Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı, davacılar ile dava dışı kardeşinin kendisini okuma yazma bilmemesi ve yaşlı olmasından istifade ederek arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine parmak bastırdıklarını, vekaletname aldıklarını, yüklenicinin inşaatı yapamayacağını öğrendiğini, sözleşmenin aleyhine hükümler içerdiğini öğrenince sözleşmenin feshi için dava açtığını, yüklenicinin edimini yerine getirmediğini savunarak davanın reddini istemiştir....

    Mahkemece, sözleşmenin feshine, teslim konusunda karar ittihazına yer olmadığını karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacılar, bu davalarında davalı ile aralarındaki 1.8.2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin 5.maddesine dayanarak dava dışı kefilin kefaletinin ortadan kalkması nedeniyle aralarındaki sözleşmenin de sona erdiğini ileri sürerek aktin feshine, taşınmazın kendilerine teslim edilmesine karar verilmesini istemişlerdir. Bir davada maddi vakıaları ileri sürmek taraflara, bunun hukuki tavsifini yapmakta hakime ait bir görevdir. (HUMK. 76) Davacı, başlangıçta geçerli olan sözleşmenin sonradan kefilin kefaletinin ortadan kalkması nedeniyle sözeşmenin iptalini değil, aktin feshini istediğine ve HUMK. 8/II-1 maddesine görede kira sözleşmesine dayanan her türlü aktin feshi davaları Sulh Hukuk Mahkemelerinde görüleceğine göre Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi gerekir....

      Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile kardeşlerine ait olan binada GSM baz istasyonu kurulmak üzere davalı ile 1.11.1998 tarihinde 5 yıl süreli kira sözleşmesi yapıldığını, daha sonra müvekkilinin taşınmazın tamamını 23.7.1999 tarihinde iktisap ettiğini, sözleşmenin 15.maddesinde 1 ay önceden fesih ihbarında bulunmadıkça sözleşmenin 1 kira yılı daha uzayacağının kararlaştırıldığını, müvekkilinin de bu maddeye dayanarak sözleşmenin bitiminden 4 ay önce 7.7.2006 tarihinde ihbar göndererek sözleşmenin yenilenmeyeceğini bildirdiğini, ihbarda belirtilen 1.11.2005-1.11.2006 yılına ait kira parasının ödenmediğini ve baz istasyonunun sökülmediğini ileri sürerek söz konusu baz istasyonunun tüm tesisat ve malzemeleri ile birlikte tahliyesine ve ödenmemiş 17.516,809 TL kira parası ile 1.620,305 TL faiz olmak üzere toplam 19.137,114 TL nin tahsiline karar verilmesini istemiş, 17.12.2008 tarihli ıslah dilekçesi ile de istenilen faizin ticari temerrüt faizi olması gerekeceği, bu miktarında 4.157,97...

        Kiralananın kira sözleşmesinde belirtilen niteliği itibariyle Borçlar Kanunu’nun adi kira hükümlerine tabi olduğu anlaşılmaktadır.Anılan sözleşmenin 6. maddesinde beş yıllık kira süresinin hitamından üç ay önce taraflardan herhangi biri noter kanalıyla açık bir şekilde ihbar etmedikçe sözleşmenin aynı şartlarla ve aynı süre için uzatılmış olacağı kararlaştırılmıştır. Bu şart geçerli olup tarafları bağlar. Davacının, 19.12.2008 tarihinde sona erecek sözleşme için 15.09.2008 tarihinde keşide ettiği kira süresi sonunda sözleşmenin yenilenmeyeceğine dair feshi ihbarı davalıya sözleşmede kararlaştırılan üç aylık feshi ihbar süresi sona erdikten sonra 23.12.2008 tarihinde tebliğ olunmuş,12.01 .2009 tarihinde işbu dava açılmıştır. Kira sözleşmesini sona erdiren fesih ihbarı bozucu yenilik doğuran haklardan olup muhatabına ulaşması ile yenilik doğurucu sonuç kendiliğinden meydana gelir....

          Sayılı dosyası ile 02.10.2015 tarihinde açılan akde aykırılık nedeniyle sözleşmenin feshi ve kiralananın tahliyesi davasında ve bu davada verilen kararların birbirini etkiler nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla; Mahkemece, bahsi geçen akde aykırılık davası derdest ise işbu kiracılık sıfatının tespiti davası ile birleştirilmek suretiyle yapılacak değerlendirme sonucunda hüküm verilmesi, aksi halde yani dosyanın derdest olmadığının anlaşılması durumunda ise taraflar arasında görülen akde aykırılık nedeniyle kira sözleşmesinin feshi ve kiralananın tahliyesi davasında verilen kararın kesinleşmesi beklenilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Sulh Hukuk Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı sözleşmenin feshi ve teminat mektubunun iptali davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kiracı tarafından açılan sözleşmenin feshi ve verilen teminat mektubunun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne sözleşmenin 22.07.2013 tarihi itibariyle feshine ve kesin teminat mektubunun iptaline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Dava dilekçesinde taraflar arasında imzalanan 21/02/2013 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesinin feshi, sözleşme konusu 11 no.lu ticari iş yeri vasıflı bağımsız bölüme davalının müdahalesinin men’i ve taşınmazın tahliyesi talep ve dava edildiği halde dava değeri 10.000,00 TL gösterilerek 10.000,00 TL üzerinden peşin harç yatırılmıştır. Davada taraflar arasında imzalanan 21/02/2013 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesinin feshi, sözleşme konusu taşınmaza davalının müdahalesinin men’i ve taşınmazın tahliyesi talep edildiğine göre, mahkemece sözleşme ve dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle değeri tespit edilerek taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden eksik harç tamamlanarak yargılamaya devam edilmesi gerekirken harç tamamlatılmadan davanın esası hakkında karar verilmesi yerinde değildir. Harç tamamlatılması kamu düzenine ilişkin olup Dairemizce resen gözetilmesi gerekmektedir....

              gelen talep üzerine taşınmazın tahliyesi gerekirken aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir....

                KARAR Davacı, davalı ile aralarında imzalanan 03.08.2011 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi hükümleri gereğince taşınmazın davalıya teslim edildiği, fakat davacının sözleşmede belirlenen bedeli ödemeyerek yükümlülüklerini yerine getirmediği, temerrüt nedeniyle sözleşmenin fesh edildiğinin davalı tarafa bildirildiğini ileri sürerek, taşınmaza el atmanın önlenmesi ile taşınmazın tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, sözleşme hükümlerinin yerine getirilmemesi nedeniyle taşınmazın tahliyesi isteminden kaynaklanan davadır....

                  Borçlar Kanunu'na tabi süresiz sözleşmelerde feshi ihbar ve dava açma süresi aynı Yasa'nın 262. maddesi hükmüne göre belirlenir. Anılan madde hükmü gereğince, süresiz sözleşmelerde sözleşmenin başlangıcı nazara alınarak üç ay önceden kiracıya feshi ihbar tebliğ ettirilmesi ve altı aylık dönem sonunda dava açılması gerekir. Altı aylık dönemin birinde tebliğ ettirilen feshi ihbar ancak bu dönem sonunda dava açma hakkı verir. Bu feshi ihbar sonraki dönem için kullanılamaz. Borçlar Kanunu'nun kapsamına giren yerlerin tahliyesi için feshi ihbar yeterli olup, başka sebep aramaya gerek yoktur. Davada dayanılan ve hükme esas alınan kira sözleşmelerinden biri 01.03.2004 başlangıç, 31.12.2004 bitim tarihli, bir diğeri ise 28.04.1998 başlangıç, 31.12.1998 bitim tarihlidir. Kira sözleşmeleri ile 6769 ada 4 no'lu parselin 24 m2 ve 108 m2 alanlı bölümleri kira sözleşmelerinde arsa olarak nitelendirilerek ve davalı kooperatifin faaliyetlerinde kullanılmak üzere davalıya kiralanmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu