WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şu durumda mahkemece; sözleşmenin geçersiz olduğu gözetilerek anılan kanun maddesi uyarınca davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Otel İşletmeleri Turizm İnşaat Ticaret Anonim Şirketine ait Yalova İli Termal İlçesi Killi Orman Mevkii G22D14C2D pafta, 3015 Ada, 1,4,5,6,7/36500 hissesinin satışı, satış bedeli, teslimi, site aidatı, resim, harç ve vergilerin ödeme koşulları ile ilgili alıcı ve satıcı arasındaki karşılıklı taahhütleri kapsar.' şeklinde ifade edilen hükümle taraflar arasında devremülk satış sözleşmesi yapıldığı ve söz konusu sözleşmenin resmi şekil şartına tabi olduğu ve taraflar arasında imzalanan sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tarafların verdiklerini iade edecekleri ve yine takibe konu yapılan bonoların düzenlenme tarihi ile sözleşmenin tarihinin aynı olması, sözleşmede vade tarihleri ile bonoların vade tarihlerinin aynı olması, dolayısıyla söz konusu bonoların geçersiz şekilde yapılan devre mülk satış sözleşmesi nedeniyle verildikleri değerlendirilmemiştir....

      Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile diğer davalı arasında akdedilen sözleşmenin TBK 26 ve Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerine aykırı olduğundan geçersiz olup, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak davalıdan alınan kefalet kaydının da hükümsüz olduğunun belirtildiğini, davacının sözleşmeye göre var olduğunu iddia ettiği alacağı zamanaşımına uğramış olduğunu, müvekkilinin ner ne kadar sözleşmede müşterek borçlu ve mütesilsil kefil sıfatı ile alınmış ve bu şekilde müvekkile imzası arttırılmış ise de müvekkilden alınan kafaletin geçersiz olduğunu, yerleşmiş Yargıtay içtihatları uyarınca kefilin kefalet limitinin açıkça belirli olması ve kefilin sorumlu olduğu miktarı açıkça yazması kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için aranan koşullar olduğunu açıklanan nedenlerle öncelikle davanın usulden reddine, sonrasında esastan reddi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile diğer davalı arasında akdedilen sözleşmenin TBK 26 ve Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerine aykırı olduğundan geçersiz olup, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak davalıdan alınan kefalet kaydının da hükümsüz olduğunun belirtildiğini, davacının sözleşmeye göre var olduğunu iddia ettiği alacağı zamanaşımına uğramış olduğunu, müvekkilinin ner ne kadar sözleşmede müşterek borçlu ve mütesilsil kefil sıfatı ile alınmış ve bu şekilde müvekkile imzası arttırılmış ise de müvekkilden alınan kafaletin geçersiz olduğunu, yerleşmiş Yargıtay içtihatları uyarınca kefilin kefalet limitinin açıkça belirli olması ve kefilin sorumlu olduğu miktarı açıkça yazması kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için aranan koşullar olduğunu açıklanan nedenlerle öncelikle davanın usulden reddine, sonrasında esastan reddi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

        Dava konusu payın ek sözleşmenin imzalanması üzerine davalı şirkete devredildiğinin belirlenmesi halinde pay devri yapılarak ek sözleşme ifa edilmiş olacağından, ek sözleşmenin geçersiz olduğunun ileri sürülemeyeceği kabul edilmeli, payın ek sözleşmeden daha önce, asıl sözleşmenin imzalanması üzerine devredilmiş olduğunun tespiti halinde ise Dairemiz bozma ilamında açıklandığı üzere ek sözleşmenin geçersiz olduğu ve davanın reddi gerektiği sonucuna varılmalıdır.Yukarıda yapılacak araştırma sonucu, 12.10 2005 tarihli ek sözleşmenin tapu devri ediminin ek sözleşmeden sonra yerine getirilmiş olması nedeniyle davacı ile davalı şirket yönünden geçerli olduğunun belirlenmesi halinde; TMK'nın 692. maddesi gereğince, paylı taşınmaz malın özgülendiği amacın değiştirilmesi, korumanın veya olağan şekilde kullanmanın gerekli kıldığı ölçüyü aşan yapı işlerine girişilmesi olağanüstü tasarruflardan sayıldığından, oybirliği ile aksi kararlaştırılmış olmadıkça, bütün paydaşların kabulüne bağlıdır....

          Somut olayda, adi yazılı şekilde düzenlenen sözleşmede, taşınmazın davalılar dışındaki paydaşlarının imzasının bulunmadığı, sözleşmenin ifa edilmediği ve herhangi bir tapu devrinin de yapılmadığı, bu haliyle sözleşmenin geçersiz olduğu uyuşmazlık dışıdır. Bu durum karşısında, mahkemece, akit öncesi sorumluluk (Culpa İn Contrahendo) hükümlerine dayanılarak uyuşmazlığın çözümlenmesi isabetli olmamıştır. Sözleşmenin geçersizliği durumunda tarflar, sözleşmenin ifasını isteyemez ve birbirlerini ifaya zorlayamazlar. Geçersiz sözleşmeye dayanarak, birbirlerinden müsbet zararlarını ve menfi zararlarını talep edemezler, ancak, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak, birbirlerine verdiklerini talep edebilirler. 818 Sayılı BK'nın 61/2. maddesinde (TBK 77.) bu kural "...muteber olmayan...bir sebebe istinaden ahzolunan şeyin iadesi lazımdır." şeklinde ifade edilmiştir....

            Davalı, 66 .000,00 TL tutarındaki araç satış bedelinin davacı tarafından kendisine ödendiği hususunu içeren 16/08/2014 tarihli araç satış sözleşmesinin, cebir ve baskı ile kendisine imzalatıldığını, 40.000 TL bedel ödendiğini delil olarak dayanılan ve birleştirilmesini talep ettikleri dosyada ileri sürmüş ise de, davaya süresinde yanıt vermediğinden ve delil bildirmediğinden davalının bu sözleşmeyi cebir ve baskı altında imzaladığını ve taraflar arasında sözleşmede yazılı miktar kadar para alışverişinin olmadığın hususunu ispat edemediğinden, geçersiz sözleşmede davalı tarafından alındığı yazılı satış bedelinin iadesi yönüne yapılan icra takibinde. sözleşmede ödenen bedel 66.000, TL yazılı olmakla birlikte davacı tarafça ödendiği beyan edilen 63.000 TL asıl alacak yönünden itirazın iptali istemi yerinde görülmüştür. Davacı ancak, haricen satın aldığı aracın davalıya iadesi etmesi koşulu ile, verdiği satış bedelini geri istemek hakkına haizdir....

            Meclisinin 05.01.2007 tarih ..... sayılı kararı gereğince 13.03.2007 tarihinde 45.000 TL bedel ödeyerek tek araç ile toplu ulaşım sistemine dahil olduğunu ancak....sayılı kararı ile anılan meclis kararının iptal edildiğini, bu karar ile tek araçla ulaşım sistemine son verildiğini, böylece taraflar arasındaki sözleşmenin de sona erdiğini iddia ederek, sözleşme gereği ödediği bedelin iadesi amacıyla başlattığı takibe vaki itirazın iptali ile inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesi ile; zamanaşımı itirazında bulunmuş, esasa yönelik de davanın reddini savunmuştur....

              Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasındaki sözleşmede açıkça emlak komisyon masraflarının davalı alıcıya ait olduğunun belirtilmesi ve sözlşemenin gayrimenkul danışmanı olarak davacı ile alıcı olarak davalı tarafından imzalanması karşısında geçerli bir gayrimenkul tellalık sözleşmesi olduğunun kabul edildiği, bu sözleşmenin ortadan kaldırıldığına dair bir delil de sunulmadığı ve davalı tarafından sözleşme tarihinden kısa bir süre sonra taşınmazın satın alındığı da gözönüne alındığında, davalının sözleşmede belirlenen bedel üzerinden emlak komisyon ücretini ödemekle yükümlü olduğunun kabulünün gerektiği bu kabule göre, emlakçılar odasından gelen yazı cevabında belirtilen %3 emlak komisyon oranı üzerinden re’sen yapılan hesaplamada davacının 84.600,00 TL komisyon alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

                Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/409 E. sayılı dosyasıyla açılan davanın feshin iptali olmayıp feshin haksız olduğunun tespiti ile tazminat isteğine ilişkin olduğu, neticede Mahkemece 29.05.2013 tarihinde feshin haklı olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla gerek sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi ve gerekse de davacının fesih talep etmekle menfi zararını isteyebileceği, menfi zararın, alacaklının sözleşme yapılmasaydı uğramayacağı fiili zararlar ile yoksun kaldığı kârı kapsadığı, bunun da sözleşme kapsamında ödenen bedel ile taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedeli ile ödenen bedel arasındaki fark olduğu, Belediyenin sorumluluğunun ... sorumluluğu olduğu, TBK 51 ... maddesi uyarınca somut olayın özelliği ve hakkaniyet gereği belediyenin kusuru daha hafif olduğundan belediyenin sadece sözleşme kapsamında ödenen bedel yönünden sorumlu tutulması gerektiği, zarar yönünden yüklenici firmanın kusurlu olduğu dikkate alınarak zarardan sadece ......

                  UYAP Entegrasyonu