Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun tüketici mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 6502 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. Somut olayda, dava taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkin davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığına göre, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK'nın 6/1. maddesi uyarınca "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir."...

    Kaldı ki; davacı vekilinin dava dilekçesi ile sözleşmenin feshi ve tahliye talebinde bulunduğ,u tahliyeye karar verilmeyecek bile olsa, sözleşmeye aykırılık nedeniyle sözleşmenin feshi şartlarının oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla da verilen kararın zuhulen bozulduğu, yeniden yapılan inceleme sonucunda anlaşıldığından, davacı vekilinin bu yöne yönelik karar düzeltme isteminin kabulü ile, Dairemizce verilen 08.10.2019 günlü ve 2018/1715 E. - 2019/7558 K. sayılı bozma ilamının kaldırılmasına ve belirtilen gerekçeyle hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....

      Borçlar Kanununa tabi süresiz sözleşmelerde feshi ihbar süresi, bu kanunun 262.maddesi hükmüne göre belirlenir. Anılan madde hükmü gereğince, süresiz sözleşmelerde 6 (altı) aylık dönem için 3 (üç) ay önceden kiracıya feshi ihbar tebliğ ettirilmesi ve o dönem sonunda tahliye davası açılması gerekir. Altı aylık dönemin birinde tebliğ ettirilen feshi ihbar ancak bu dönem sonunda dava açma hakkı verir. Bu feshi ihbar, sonraki dönem için kullanılamaz. Borçlar Kanununun kapsamına giren yerlerin tahliyesi için feshi ihbar yeterli olup, başka bir sebep aramaya gerek yoktur. Olayımıza gelince; davada dayanılan ve hükme esas alınan 1.4.2005 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede kiralanan arsa olarak tanımlanmış ve davalı tarafından oto gaz istasyonu olarak kullanılacağı kararlaştırılmıştır....

        Bu nedenle dairemizce inceleme, istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ve mahkemece resen gözetilmesi gereken kamu düzenine aykırılık oluşturan sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava feshi ihbar nedeniyle tahliye davasıdır. Taşınmaz ve taşınır yapı kiralarıyla ilgili belirsiz süreli kira sözleşmelerinde feshi ihbar süresi Türk Borçlar Kanun'unun 329.maddesi hükmüne göre belirlenir. Anılan madde hükmü gereğince süresiz sözleşmelerde 6 (altı) aylık dönem için 3 (üç) ay önceden kiracıya fesih bildiriminin tebliğ ettirilmesi ve o dönem sonunda tahliye davası açılması gerekir. Fesih dönemlerinin hesabında kira sözleşmesinin başlangıç tarihi esas alınır. Sözleşmede veya kanunda belirtilen fesih dönemine veya bildirim süresine uyulmamışsa, bildirim bir sonraki fesih dönemi için geçerli olur....

        Borçlar Kanununun kapsamına giren yerlerin tahliyesi için feshi ihbar yeterli olup, başka bir sebep aramaya gerek yoktur. Olayımıza gelince; Davada dayanılan ve hükme esas alınan 1/5/2009 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmaz arsa vasfında olup bu haliyle Borçlar Kanununa tabidir. Belli süre ile akdedilen sözleşme Borçlar Kanununun 263. maddesi gereğince, kiralananın kullanılmasına devam olunduğu için sözleşme süresiz bir müddet için yenilenmiş sayılır ve Borçlar Kanununun 262. maddesinde gösterilen sürelere uyulmak suretiyle feshedilir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Sulh Hukuk Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava süre bitimi sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, taraflar arasında düzenlenen 24/12/2000 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli yazılı kira sözleşmesine göre davalı kiracının 14 yıldır kiralananı kullandığını, T.B.K.nun 347.maddesi gereğince sözleşme bitim tarihi olan 24/12/2014 tarihi itibariyle sözleşmenin yenilenmiyeceğinin üç ay önce ihtar edilmesine rağmen, kiralanan boşaltılmadığından akdin feshi ile davalının mecurdan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir....

            Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan Sözleşmenin feshi davasına bağlı olduğunu, bu sebeple Elatmanın Önlenmesinden bahsedilebilmesi için sözleşmenin feshi davasının sonucunun beklenmesine karar verilmesi gerektiğini, davalı T4 taşınmazı inşa eden yüklenici firma ile yapılan sözleşme ve bedelin ödenmesine istinaden hak ettiği taşınmazda oturmaya başladığından iyi niyetli olduğunu belirterek ilk dereceli mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava; el atmanın önlenmesi-ecrimisil tahsili istemine ilişkindir. İlk dereceli mahkeme tarafından yapılan yargılama sırasında taraf delillerinin toplandığı, keşif icra edildiği, tanıkların dinlendikleri ve bilirkişi raporlarının dosyaya alındığı, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri olarak belirlenen; 223.004,88 TL üzerinden eksik harcın ikmal edildiği anlaşılmıştır. Sakarya 1....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Devremülk sözleşmesinden cayma nedeniyle sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine istemine ilişkin olarak açılan davada ... 6. Tüketici ile ... 3. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, devremülk sözleşmesinden cayma nedeniyle sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkindir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Devremülk sözleşmesinden cayma nedeniyle sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine istemine ilişkin olarak açılan davada ... 6. Tüketici ile ... 3....

                Somut olayda, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan ilamlı takibin kesinleşmesi sonrası dava konusu taşınmazın 10/09/2020 tarihinde alacağa mahsuben ihale edildiği, icra müdürlüğünce süresinde ihalenin feshi davası açılmadığından 14/10/2020 tarihinde taşınmazın alıcısına tescili yönünde ilgili tapu sicil müdürlüğüne yazı yazıldığı, tescil işleminin gerçekleştiği ve taşınmazın tahliyesi yönünde taşımazın bulunduğu adrese gidildiği, 02/01/2021 tarihinde şikayetçi 3. kişiye tahliye emrinin tebliğ edildiği, borçluların ihalenin feshi davası açtığı, davanın süre aşımından reddine karar verildiği, kararın kesinleşmediği anlaşılmış, ihaleden sonra 7 günlük sürenin geçtiği ve taşınmazın tapuda alıcı adına tescilinin de tamamlandığı anlaşılmaktadır. Bu aşamada icra müdürünün İİK.nun 135/2. maddesi gereğince tahliyeye yönelik işlem yapması yasaya uygundur....

                UYAP Entegrasyonu