Ancak somut olayda tahsili talep edilen alacak kalemleri, cari hesap alacağı olmayıp, cezai şart alacağı ile sözleşmenin belli bir süre devam edeceği inancıyla davalıya verildiği ileri sürülen ürün bedellerinin, sözleşmenin ifa edilmeyen dönemine denk gelen kısmının tahsili istemine ilişkindir. Cezai şart talep edilebilmesi için bu şartın taraflar arasında kararlaştırılmış olması gerekir. Diğer yandan, davacının ibraz ettiği sözleşmenin 3. maddesinde, davacının davalıya sözleşmenin sonuna kadar ticari ilişkinin devam ettirilmesi koşuluyla bedelsiz ürün verildiği düzenlenmiştir. Ancak, bu sözleşmenin davalı tarafından imzalanmadığı anlaşıldığından ortada yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle, yazılı sözleşmeye dayalı talepte bulunulamaz....
5.000,00-TL yapılan yatırım bedeli ödemesinin işlememiş süreye isabet eden kısmının iadesi ve 5.000,00-TL sözleşmenin erken feshinden kaynaklı cezai şart olmak üzere şimdilik toplam 10.000,00-TL'nin sözleşmesel faiz/ticari temerrüt faiziyle davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir....
Davalı, davacının sunmuş olduğu 01/03/2008 tarihli sözleşmenin boş kısımlarının davacı tarafından dava açılırken rıza hilafına doldurulduğunu ve sözleşmede sahtecilik bulunduğunu, gerçekte sözleşmenin 13. maddesinde herhangi bir ton/ay.. alma taahhüdünün bulunmadığını, bu kısmın boş olduğunu, sözleşmenin 16,18,19. maddelerine herhangi bir aykırılığının sözkonusu olmadığını, tazminat ve cezai şart ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, cezai şart bölümü olan 21. maddenin de gerçekte boş olduğunu beyanla, davanın reddini talep etmiştir....
Bu suretle; asıl davada davacı cezai şart talebini taraflar arasındaki “genel satın alma sözleşmesi” başlıklı anlaşmanın 2. maddesinin 4. bendinde düzenlenen “K., A. a sözleşmenin imzası ile birlikte 22.750 Euro ödeme yapacaktır. Ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 60 gün içinde A. 100 adet bitmiş ürünü kalıp, detay parça listesi ve teknik dosyası ile birlikte K.' e teslim etmeyi taahhüt etmiştir. Teslimatın yapılmaması halinde gecikilen her bir ürün için günlük 2.000 Euro ceza-i şart A. tarafından K.'e ihtirazi kayıt veya ihbara gerek olmaksızın defaten ödenecektir.” hükmüne dayandırmaktadır. Bilirkişi raporuyla cezai şart istemi, taraflar arasındaki sözleşmenin 26. maddesi hükümleri nazara alınarak değerlendirilmiş, mahkemece de 5.000 Euroluk ve 2.500 Euroluk cezai şart talebine ilişkin sözleşmenin 26. maddesinde öngörülen şartların oluşmadığı gerekçesiyle, asıl davadaki cezai şart talebi reddilmiştir....
Davalı vekili, sözleşmenin Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’a aykırı olduğu, sözleşme tarihinde cezai şartın kabul edilemediği, bu bölümün davacı tarafça sonradan doldurulduğunu öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Borçlar Kanununun 158. ve devamı maddelerinde düzenlenen cezai şart, sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi halinde borçlunun belirli bir miktar para ödeme taahhüdüdür. Taraflar arasındaki sözleşmenin, “kat irtifakı kurulduktan sonra 10 gün içinde kati ferağ takriri verilmesine ilişkin taahhüdün” yerine getirilmemesi halinde ayrıca ödenmesi öngörülen 45.000 Euro cezai şart, geçerli ve tarafları bağlayıcıdır. Ne var ki, taraflar cezanın miktarını tayin etmekte serbest iseler de, Borçlar Kanununun 161/son maddesi hükmüne göre, hakim fahiş gördüğü cezaları resen tenkis etmekle yükümlüdür. Dava konusu olayda da davalılar tacir olmadıklarından, mahkemece cezai şart miktarının fahiş olup olmadığının, tenkisinin gerekip gerekmediğinin tartışılması gerekirken, bu yönde bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır....
Ancak somut olayda taraflar arasında yapılmış olan sözleşmenin 150.000 litre hedef miktarı üzerinden yapıldığı, sözleşmenin süresi ve davacının bu miktar üzerinden elde edebileceği kar dikkate alındığında, 80.000,00 USD nin ölçüsüz olmadığı davalının da tacir olarak akdin ifa edilmemesi durumunda ödeyeceği cezai şartı kabul ettiği, davacının da cezai şart alacağını talep ettiği (TBK m. 179), sözleşmenin fesih halinde dahi cezai şartın talep edilebileceğinin sözleşmenin 18. maddesinde yer aldığı, tarafların tacir olması nedeniyle cezai şart miktarının, TTK m. 22 gereğince TBK m. 182/son fıkraya göre indirim yapılamayacağı, ancak tacirin mahvına sebep olması halinde indirim yapılabileceği, mevcut durumda da sözleşmenin süresi, satım konusu 150.000 Litrelik hedef miktar dikkate alındığında, davacının elde edeceği karın ortadan kalktığı, anlaşıldığından davacının cezai şart talebinin kabulüne, davacının 80.000 USD cezai şart talebinin 3095 sayılı Kanun m.4/a'da ki faiz oranı uygulanarak,...
alarak hesaplanan aylık yakıt alımı ortalamasında %50 nispetinde azalma olması durumunda .... işbu sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilir….Yukarıda sayılan hallerde ve satılan taşıtlar üzerinden TKÜ’lerin sökülmemesi veya söküldüğü halde ....’a teslim edilmemesi .... tarafından iadesi istendiği halde iade edilmemesi veya .... tarafından zayi olduğunun tespit edilmesi hallerinde .... taşıt başına ve/veya her bir TKÜ için 250 Dolar cezai şart……..tahsil hakkına sahiptir….”düzenlemesi yer aldığını ancak, davacı şirketin sözleşmenin 8....
belirtilen sebeplerden dolayı sözleşmenin şirketçe tek taraflı olarak fesih edilmesi halinde ve herhangi bir sebepten dolayı sözleşmenin sona ermesi durumu da dahil olmak üzere…50.000 Amerikan Doları karşılığı Türk Lirası cezai şart ödemeyi kabul, taahhüt ve beyan etmiştir…Ayrıca bu sözleşmenin şirket tarafından tek taraflı olarak ya da bayi tarafından süre sonunu beklemeden fesih edilmesi hallerinde bayi, şirketin her türlü alacağını, zarar ve ziyanı ile kar mahrumiyetini ödemeyi de kabul etmiştir.” hükmü öngörülmüştür....
nin taşınmazı cebri icra yoluyla tahliye etmek zorunda kaldığını, cezai şartın ve diğer mali katkıların talep edilebilme koşulları arasında cebri icra yoluyla tahliye sayılmadığını, davacının cezai şart talep etme hakkı bulunmadığını, cezai şartın hangi hallerde talep edilebileceğinin sözleşmenin 20 inci maddesinde açıkça düzenlendiğini, talep edilen cezai şartın fahiş olduğunu ve müvekkili şirketin mahvına sebep olabileceğini, bu sebeple cezai şartın koşulları gerçekleşmediğini bu mümkün değilse kabul anlamına gelmemekle birlikte indirilmesi gerektiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....