Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesi isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne ve kiralananın tahliyesine karar verilmiş hüküm davalı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı dava dilekçesinde kiralanana ihtiyacı bulunduğundan dolayı tahliyesini istemiştir. Davalı sözleşme de bir aylık feshi ihbar şartı bulunduğundan dolayı davanın süresinde açılmadığından davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece kiralananın tahliyesine karar verilmiştir. Davada dayanılan ve hükme esas alınan 15.04.2007 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin 19.maddesinde akdin sona erdirilmesi için her iki tarafa da akdin bitiminden 1 ay önce feshi ihbarda bulunması aksi takdirde sözleşmenin yenileneceği şartı getirilmiştir. Kararlaştırılan bu şart geçerli olup tarafları bağlar....

    DAVACI VEKİLİNİN İSTİNAF SEBEPLERİ : İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın kiralananın tahliyesi ve kira bedelinin tahsili davası olduğu ve bu haliyle davanın arabuluculuk dava şartına tabi olduğu, dava açılmadan önce başvurulmadığı gerekçesiyle davanın özel dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin hukuka ve dosya muhtevasına uygun düşmediğini, öncelikle dava konusu taşınmazın kiralanmasının söz konusu olmadığını, taşınmazın toplu konut kapsamında gayrimenkul satış sözleşmesi ile satılan bir taşınmaz olduğunu ve bu haliyle kiralananın tahliyesi davası ya da kira bedeli talebi davası olmadığını, işbu davanın müdahalenin önlenmesi davası olduğunu ve dava şartı olarak arabuluculuk kapsamında olmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır....

    Davacı vekili dava dilekçesinde takibin devamı ile birlikte sözleşmenin feshi ve kiralananın tahliyesi isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne 2,500.-TL üzerinden takibin devamına karar verilmiş ancak dava dilekçesinde istem olduğu halde akdin feshi ve tahliye hakkında olumlu veya olumsuz herhangi bir karar verilmemiştir. Bu durumda akdin feshi ve tahliye istemi hakkında bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün tahliyeye hasren davacı yararına BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 15.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      HUMK’nun 8. maddesinin 2. fıkrasında "kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara..." dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde açılacağı öngörülmüştür. Ancak, anılan maddeye göre Sulh Hukuk mahkemesinin görevli olduğunun kabulü, için ortada geçerli bir kira sözleşmesinin varlığı ve bu sözleşmenin kanunda öngörülen nedenlerden ötürü feshi ile tahliye istenmesi gerekmektedir. Somut olayda; paydaşlardan biri tarafından yapılmış bulunan kira sözleşmesinin geçersiz olduğu iddiası ile kira akdinin iptali ile taşınmazdan davalının müdahalesinin meni (tahliyesi) istenmektedir. Bu durumda, kira akdinin İptali ile kiralanandan davalının müdahalesinin meni(tahliyesi) istemlerinden oluşan uyuşmazlığın genel hükümlere göre belirlenecek mahkemede bakılıp sonuçlandırılması gerekir....

        Davacı vekili dava dilekçesinde de, tahliye emrinde tahliyesi istenen yer her ne kadar “Kooperatif Merkez Yönetim Binası” olarak gösterilmiş ise de bunun maddi hatadan kaynaklandığını, kiralanan ve tahliyesi istenen yerin “Kargo Terminal otopark alanında bulunan 224 m2 yüzölçümlü alan” olduğunu, kira sözleşmesinin 4.2 ve 4.3 maddeleri uyarınca kiracının sözleşme imzalanırken, sözleşmenin 31.05.2013 tarihinde sona ermiş sayılacağını ve alanı tahliye edeceğini taahhüt ettiğini, davalı kooperatife kira sözleşmesine konu alanı tahliye ederek boş olarak teslim etmesinin bildirildiğini, buna rağmen kiralananın tahliye edilmediğini, bu durumda sözleşmenin uzadığının da ileri sürülemeyeceğini bildirerek İİK’nun 272.maddesi uyarınca davalının itirazının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....

          Mahkemece; taraflar arasındaki asıl ihtilafın karma nitelikteki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinden kaynaklandığı, ihtilafın sözleşmenin eser sözleşmesi hükümlerine tabi bölümü yönünden çıkmış olması sebebiyle davaya bakmaya sulh hukuk mahkemesinin görevli olmayıp her iki tarafın tacir olması, işin ticari iş niteliğinde olması sebebiyle ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile, mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Dava, TBK nın 316. maddesi gereğince akde aykırılık nedeniyle kira sözleşmesinin feshi ile kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Davaya konu olan 15/04/2016 tarihli kiralayanı davacı, kiracısı ise davalı olan kira sözleşmesine ilişkin olarak taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır....

          Uyuşmazlık, akde aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalı kiracının kira bedellerini ve apartman aidatlarını sürekli olarak geciktirdiğini, defalarca ihtarname çekilmesine neden olduğunu, maddi ve manevi olarak müvekkilini zor durumda bıraktığını ileri sürerek feshi ihbar ve akde aykırırlık nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, dava konusu kiralananın 6570 Sayılı Yasa kapsamında bulunduğundan feshi ihbar yoluyla tahliyesinin istenemeyeceğini, kira parası ve aidat ödemelerinin geç yapılmasının akde aykırılık teşkil etmeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Borçlar Kanunu’nun 256. maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı kira süresi boyunca tam bir ihtimam dairesinde kullanmak zorundadır....

            DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, davalı ile yapılmış olan Gayrimenkul Satış Sözleşmesi'nin feshi nedenine dayalı Müdahalenin Önlenmesi ve Taşınmazın Tahliyesi talebine ilişkindir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır....

            DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, davalı ile yapılmış olan Gayrimenkul Satış Sözleşmesi'nin feshi nedenine dayalı Müdahalenin Önlenmesi ve Taşınmazın Tahliyesi talebine ilişkindir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır....

            Eldeki davada taşınmazın mülkiyeti davacıda olup, uyuşmazlık taraflar arasında yapılan harici gayrimenkul satış sözleşmesi gereğince davalının ödemesi gereken taksitleri ödemediği iddiasına dayalı gayrimenkul satış sözleşmesinin feshi, el atmanın önlenmesi(taşınmazın tahliyesi) taleplerine ilişkin olup, taraflar arasında mülkiyet uyuşmazlığı bulunmadığından ve eldeki dava taşınmazın aynıyla ilgili uyuşmazlık bulunmadığından uyuşmazlığın 6502 sayılı Yasa'nın 73/A-1.d maddesindeki dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı sınırlı olarak sayılan "tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklar" niteliğinde bulunmadığı anlaşılmakla 6100 Sayılı HMK'nın 114/2. maddesinin atfı ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunu'nun 73/A ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-2 maddeleri uyarınca davanın özel dava şartı yokluğu" gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermiştir....

            UYAP Entegrasyonu