fesih bildiriminin bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği, fesih bildirimine kadar sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan borç ve alacakların geçerliliklerini koruduğu, buna göre yapılan değerlendirmelerde, asıl davada davacının 9.293,89 TL cari hesap alacağı ve 20.000 TL de teminat mektubunun nakde çevrilmesinden kaynaklanan alacak olmak üzere toplam 29.293,89-TL alacağının bulunduğu, birleşen davaya konu ... alacağı olmadığı, davacı tarafından sözleşmenin haksız feshedilmiş olması nedeniyle yapılan yatırımlardan kaynaklanan zararların tazmini talep edilmiş ise de bu zararlar ispata muhtaç olduğu gibi ispat edilse bile sözleşme kapsamında bu zararların talep edilmesinin mümkün olmadığı, yine aynı şekilde, her ne kadar davacı tarafından haksız fesih nedeniyle uğranılan kar kaybı talep edilmiş ise de; taraflar arasındaki sözleşme, sözleşmenin davalıya tanımış olduğu tek taraflı fesih bildirimi yetkisine dayanılarak feshedilmiş olduğundan, davacının kar kaybından kaynaklanan herhangi...
Dava, sözleşmenin süresinden önce feshedildiği iddiasına dayalı cezai şart alacağının tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir....
Davalı sözleşmenin başlangıcına karşı çıkmamıştır. Bu durumda uyuşmazlığın TBK' nun 347/2 maddesinde düzenlenen belirsiz süreli kira sözleşmesinin sona ermesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. TBK' nun 347/2. maddesi maddesi gereğince belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilir. Davacı tarafından davalıya gönderilen 06.06.2014 tarihli ihtarı davalıya 19.06.2014 tarihinde tebliğ edilmiş dava ise 01.12.2015 tarihinde açılmıştır. Fesih bildiriminin altı aylık kira döneminin sonu için üç aylık fesih bildirim süresine uyularak yapıldığı ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmakla, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın süre yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece, 20.02.2008 ve 28.01.2009 tarihlerinde akdedilen sözleşmelerin birbirlerinden bağımsız sözleşmeler olmadıkları, 28.01.2009 tarihli sözleşmenin 20.02.2008 tarihli sözleşmeyi zımni olarak ortadan kaldırdığı, bu durumda davacı tarafın 20.02.2008 tarihli sözleşmeye dayanan cezai şart taleplerinin yerinde olmadığı, davalının fesih bildiriminin haksız olduğu, davacının 28.01.2009 tarihli sözleşmenin haksız olarak feshine dayanarak talepte bulunabileceği, davacının bu sözleşme hükmüne dayanan 50.000,00 USD'lik cezai şart talebi ile davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiği 22.03.2010 tarihinden sözleşmenin normal bitiş tarihi olan 28.01.2014 tarihleri arası 3 sene 308 günlük süre için uğramış olduğu kar mahrumiyeti talebinin yerinde olduğu, talep ettiği 1.387 günlük kar mahrumiyeti zararının bilirkişi kurulu rapor ve ek raporunda yer verildiği üzere 74.902,16 TL olarak hesaplandığı, anılan miktarlardan sözleşmenin 24.7. maddesi uyarınca diğer davalı kefilin de sorumlu olacağı, 50.000,00...
in bayilik sözleşmesinde sözleşme süresinin sona ermesinden bir ay önce yazılı bildirim koşulu ile sözleşmenin sona erdirileceği belirtilmekte olduğunu, davalı tarafın sözleşmede yer alan hiçbir şartı yerine getirmeden sözleşmeyi feshettiğini, 20/02/2016 tarihinden fesih ihbarının müvekkiline ulaştığı tarihe kadar müvekkiliinin bayilik görevini yerine getirdiğini, davalı tarafın sözleşme bitim tarihi olan 20/02/2016 tarihinden bir ay öncesine kadar sözleşmenin feshi için bildirimde bulunmadığını, davalı tarafından Şubat/2016 ve Mart/2016 hakediş faturalarının ödenmiş hatta Nisan/2016, Mayıs/2016, Haziran 2016 hakediş faturaları da davalı şirket kayıtlarına alındığının davalı şirket tarafından kabul edildiğini, müvekkilinin fesih bildiriminin kendisine ulaştığı tarihe kadar davalı kurumun bayilik görevini yerine getirdiğini, yerel mahkeme kararında Mart/2016 hakediş faturasının davalı tarafça kabul edilerek defterlerine kaydedilmiş olsa da bu durumun taraflar arasındaki sözleşmenin 19.maddesindeki...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; TTNET'in bayilik sözleşmesinde sözleşme süresinin sona ermesinden bir ay önce yazılı bildirim koşulu ile sözleşmenin sona erdirileceği belirtilmekte olduğunu, davalı tarafın sözleşmede yer alan hiçbir şartı yerine getirmeden sözleşmeyi feshettiğini, 20/02/2016 tarihinden fesih ihbarının müvekkiline ulaştığı tarihe kadar müvekkiliinin bayilik görevini yerine getirdiğini, davalı tarafın sözleşme bitim tarihi olan 20/02/2016 tarihinden bir ay öncesine kadar sözleşmenin feshi için bildirimde bulunmadığını, davalı tarafından Şubat/2016 ve Mart/2016 hakediş faturalarının ödenmiş hatta Nisan/2016, Mayıs/2016, Haziran 2016 hakediş faturaları da davalı şirket kayıtlarına alındığının davalı şirket tarafından kabul edildiğini, müvekkilinin fesih bildiriminin kendisine ulaştığı tarihe kadar davalı kurumun bayilik görevini yerine getirdiğini, yerel mahkeme kararında Mart/2016 hakediş faturasının davalı tarafça kabul edilerek...
İşveren fesih bildiriminde bulunmuş, ancak bunu tebliğ etmemiş olmasına rağmen, örneğin, işçi, işvereni şikâyet ederek, fesih bildiriminin yapıldığı tarihi kesin olarak belirleyecek bir işlem yapmışsa, artık bu tarihin esas alınması uygun olacaktır. Bu anlamda işverenin fesih bildiriminin tebliğden imtina edildiği tutanakların tutulduğu tarih, tutanak düzenleyicilerinin doğrulaması halinde tebliğ tarihi sayılacaktır. Eylemli fesih halinde dava açma süresi, eylemli feshin yapıldığı tarihten itibaren işler. Fesih bildirimine karşı idari itiraz yolu öngören personel yönetmeliği ya da sözleşme hükümleri, dava açma süresini kesmeyeceği gibi, işçinin bu süre içinde hastalığı nedeni ile rapor alması da bu süreyi durdurmayacaktır. Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması bu yöndedir. (15.09.2008 gün ve 2008/1860 Esas, 2008/23531 Karar sayılı ilamımız)....
İşveren fesih bildiriminde bulunmuş, ancak bunu tebliğ etmemiş olmasına rağmen, örneğin, işçi, işvereni şikâyet ederek, fesih bildiriminin yapıldığı tarihi kesin olarak belirleyecek bir işlem yapmışsa, artık bu tarihin esas alınması uygun olacaktır. Bu anlamda işverenin fesih bildiriminin tebliğden imtina edildiği tutanakların tutulduğu tarih, tutanak düzenleyicilerinin doğrulaması halinde tebliğ tarihi sayılacaktır. Eylemli fesih halinde dava açma süresi, eylemli feshin yapıldığı tarihten itibaren işler. Fesih bildirimine karşı idari itiraz yolu öngören personel yönetmeliği ya da sözleşme hükümleri, dava açma süresini kesmeyeceği gibi, işçinin bu süre içinde hastalığı nedeni ile rapor alması da bu süreyi durdurmayacaktır. Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması bu yöndedir. (15.09.2008 gün ve 2008/1860 Esas, 2008/23531 Karar sayılı ilamımız)....
Hal böyle olunca kurumun fesih bildiriminin sözleşmenin 5.1. maddesinde belirtilen usule uygun olmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken mahkemece yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir." gerekçesiyle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararı davalı yararına bozulmuştur....
Somut olayda taraflar arasında geçerli olan sözleşme şartları incelendiğinde fesih bildiriminin yazılı şekil şartına tabi tutulmuş olduğu, dosya içerisinde yazılı fesih bildirimi bulunmadığı gibi davacının da acentelik sözleşmesinin yazılı fesih bildirimi ile feshedildiğine dair bir iddiasının olmadığı, aksine mahkememize sunmuş olduğu 11.10.2022 tarihli beyan dilekçesinde açıkça herhangi bir fesih bildiriminde bulunulmadığının beyan edilmiş olması karşısında eldeki olayda taraflar arasında akdedilmiş olan işbu sözleşmenin usulüne uygun olarak feshedilmemiş olması sebebiyle davacının davalıdan sözleşmenin feshedilmesi halinde talep edilebilecek tazminat ve cezai şart bedellerini talep edemeyeceği kanaatine varılmakla davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir....