İlçesi ...Köyü 383 parselin 85 000,00 TL bedel ile satın alındığı halde tapu kaydının devredilmediği ileri sürülerek ödenen 5000,00 TL kapora bedeli ile satıştan davalının vazgeçmesi nedeniyle 5000,00 TL cezai şart ve 5000,00 TL banka kredisi masraflarının tahsili istenilmiştir. Davalı, dava dışı taşınmaz satıcısı ile davacı alıcıyı biraraya getirdiğini ve davacının gayrimenkul alımına aracılık ettiğini, satmaktan satıcının vazgeçtiğini belirterek peşin alınan 5000,00 TL kapora bedelini iadeye hazır olduğunu ancak diğer isteklerin reddini savunmuştur. Mahkemece, kapora olarak ödenen 5000,00 TL ile cezai şart olarak belirlenen 5000,00 TL'nin tahsiline, maddi tazminata yönelik isteğin ispatlanamadığı gerekçesi ile reddi cihetine gidilmiş, hüküm, süresinde davalı tarafından sadece cezai şart yönünden temyiz edilmiştir. Dava, davacı alıcının, davalı komüsyoncuya ödemiş olduğu kaporanın iadesi ile cezai şart ve maddi tazminatın tahsili isteminden ibarettir....
, ihtarname sonrası davalı tarafça sözleşmeye aykırılık giderilmediği gibi yatırım bedeli de müvekkili şirkete iade edilmediğini bu itibarla, sözleşmeye aykırı davranmakta direnen davalı aleyhine sözleşmeden kaynaklanan ve iadesi gereken yatırım bedeli, ihtarname giderleri ve cezai şart bedelinin tahsilini teminen .......
, ihtarname sonrası davalı tarafça sözleşmeye aykırılık giderilmediği gibi yatırım bedeli de müvekkili şirkete iade edilmediğini bu itibarla, sözleşmeye aykırı davranmakta direnen davalı aleyhine sözleşmeden kaynaklanan ve iadesi gereken yatırım bedeli, ihtarname giderleri ve cezai şart bedelinin tahsilini teminen .......
, ihtarname sonrası davalı tarafça sözleşmeye aykırılık giderilmediği gibi yatırım bedeli de müvekkili şirkete iade edilmediğini bu itibarla, sözleşmeye aykırı davranmakta direnen davalı aleyhine sözleşmeden kaynaklanan ve iadesi gereken yatırım bedeli, ihtarname giderleri ve cezai şart bedelinin tahsilini teminen .......
haiz bir borçlu, fahiş olduğu iddiası ile cezai şarttan indirim yapılmasını isteyemez ise de; sözleşmede belirtilen cezai şart miktarının ekonomik yönden borçlunun mahvına sebebiyet verecek derecede fahiş olduğunun saptanması halinde istisnaen cezai şarttan indirim yapılabileceği Yargıtay'ın kararlılık kazanmış içtihadı ile kabul edildiği, bu durumda, cezai şarttan indirim yapılırken borçlunun ekonomik yönden yıkımına sebep olacak şekilde fahiş bir cezai şart kararlaştırılıp kararlaştırılmadığının saptanması gerektiği, davalının ticari faaliyetine 2014 yılında son verdiği ve bu tarihten sonra da ticari faaliyetini devam ettirdiğinin ileri sürülmemiş olmasına ve davalının durumundaki bir kişi için sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın oldukça fahiş olup davalının ekonomik mahvına sebebiyet vereceği açık olmasına göre, hâkimin yargılamayı en kısa sürede ve en az masrafla sonuçladırması ilkesi (usul ekonomisi ilkesi) gözetildiğinde takdiren 10.000,00 USD cezai şart alacağına hükmedilmesi...
Buna göre dava tarihi itibariyle davacının davalı şirketten 80.000,00- TL cezai şart alacağı ile 216.200 USD kullanma bedeli talep edebilecektir. 80.000,00- TL'lik cezai şartın ekonomik açıdan davalı şirketin mahvına sebebiyet verip vermeyeceğinin araştırılması gerekmektedir. Bir an için 216.200 USD kullanım bedelinin de cezai şart olarak nitelendirilebileceği düşünülse bile esasen kullanım bedeli adından da anlaşılacağı üzere hukuki niteliği itibariyle aslında kira sözleşmesinin unsurlarını taşımaktadır. Bunun kira bedeli olarak nitelendirilmesi daha isabetlidir. Dolayısıyla, miktar yönünden cezai şart için benimsenen tacirin mahvına sebebiyet verip vermeme denetimine tabi tutulmayacaktır. Buna göre kullanım bedeline taleple bağlı kalınarak aşağıdaki gibi hükmetmek gerekmiştir. Mahkememizce alınan 2. ek raporda cezai şartın davalı şirketin iktisadi olarak mahvına neden olacağı denetlenebilir ve ikna edici olarak açıklanmıştır....
Buna göre dava tarihi itibariyle davacının davalı şirketten 80.000,00-TL cezai şart alacağı ile 216.200 USD kullanma bedeli talep edebilecektir. 80.000,00-TL'lik cezai şartın ekonomik açıdan davalı şirketin mahvına sebebiyet verip vermeyeceğinin araştırılması gerekmektedir. Bir an için 216.200 USD kullanım bedelinin de cezai şart olarak nitelendirilebileceği düşünülse bile esasen kullanım bedeli adından da anlaşılacağı üzere hukuki niteliği itibariyle aslında kira sözleşmesinin unsurlarını taşımaktadır. Bunun kira bedeli olarak nitelendirilmesi daha isabetlidir.Dolayısıyla, miktar yönünden cezai şart için benimsenen tacirin mahvına sebebiyet verip vermeme denetimine tabi tutulmayacaktır. Buna göre kullanım bedeline taleple bağlı kalınarak aşağıdaki gibi hükmetmek gerekmiştir. Mahkememizce alınan 2. ek raporda cezai şartın davalı şirketin iktisadi olarak mahvına neden olacağı denetlenebilir ve ikna edici olarak açıklanmıştır....
Taraflar arasında imzalanan Gazlı ve Gazsız Ürün-Miktar Direkt Satış Sözleşmesi'nin 9.maddesi ve bu sözleşmenin eki olan Satış Miktarına Bağlı Süreli-Burn Direkt Satış Sözleşmesi'nin 8.maddesi uyarınca kararlaştırılan cezai şart ifaya ekli cezai şart niteliğinde değildir. Bu tür cezai şartın sözleşmenin feshi halinde de talep edilebileceği gözetilmeksizin yazılı şekilde cezai şart talebinin reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 06.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nun m.2 ye aykırı olduğu, bu nedenle dava konusu işleticilik sözleşmesine göre davacı şirketin asıl dosyada cezai şart talep edebileceği, sözleşme içeriğine ve bilirkişi raporuna göre davacının davalı şirketten esasen 100.000 USD cezai şart talep edebileceği, ancak taleple bağlılık ilkesi gereğince 10.000 USD'lik talebin değerlendirildiği, talep edilen cezai şart tutarının fahiş olmadığı, sözleşmenin başlangıç tarihinden 1 yıl sonra davalının satın aldığı akaryakıt miktarı belirlenebileceğinden davacının henüz dolmayan bir yıl nedeniyle ölçüm yaparak talepte bulunmasının mümkün görülmediği, bu yüzden davacı şirketin kar mahrumiyeti talep edemeyeceği, ariyetlerin davacı tarafından davalıya teslim edildiği ve henüz iade edilmediği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile 10.000 USD cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince kamu bankalarının bir yıllık USD mevduatına uyguladıkları en yüksek mevduat faizi ile birlikte fiili ödeme veya tahsil...
Ancak somut olayda tahsili talep edilen alacak kalemleri, cari hesap alacağı olmayıp, cezai şart alacağı ile sözleşmenin belli bir süre devam edeceği inancıyla davalıya verildiği ileri sürülen ürün bedellerinin, sözleşmenin ifa edilmeyen dönemine denk gelen kısmının tahsili istemine ilişkindir. Cezai şart talep edilebilmesi için bu şartın taraflar arasında kararlaştırılmış olması gerekir. Diğer yandan, davacının ibraz ettiği sözleşmenin 3. maddesinde, davacının davalıya sözleşmenin sonuna kadar ticari ilişkinin devam ettirilmesi koşuluyla bedelsiz ürün verildiği düzenlenmiştir. Ancak, bu sözleşmenin davalı tarafından imzalanmadığı anlaşıldığından ortada yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle, yazılı sözleşmeye dayalı talepte bulunulamaz....