Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi'nin 02/06/2021 tarih, 2021/784 Esas, 2021/816 Karar sayılı ilamı "Davacı tarafın istinaf dilekçesinde de belirtildiği gibi, taşınmazın mülkiyeti davacıda olup, uyuşmazlık taraflar arasında yapılan harici gayrimenkul satış sözleşmesi gereğince davalının ödemesi gereken taksitleri ödemediği iddiasına dayalı gayrimenkul satış sözleşmesinin feshi, el atmanın önlenmesi(taşınmazın tahliyesi) taleplerine ilişkin olup, taraflar arasında mülkiyet uyuşmazlığı bulunmadığından ve mahkemece eldeki dava ile taşınmazın aynıyla ilgili uyuşmazlık halledilmeyeceğinden uyuşmazlığın 6502 sayılı Yasa'nın 73/A-1.d maddesindeki dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı sınırlı olarak sayılan "tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklar" niteliğinde bulunmadığı görülmüştür....

Hukuk Dairesi'nin 02/06/2021 tarih, 2021/784 Esas, 2021/816 Karar sayılı ilamı "Davacı tarafın istinaf dilekçesinde de belirtildiği gibi, taşınmazın mülkiyeti davacıda olup, uyuşmazlık taraflar arasında yapılan harici gayrimenkul satış sözleşmesi gereğince davalının ödemesi gereken taksitleri ödemediği iddiasına dayalı gayrimenkul satış sözleşmesinin feshi, el atmanın önlenmesi(taşınmazın tahliyesi) taleplerine ilişkin olup, taraflar arasında mülkiyet uyuşmazlığı bulunmadığından ve mahkemece eldeki dava ile taşınmazın aynıyla ilgili uyuşmazlık halledilmeyeceğinden uyuşmazlığın 6502 sayılı Yasa'nın 73/A-1.d maddesindeki dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı sınırlı olarak sayılan "tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklar" niteliğinde bulunmadığı görülmüştür....

İlişkiler sonlandırılmadığından yıkım ruhsatı alınamadığını ve onay aşamasına geçilemediğini, yıkım ruhsatı işleminin tamamlanabilmesi için dava konusu taşınmazın nezdinde bulunan tüm aboneliklerin sonlandırılıp ilişiği yoktur belgesi alınması gerektiğini, taşınmaz tahliye edilmediğinden projenin onay aşamasına geçilemediğini, 6098 Sayılı Yasanın 350. maddesinin yeniden inşa nedeniyle tahliyeye imkan tanıdığını belirterek, sözleşmenin 25.07.2015 tarihinde sona ermesi nedeniyle davaya konu kiralananın yıkılarak yeni bir bina yapılacağından kira sözleşmesinin feshi ile dava konusu taşınmazın tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının yeniden inşa ve imar amacı ile esaslı onarımı nedeniyle tahliye isteğinin samimi olmadığını, onaylatılmış proje bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

    İstinaf Sebepleri Davacı vekili; davanın taşınmazın aynına ilişkin olup arabuluculuk şartının uygulanmaması gerektiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taşınmazın mülkiyetinin davacıda olduğu, uyuşmazlığın ise taraflar arasında yapılan harici gayrimenkul satış sözleşmesi gereğince davalının ödemesi gereken taksitleri ödemediği iddiasına dayalı gayrimenkul satış sözleşmesinin feshi ve müdahalenin önlenmesi (taşınmazın tahliyesi) taleplerine ilişkin bulunduğu, taraflar arasında mülkiyet uyuşmazlığı bulunmadığı bu nedenle Mahkemece dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....

      Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu taşınmazın tahliyesi istemine ilişkindir....

      Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili şirketin ...Tesisleri'nin işletme hakkı devri sözleşmesi ve eki niteliğindeki sözleşmeler gereğince davalıya teslim edildiğini, bu sözleşmenin damga vergisinin de aynı noterliğe işlem sırasında taraflarca ödendiğini, sözleşmenin konusunun kira sözleşmesi olduğunun belirtildiğini, sözleşmenin imzasından sonra geçen süre zarfında davalı şirketin sözleşme ve eklerine aykırı davrandığı sözleşmenin feshedildiğini, fesih işlemi davalıya tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalının söz konusu tesisleri müvekkiline teslim etmediğini ileri sürerek, davalının işletme hakkı devri sözleşmesine konu bütün taşınır ve taşınmazlardan tahliyesine ve sözleşmeye aykırılık nedeniyle cezai şart ve diğer alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        feshi mümkün bulunmadığından reddine, davacının dava konusu taşınmazın tahliyesi ve boş olarak teslimine ilişnin davasının Türk Borçlar Kanunun 351. maddesi uyarınca kabulüne, davalının taşınmazdan tahliyesi ile taşınmazın boş olarak davacıya teslimine karar verilmiştir....

        Davacı, sözleşmenin özel şartlar bölümünün 9. ve 16. maddesinde yapılan düzenlemeye dayanarak akde aykırılık nedeniyle sözleşmenin feshi ile tahliye isteminde bulunmuştur. Sözleşmenin özel şartlar bölümünün 9. maddesinde, sözleşmenin başlangıç tarihinden itibaren on gün içinde mecura ait elektrik, su, doğalgaz aboneliğini kiracının kendi üzerine alması kararlaştırılmış, 16. maddede ise, sözleşmede kararlaştırılan herhangi bir hususa riayetsizlik halinde akdin feshine neden teşkil edeceği öngörülmüştür. Akde aykırılık nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için, sözleşmeye aykırılık teşkil eden eylemin kiralananın kullanımına yönelik olması gerekir. Sözleşmede kararlaştırılan bir koşulun yerine getirilmemesi ise, ancak akdin feshi nedenini teşkil eder. Akdin feshi ve tahliye davaları, konu olarak farklı davalardır. Davalının sözleşmede kararlaştırılan 9. maddeye riayet etmemesi hususu akdin feshini gerektirmekte olup, tahliye nedeni sayılamaz....

          işini üstlendiği sözleşmenin 9.1. maddesinde sözleşme süresinin belirtildiğini, sözleşmenin 01.01.2020 başlangıç tarihli olduğunu, 31.12.2022 tarihinde sözleşmenin sona ereceğini, 3 yıl sonunda sözleşmenin uzatılmasını engelleyen mucbir yasal bir neden yok ise işletmecinin de sorumluluklarını yerine getirdiği takdirde sözleşmenin 3+3+3 yıl uzatılacağının sözleşmede açıkça belirlendiğini, müvekkilinin üstlenmiş olduğu ilk üç yıllık dönemin pandemi sürecine denk geldiğini, buna rağmen müvekkilinin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, idarenin sözleşmenin feshi işlemine gerekçe yaptığı Diyarbakır 7....

          Sözleşmenin kurulduğu tarihe nazaran son kira dönemi 1.5.2006-1.5.2007 tarihi arasında ikinci altı aylık dönem olan 1.11.2006-1.5.2007 dönemi için feshi ihbarın üç ay önceden yani 1.11.2006-1.2.2007 tarihleri arasında tebliğ edilmesi, davanın da 1.5.2007-1.11.2007 tarihleri arasında açılması gerekir. Davacının 26.4.2007 tarihli feshi ihbarı yukarıda anlatıldığı gibi ikinci altı aylık dönemin üç ay öncesine rastlamadığından hukuki sonuç doğurmaz. Bu dönem için açılacak olan bir dava esasen feshi ihbar zamanında yapılmadığı için süresinde kabul edilemeyeceğinden redde mahkumdur. Burada önemli olan husus feshi ihbarın kendi müddeti içinde muhataba tebliğ edilmesidir. Dairemizin yerleşen Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen içtihatlarına göre her altı aylık dönem kendi içinde hukuki sonuç doğurur. Bu nedenle feshi ihbar süresinde yapılmadığından 26.4.2007 tarihli feshi ihbarda kira sözleşmesinin 1.11.2007 tarihi itibariyle fesh edildiğinin bildirilmesi hukuki bir önem taşımaz....

            UYAP Entegrasyonu