WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-K A R A R- Asıl davada davacı vekili, müvekkili arsa sahibi ile davalılar arasında 28.12.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmeye göre paylaşımın, %54 yüklenici %46 ise arsa maliki payı olarak belirlendiğini, inşaatın tek bina olarak yapılması kararlaştırılmasına rağmen davalının, sözleşmeye aykırı olarak müvekkilinin olurunu almadan, sözleşmede öngörülenden farklı bir proje ile inşaata başladığını, bir adet bina yerine iki ayrı bina şeklinde projeyi uygulamaya geçirdiğini, 24 aylık inşaatı tamamlama süresinin dolmuş olmasına rağmen davalı yüklenicinin, işin %15'ini tamamladığını ileri sürerek, 28.12.2005 tarihli sözleşmenin geçmişe etkili olarak feshi ile varolan inşaatın yıkımı ve kar kaybı için 15.000,00 TL menfi zararın tahsilini talep ve dava etmiş; birleşen karşı davanın reddini istemiştir. Asıl davada davalılar vekili, dava konusu sözleşmenin müvekkili ... Tic....

    Somut olayda ruhsat alınan parsellerdeki inşaatlar kararlaştırılan sürede tamamlanmadığı, diğer parseller için de uzunca bir süre geçmiş olmasına rağmen ruhsat dahi alınmadığından BK.nun 107.maddesindeki süre verilmeksizin ve ihtara gerek olmaksızın fesih koşulları gerçekleştiğinden, davacı arsa sahiplerinin BK.106 maddesinin ikinci fıkrasında yazılı seçimlik hakları doğmuştur. Davacılar da bu seçimlik haklarını sözleşmenin feshi ve menfi zararın tazmini şeklinde kullanmışlardır. Bu durumda yüklenici temerrüdü sabit olduğundan sözleşmenin feshi davasının kabulü, menfi zarar isteminin ise dosya kapsamına göre değerlendirilerek davanın sonuçlandırılması gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....

      Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, feshi talep edilen sözleşmenin taraflarının arsa sahibi ... ve yüklenici ... olduğu, davalı anonim şirketin tam olarak unvanının yazılmadığı ve davalı şirket adına ve davalı şirketi temsilen sözleşmenin ... tarafından düzenlenip imzalandığının açıkça yazılı olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davalı şirket aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, arsa payı karşlığı inşaat sözleşmesinin feshi ve menfi zarar tazmini istemine ilişkindir. Dosyanın incelenmesinde feshi istenen sözleşmenin arsa sahibi ... ile yüklenici ... ... arasında imzalandığı, davanın ... Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve ... davalı gösterilerek açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece ... San. Tic. A.Ş.'nin ticaret sicil kaydı getirtilerek, kuruluşu ve şahıs firmasını devralıp devralmadığı araştırılmadan ve sözleşmeyi şahıs firması adına imzalayan ...'...

        Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davacı tarafın dava dilekçesi ile elinde kalıpta iade alınmayan yedek parçaların toplam bedelinin 108.000,00 TL olduğunu kabul ve ikrar ettiği davacı tarafın bu parçaları KDV hariç 71.001,87 TL'ye sattığı, neticeden davacı tarafın iade alınmayan yedek parçalardan dolayı oluşan zararının 36.998,13 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davacının sözleşmenin haksız feshedilmiş olmasından dolayı oluşan 18.750,00 TL zararının, davacının sözleşmenin haksız feshi nedeniyle elinde kalan yedek parçalardan dolayı oluşan 36.998,13 TL zararın, davacının hesabından fazla tahsil edilen 1.773,84 TL'nin dava tarihi olan 21.01.2009 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa'nın 2/2 maddesi kapsamında öngörülen avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....

          Taraf teşkilinden sonra sözleşmenin feshi davası ancak dinlenebilir hale gelir. Herne kadar sözleşmenin feshi tek taraflı irade beyanı ile sonuç doğurur ise de, kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshi, taraf rızaları fesihte birleşmediği sürece, ancak mahkeme kararı ile mümkün olmaktadır. Bu itibarla, feshin tek taraflı olarak gerçekleştiğine ilişkin kabul doğru olmamıştır. Öte yandan, sözleşmenin feshi (dönme) ile sözleşmenin ifası anlamına gelen eksik, ayıplı işler bedeli ve gecikme tazminatı gibi olumlu zarar kapsamında kalan talepler birbiriyle çelişkili olduğundan, birlikte istenemezler. Başka bir anlatımla, ya sözleşmenin feshi yada müsbet zarar (ifa) istenebilir....

            -TL bedelli 04.05.2010 vadeli 1058955 nolu kesin teminat mektubunun dava sonuna kadar davalı tarafa ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve davalı tarafın haksız işleminden kaynaklanan tüm maddi zararlarının ve yoksun kalınan kar da dahil olmak üzere hesaplanarak dava tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 42.000,00 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Dava, ihalenin haksız feshi nedeniyle teminat mektubu bedeli ve uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir. Davacı, temlik eden, ......

              - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında 04.05.2009 tarihli sözleşme yapıldığını, taşınmaz üzerinde bulunan haciz nedeni ile inşaata başlayamadığını, ileri sürerek, 8.000 TL sözleşmeye aykırılık ve kazanç kaybının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2014/1905 esas, 2014/4521 karar sayılı ilamında "öncelikle tarafların sözleşmenin feshi yönünde iradelerinin mevcut olup olmadığı hususunun belirlenerek ve davacı tarafın talep ettiği zararların açıklattırılarak menfi zarar niteliğinde bulunması halinde sözleşmenin feshine ve talep edilebilecek menfi zararın değerlendirilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuştur....

                Davada, sözleşmenin feshi yanında inşaatın tamamlanabilmesi ve yapı kullanma izin belgesinin alınabilmesi için gereken bedellerin de tahsili istenmiştir. Davalı yüklenici savunmasında, fesih istemini ileriye etkili şekliyle kabul etmiş, mahkemece de sözleşmenin ileriye etkili sonuç doğuracak şekilde feshine karar verilmiş, verilen karar sadece ileriye etkili fesih istemi ile savunmada bulunan davalı vekilince temyiz edilmiştir. Bu haliyle taraf iradelerinin ileriye etkili fesihte birleştikleri açıktır. Ancak sözleşmenin feshi halinde olumlu zarar kapsamında yer alan eksik ve ayıplı işlerin giderilme bedeli ile yapı kullanma izin belgesinin alınması için gerekli masrafların inşaatın fiziki gerçekleşme oranında dikkate alınması gerektiğinden ayrıca sözleşmede de aksine hüküm bulunmadığı için talep edilebilmesi mümkün bulunmamaktadır....

                  Davacının sözleşme gereği 31/12/2015 tarihine kadar hizmet vermesi ve kazanç elde etmesi mümkün iken, sözleşmenin erken feshi nedeniyle 01/07/2015 tarihinden itibaren hizmet vermediği ve kazanç kaybına uğradığı sabittir. Ancak dosya kapsamında alınan raporlar incelendiğinde her iki raporda da, sözleşmenin feshi karşısında davacının aynı nitelikte başka bir iş bulma olasılığının ve süresinin ne kadar olduğu hususunda bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. Bilirkişi raporunda ve mahkeme kararındaki "sözleşmenin 10.maddesine göre davacının fesih önel süresi olan 60 gün için kazanç kaybı talep edebileceği" tespitinin ise yukarıda açıklanan gerekçelerle hatalı olduğu anlaşılmaktadır....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve kira tazminatı davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen, birleşen davanın tamamen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

                      UYAP Entegrasyonu