, 3194 sayılı yasaya aykırılıkların giderilmesi ve yapı kullanma ruhsatı alınması imkânsız ise sözleşmenin feshi ile yüklenici ve diğer davalılar adına olan tapuların iptali ile hissesi oranında müvekkili adına tesciline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL eksik ve ayıplı işlerle, gecikme bedelinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Alacağın temliki, alacaklı ile onu devralan üçüncü şahıs arasında borçlunun rızasına ihtiyaç olmaksızın yapılabilen ve sadece kazandırıcı bir tasarruf işlemi niteliğini taşıyan şekle bağlı bir akittir. Borçlar Kanununun 163. maddesi hükmüne göre temlik sözleşmesi temlik edenle temlik alan arasında yazılı olarak yapılması yeterlidir. Nitekim davacı yüklenici ile yaptığı harici sözleşme ile yüklenicinin inşaat sözleşmesinden doğan alacağını devralmış olup bunun ifasını isteme hakkına sahiptir. Diğer taraftan arsa maliklerinden ...yüklenici ile yaptığı sözleşmeden sonra arsadaki tüm payını ...'a satış yolu ile devretmiş olduğundan bu davalı arsa maliki sıfatını kazanmıştır. Bu nedenle sözleşmenin geçersiz olması ve tapunun üçüncü kişiye devredilmiş olması gerekçeleri ile tapu iptali ve tescil isteminin reddi doğru değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, arsa maliki olan müvekkilleri ile davalı arasında 07.03.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme ve yapılan ek sözleşme gereği davalı yüklenicinin borcunu zamanında ifa etmediğini ileri sürerek, sözleşmelerin feshi ile müvekkillerine düşecek her villa için aylık 750,00 TL gecikme cezasının tahsilini, sözleşmenin .... maddesi uyarınca, yapılan inşaatların müvekkiline terk edilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince, davalı arsa maliki, davacı yükleniciden bağımsız bölüm satın alan üçüncü kişilere tapu devri gerçekleştirmiş olup söz konusu bağımsız bölümlerin tapusunun iptalini talep etmediğinden sözleşmenin ileriye etkili feshini talep ettiği anlaşılmıştır. Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtildiği üzere tarafların sözleşmenin feshi konusunda iradeleri birleşmiş ise de, inşaatın fiziki seviyesi belirlenmeden ve davalı arsa malikinin ileriye etkili fesih istediği gözetilmeden sözleşmenin ileriye ya da geriye etkili feshine dair hüküm kurulmaksızın imalat bedeline hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....
belirlenen ek süre içerisinde inşaatın tamamlanıp tamamlanmayacağını ilişkin yeniden uzman bilirkişi marifetiyle keşif yapılması gerektiğini, sözleşmede kararlaştırılan inşaatın bitiş süresinin 01.12.2020 tarihinden itibaren en az 30 ay daha uzaması söz konusu iken, sözleşmenin feshi şartları bu nedenle oluşmadığından sözleşmenin geriye etkili olarak feshi taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekillik ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Buna göre temliki öğrenen borçlu, temlik olmasaydı önceki alacaklıya karşı ne tür def'ileri ileri sürebilecekse, aynı def'ileri temlik alan üçüncü kişiye karşı da ileri sürebilir. Somut olayda; davacı, dava konusu bağımsız bölümü 15.04.2002 tarihli satış protokolü ile temlik almıştır. Bu temlikin dayanağı yüklenici ile arsa sahibi arasında yapılan 02.05.2001 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesidir. Sözleşmenin 33. maddesinde 2 dairenin inşaatın tamamen bitip iskan ruhsatı alındıktan sonra tapusunun verileceği hükmü yer almıştır. Dava konusu bağımsız bölümde teminat amacıyla tutulan dairedir. Arsa sahibinin tespit istemli 26.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/21 esas sayılı değişik iş dosyasında yüklenicinin edimlerinin bir kısmını yerine getirmediği anlaşılmaktadır....
Davacı ile davalı ve dava dışı arsa malikleri arasında imzalanan 26.06.2004 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi haricen düzenlenmiş olup, yasal biçimde düzenlenmediğinden geçersiz ise de sözleşme konusu arsanın tapu kaydının davalıya devredilmesi ve inşaatın iskânının alınarak tamamlanmış olması nedeniyle bu aşamada sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülmesi iyiniyet kurallarıyla bağdaşmaz (TMK.2. md.). Yine sözleşmede ve tapu kaydında davacı dışında arsa malikleri bulunduğundan TMK'nın 692. maddesince sözleşmenin feshi istemine ilişkin bu davada diğer maliklerin de yer alması zorunludur. Ne var ki inşaatın yargılama sırasında iskân ruhsatı alınarak tamamlandığı anlaşılmakla diğer maliklerin davada yer alması da keza bu aşamada sonuca etkili görülmemiştir. Her ne kadar davacı, inşaatın sözleşmeye uygun yapılmadığını ileri sürerek iptâlini istemiş ise de yargılama aşamasında inşaatın tamamlanarak 21.05.2009 tarihinde iskân ruhsatının alındığı anlaşılmaktadır....
A.Ş. vekili ile duruşmalı olarak davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekilince karar düzeltme yoluyla incelenmesi istenilmiş ise de karar düzeltme aşamasında duruşma yapılamayacağından istemin reddi ile incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Davacılar vekili, davalı.... ile davacı arsa sahipleri arasında, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, yükleniciye tapunun tamamen devredildiğini, inşaatın zamanında bitirilmediğini, yüklenicinin inşaatı %82 seviyede bıraktığını ileri sürerek, sözleşmenin geriye etkili feshi ile davalı yüklenicinin bağımsız bölüm sattığı davalılar üzerinde olan tapu kayıtlarının her türlü takyidattan arındırılarak davacılar adına tescilini talep ve dava etmiştir. Davalılar, tapu kayıtlarına güvenerek bağımsız bölüm satın aldıklarını, iyiniyetli olduklarını savunarak, davanın reddini istemiştir....
Şti. vekili, davaya bir itirazlarının olmadığını, sözleşmenin feshi istemini kabul ettiklerini, sözleşmenin feshi sebebiyle müvekkili şirketin yapmış olduğu 2.000.000,00 TL'ye yakın imalat bedelinin müvekkili şirkete ödenmesi gerektiğini savunmuştur. Davalılar ... ve ..., davayı kabul ettiğini beyan etmiştir. Diğer bir kısım davalılar davanın reddini istemiştir....
Noterliğinin 1603.2012 tarih ve 7233 sayılı Kat Karşılığı İnşaat sözleşmesine taraf olmadığı, bu nedenle sözleşmenin tarafı olmayan 3 kişi konumundaki müvekkiline karşı açılan dava ile sözleşmenin geriye doğru fesih sonucu doğacak bir hak talep edilmeyeceğini, müvekkilinin aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, müvekkilinin taşınmazı iyi niyetle iktisap etmiş olup, tanık beyanları ile de bu hususun sabit olacağından açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2.Davalı ... vekili asıl dava cevap dilekçesinde özetle: müvekkilinin davacı ile yüklenici arasındaki sözleşmeyi bilemeyeceğini, davacının tarafı husumet yöneltilmesi gereken yüklenici olması gerektiği, bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, müvekkilinin üçüncü ve iyi niyetli kişi olarak taşınmazı satın aldığını, inşaatın var ise bile eksikliği ve ayıplı imal edilmesinin müvekkilinin sorumluluğunda veya yükümlülüğünde olmadığını, inşaatın bitirilmemesinin müvekkili açısından da mağduriyet yarattığını, inşaatın...