer değerindeki senetlerin teslim edildiğini davalı inşaat şirketinin, senetlerden 15.10.2018 vadeli olanı davalı Türklandbank'a ve 15.1L2018 vadeli, 15,12,2018 ve 15.01.2019 vadeli 3 adet senedi de Turkishbank’a sözleşmeye ve kanuna aykırı olarak beyaz ciro ile devrettiğini ve davalı bankalar tarafından da senet vadelerinde ödenmek üzere tarafına ödeme ihbarnameleri gönderildiğini sözleşmeye dayalı olarak davalıya teslim edilen dava konusu senetlere ilişkin ödeme ihbarnamelerinin...
Davacı vekili asıl davada geçersiz sözleşme nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda sözleşmenin iptali ile birlikte itirazın iptalini talep ettiğinden tefrik edilen dosyada hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Her ne kadar davacı vekili sözleşmenin feshine karar verilmesini talep etmiş ise de, biçimine uygun olarak yapılmayan sözleşme zaten baştan itibaren geçersiz olup, tapu devirleri yapılmadığından geçerli hale de gelmemiştir. Çoğun içinde az da vardır kuralı uyarınca davacının eda hükmüne ilişkin talebi içinde sözleşmenin geçersizliğinin tespiti talebinin de mevcut olduğu gözetilerek, artık bu aşamada yapılması gereken sözleşmenin geçersizliğinin tespitine karar vermekten ibaret olmalıdır....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ile borçlu olmadığının tespiti, sözleşme nedeniyle ödenen bedelin iadesi talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır....
İSTİNAF TALEBİ : Davalı vekili 26/07/2021 tarihli istinaf dilekçesinde; davacı yanın sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini ispatlaması gerektiğini, davacının sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği noktasında bir talebi bulunmadığını, talebinin sadece ödenen paranın iadesine ilişkin olduğunu, henüz geçerli olan bir sözleşmeye ilişkin ödenen paranın iadesi için açılan davada hukuki yararı bulunmadığını, davacı tarafın fesih beyanının davacı tarafı haklı kılmayacağını, sözleşmenin tercüman ile birlikte imzalandığını, iradesinin sakata uğratılmadığını, davacının 01/03/2018 tarihinde ödemesi gereken 45.000,00 Euro'yu ödememesi halinde 7.000,00 Euro cezai şart ödeyeceğini kabul ettiğini, müvekkilinin dava konusu gayrimenkulü satmasının hukuka aykırı olmadığını, bakiye bedel ödenmediğinden tapusunu alamadığını, davacının kötü niyetli olduğunu, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür....
Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz bulunduğu, davacının ödediği miktarı geri isteyebileceği, Yargıtay kararları gereğince denkleştirici adalet ilkeleri gereğince ödenen 2.360,00 YTL’nin dava tarihi itibariyle ulaşacağı alım gücü olarak belirlenen 4.026,75 YTL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, faiz hususundaki fazla talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, dava dilekçesinde haricen düzenlenen geçersiz sözleşme nedeni ile ödediği 2.730,00 YTL’nin temerrüt tarihi olan 23.11.2004 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle iadesi ile davalı elinde bulunan 21 adet bono nedeniyle borçlu olmadığının...
Dairemizce öncelikle, davacı vekilinin tapu iptali yönünden dosyanın yeniden değerlendirilmesi yönündeki istinaf itirazlarının incelenmesinde; istinaf dilekçesinde, istinaf isteminin dilekçenin konu ve sonuç bölümlerinde de açıkça bahsi geçtiği üzere, ödenen bedel yönünden davacı tarafça ıslahen istenen bedelin, yerel mahkemece reddedilen kısmına yönelik istinaf talebinde bulunulduğundan (ve aynı anda hem sözleşmenin feshi ve bedel iadesi, hem tapu iptali istenmeyeceğinden) dairemizce tapu iptaline yönelik istinaf istemi bulunmadığı anlaşılarak değerlendirme yapılmıştır. Dairemizce kamu düzenine ilişkin bulunan göreve yönelik değerlendirmede; 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 2. maddesi uyarınca "her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar" bu kanun kapsamındadır....