WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan Sözleşmenin feshi davasına bağlı olduğunu, bu sebeple Elatmanın Önlenmesinden bahsedilebilmesi için sözleşmenin feshi davasının sonucunun beklenmesine karar verilmesi gerektiğini, davalı T4 taşınmazı inşa eden yüklenici firma ile yapılan sözleşme ve bedelin ödenmesine istinaden hak ettiği taşınmazda oturmaya başladığından iyi niyetli olduğunu belirterek ilk dereceli mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava; el atmanın önlenmesi-ecrimisil tahsili istemine ilişkindir. İlk dereceli mahkeme tarafından yapılan yargılama sırasında taraf delillerinin toplandığı, keşif icra edildiği, tanıkların dinlendikleri ve bilirkişi raporlarının dosyaya alındığı, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri olarak belirlenen; 223.004,88 TL üzerinden eksik harcın ikmal edildiği anlaşılmıştır. Sakarya 1....

Somut olayda, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan ilamlı takibin kesinleşmesi sonrası dava konusu taşınmazın 10/09/2020 tarihinde alacağa mahsuben ihale edildiği, icra müdürlüğünce süresinde ihalenin feshi davası açılmadığından 14/10/2020 tarihinde taşınmazın alıcısına tescili yönünde ilgili tapu sicil müdürlüğüne yazı yazıldığı, tescil işleminin gerçekleştiği ve taşınmazın tahliyesi yönünde taşımazın bulunduğu adrese gidildiği, 02/01/2021 tarihinde şikayetçi 3. kişiye tahliye emrinin tebliğ edildiği, borçluların ihalenin feshi davası açtığı, davanın süre aşımından reddine karar verildiği, kararın kesinleşmediği anlaşılmış, ihaleden sonra 7 günlük sürenin geçtiği ve taşınmazın tapuda alıcı adına tescilinin de tamamlandığı anlaşılmaktadır. Bu aşamada icra müdürünün İİK.nun 135/2. maddesi gereğince tahliyeye yönelik işlem yapması yasaya uygundur....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Sulh Hukuk Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava süre bitimi sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, taraflar arasında düzenlenen 24/12/2000 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli yazılı kira sözleşmesine göre davalı kiracının 14 yıldır kiralananı kullandığını, T.B.K.nun 347.maddesi gereğince sözleşme bitim tarihi olan 24/12/2014 tarihi itibariyle sözleşmenin yenilenmiyeceğinin üç ay önce ihtar edilmesine rağmen, kiralanan boşaltılmadığından akdin feshi ile davalının mecurdan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir....

    Borçlar Kanununa tabi süresiz sözleşmelerde feshi ihbar süresi, bu kanunun 262.maddesi hükmüne göre belirlenir. Anılan madde hükmü gereğince, süresiz sözleşmelerde 6 (altı) aylık dönem için 3 (üç) ay önceden kiracıya feshi ihbar tebliğ ettirilmesi ve o dönem sonunda tahliye davası açılması gerekir. Altı aylık dönemin birinde tebliğ ettirilen feshi ihbar ancak bu dönem sonunda dava açma hakkı verir. Bu feshi ihbar, sonraki dönem için kullanılamaz. Borçlar Kanununun kapsamına giren yerlerin tahliyesi için feshi ihbar yeterli olup, başka bir sebep aramaya gerek yoktur. Olayımıza gelince; davada dayanılan ve hükme esas alınan 1.4.2005 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede kiralanan arsa olarak tanımlanmış ve davalı tarafından oto gaz istasyonu olarak kullanılacağı kararlaştırılmıştır....

      Borçlar Kanununun kapsamına giren yerlerin tahliyesi için feshi ihbar yeterli olup, başka bir sebep aramaya gerek yoktur. Olayımıza gelince; Davada dayanılan ve hükme esas alınan 1/5/2009 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmaz arsa vasfında olup bu haliyle Borçlar Kanununa tabidir. Belli süre ile akdedilen sözleşme Borçlar Kanununun 263. maddesi gereğince, kiralananın kullanılmasına devam olunduğu için sözleşme süresiz bir müddet için yenilenmiş sayılır ve Borçlar Kanununun 262. maddesinde gösterilen sürelere uyulmak suretiyle feshedilir....

        Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun tüketici mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 6502 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73/5. maddesinde tüketici davalarının tüketicinin yerleşim yerinin bağlı bulunduğu mahkemelerde de açılabileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, dava taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, davanın ilk açıldığı yer mahkemesi olan İstanbul Anadolu 31. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

          No:174/A-B Atakum/SAMSUN adresindeki taşınmazda davalının 01/08/2016 tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olarak bulunduğunu, davalıya kira sözleşmesinin yenilenmeyeceği ve sözleşmenin bitim tarihinden itibaren dava konusu yeri tahliye edilip teslim edilmesine ilişkin Samsun 4.Noterliğinin 31/05/2021 tarih ve 06109 yevmiye nolu ihtarnamenin ihtar edildiğini, kira kontratının 5 yıl süreli olup 01/08/2021 tarihi ile sona erdiğini, müvekkilinin kira kontratının özel şartlar kısmının 11.maddesi ile üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, kira kontratının dolmasına 2 ay kala 31/05/2021 tarihinde ihtarname çekildiğini, davalının ihtara uymadığını, kira sözleşmesi süresinin dolmasına rağmen tahliyenin gerçekleşmediğini belirterek sözleşmenin feshi ile davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Kabule göre de, asıl dava terditli dava olup, davacıların birinci talebi sözleşmenin geçersizliğinin tespiti, bunun kabul edilmemesi halinde sözleşmenin feshi ile var ise müdahalenin meni ve ecri misil istemine ilişkin olup, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti halinde meni müdahale ve ecri misil talepleri bulunmamaktadır. Mahkemece sözleşmenin geçersizliğinin tespitine karar verildiğinden, feri talep olan meni müdahale ve ecri misil konusunda karar verilmesi hatalı olmuştur....

          Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun tüketici mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 6502 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. Somut olayda, dava taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkin davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığına göre, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK'nın 6/1. maddesi uyarınca "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir."...

            Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun tüketici mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 6502 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. Somut olayda, dava taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkin davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığına göre, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK'nın 6/1. maddesi uyarınca "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir."...

              UYAP Entegrasyonu