Maddesi hükmü gereği işbu protokolün resmi şekilde düzenlenmediği sürece adi şekilde akdedilmesinden bahisle geçerli olmadığı ve bu bağlamda talep edilen bedelin kabulünün mümkün olmayacağının açık olduğunu, davanın cezaişart bedelinin tahsili talebine ilişkin olduğunu, uyuşmazlık, noterde resen düzenleme şeklinde yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesine sonradan ek olarak düzenlenen cezai şart ödenmesine ilişkin adi yazılı sözleşmenin geçerli olup olmadığı noktasında olduğunu, geçerliliği resmi şekilde düzenlenmesine bağlı bulunan bir sözleşmenin değiştirilmesinin de resmi şekle tabi olduğunu, diğer bir anlatımla, bir sözleşme hangi şekilde yapılmışsa ancak o şekilde değiştirilebileceğini, cezai şarta ilişkin sözleşme yapılmasının asıl sözleşmenin değiştirilmesi niteliğinde olduğunu, bu nedenle cezai şarta ilişkin sözleşmenin de resmi şekilde yapılması gerektiğini, geçersiz bu sözleşmeye dayanarak cezai şart istenemez." denilmek suretiyle cezai şarta ilişkin düzenlemenin de...
Örneğin, sözleşmenin feshi halinde hem cezai şart hem de kar mahrumiyeti ödeneceğini kararlaştırabilirler....
Mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin 25. maddesi hükmü uyarınca davacı firmanın 25. maddedeki yükümlülüklere uymaması nedeniyle kar mahrumiyeti ve cezai şart isteminde bulunulamayacağı belirtilmiş ise de, sözleşmenin 25. maddesindeki hüküm taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tedarikçi firma tarafından feshi halinde uyulması gereken maddeleri içermekte olup, söz konusu sözleşme davalı bayi tarafından herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin feshedilmesi nedeniyle davacıdan sözleşmenin 25. madde hükmüne uygun hareket etmesi beklenemez. Bu nedenle mahkemece sözleşmenin davalı bayi tarafından feshi nedeniyle, sözleşme hükümleri dikkate alınarak cezai şart ve kar mahrumiyeti konusunda bir karar verilmesi gerekirken" denilmiştir. 2-T.C. Yargıtay .Hukuk Dairesinin 10.12.2019 tarih ... Esas, ......
ın sözleşmeyi kefil sıfatı ile imzaladığını, davalıların sözleşmenin ihlali nedeniyle 15.000 USD cezai şart, alım taahhütünün ihlali nedeniyle 227.604 USD cezai şart ve 228.650,00 TL kar mahrumiyeti tazminatı ödemesi gerektiğini ileri sürerek, sözleşmenin feshedildiğinin tespiti ile söz konusu miktarların ticari temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar davaya cevap vermemiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ibraz edilen başvuru dilekçesi ile özetle; icra ihalesi kesinleştiği için taşınmazda kira ilişkisinin sona ereceğini, müvekkilinin kusuru olmadığını, davalının borcundan dolayı taşınmazın satıldığını, cezai şart alacağının haklı olduğunu beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmıştır. DELİLLER : 6100 sayılı HMK, TBK ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Dava; cezai şart alacağı, kira bedelinin iadesi ve taşınmaza yapılan masrafların tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili istinaf etmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre; davaya konu taşınmazın davacı Abdullah' kiraya verildiği, sözleşmenin 08/06/2014 başlangıç tarihli ve 49 yıl süreli olduğu, sözleşmenin 22. Maddesinde cezai şart ve kira bedelinin ödenmesine ilişkin düzenleme yapıldığı anlaşılmıştır....
Noterliğinin 09.08.2006 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarı ile davaya konu sözleşmenin fesih edilmemiş olduğunu ve halen tarafları bağladığını, davalının açıklanan eylemleri nedeni ile her türlü yasal yollara başvurulacağının davalıya bildirildiğini, Mahkememizin... E. sayılı dosyasından; asıl davada cezai şart fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak kaydıyla 10.000 USD talep edildiğini, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda 10.000 USD cezai şart talebinin kabul edildiği, kararın cezai şartlar yönünden kesinleştiği, sadece kar mahrumiyeti talebi ve ariyetlerin iadesi talebi yönünden bozulduğunu, davada saklı tutulan ve Mahkemece hüküm altına alınan cezai şart alacağının bakiye kısmı 90.000 USD'nin tahsili için.... İcra Müdürlüğünün ......
Mahkemece yapılan yargılama ve benimsenen 15.12.2014 tarihli bilirkişi raporuna göre,taraflar arasında düzenlenen 10/05/1996 tarihli Akaryakıt İstasyonu İşletme Sözleşmesi, Akaryakıt İstasyonları için Ariyet ve Emanet Sözleşmesi,04/07/1996 Tarihli protokol imzalandığı,taraflar arasındaki sözleşmesinin feshine ve davacı tarafından çekilen ihtara rağmen davalı tarafça ariyetlerin teslim edilmediği,davacı tarafın sözleşmenin 2.md uyarınca cezai şart talep etmeye hak kazandığı bilirkişi raporuna göre davalı tarafın 2010 yılından 2013 yılının sonuna kadar borca batık durumda olduğu,rapor doğrultusunda hesaplanan cezai şart miktarının ödenmesinin talep edilmesi halinde şirketin mahvına sebep olacağı yönündeki değerlendirme doğrultusunda davacı tarafın cezai şart talebinin reddine,mal iadesi davası kabulüne,davacı tarafın cezai şart talep etme hakkının sözleşme uyarınca bulunduğu, bu konudaki davanın hakimin takdir hakkıyla ilgili olduğu gerekçesiyle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine...
Bilirkişilerce sözleşmenin yürürlükte kaldığı süre nazara alınarak yapılan hesaplamaya göre davalı karşı davacının davacı karşı davalı bayiiden 117.359,21 USD cezai şart alacağının bulunduğu, bu tutarın davalı karşı davacının bayiden talep ettiği 207.318,00 USD cezai şart bedelinden mahsubu ile bakiye 89.959,00 USD cezai şart talebi yönünden davacının menfi tespit talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır....
İşletici, cezai şartın tenkisini hiçbir şekilde talep edemez. Satış noktasında başka marka bira çeşitlerinin satılması ya da işbu Sözleşme’nin 3’üncü maddesindeki müktar taahhüdüne ulaşılamaması halleri işbu madde kapsamı dışındadır ve bu durumda cezai şart hükmü uygulanmayacaktır." şeklindedir. Görüldüğü üzere, davacının cezai şart talebini dayandırdığı farklı marka biraların satışının yapılması ve litre hedefine ulaşılamaması hususlarının hem bu madde uyarınca hem de sözleşmenin 3.maddesine göre cezai şart talep hakkının dışında tutulduğu açık olmakla cezai şart talebi yönünden de icra takibinin yerinde olmadığı anlaşılmış olıup davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Böyle bir cezai şart hükmü, Borçlar Kanunun 325 inci maddesine göre talep konusu yapılabilecek olan sözleşmenin kalan süresine ait ücret isteğinden farklıdır. Bu durum, konuya dair yasal düzenlemenin tekrarı mahiyetinde de değildir. Gerçekten tarafların iradesi özel biçimde cezai şart düzenlemesi yönünde ortaya çıkmış olmakla, iradeye değer verilmeli ve cezai şart hükümlerine göre çözüme gidilmelidir. İşçinin bakiye süre ücreti ölçüt alınarak kararlaştırılmış olan cezai şarttan başka, sözleşmenin kalan süresine ait ücretlerin de Borçlar Kanununun 325 inci maddesine göre talep edilip edilemeyeceği sorununa değinmek gerekir ki, koşulların varlığı halinde sözleşmenin kalan süresine ait ücretlerin ayrıca talep edilebileceği kabul edilmelidir. Gerçekten, Borçlar Kanununun 158/II maddesine göre, borcun belli zaman ve yerde ifa edilmemesi hali için cezai şart kararlaştırılmışsa, alacaklı hem ifa hem de cezai şartı talep edebilecektir....