Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KABUL VE GEREKÇE: Dava konusu uyuşmazlık; sözleşmenin feshi ve elatmanın önlenmesi talebine ilişkin olup, istinaf incelemesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ve re'sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır....

Sözleşmenin özel şartlar 19. Maddesinde; sözleşmenin iki yıllık olduğu kontratın sona ermesinden bir ay evvel taraflar yazılı olarak ihtarda bulunmadıkları sürece sözleşmenin yenilenmiş sayılacağı kararlaştırılmıştır. Kira sözleşmesinde tahliye için sözleşme sona ermeden belli süre önce feshi ihbar koşulu öngörülmüş ise bu şart geçerli olduğundan buna uyularak uygun süreli ihbarı takiben kira sözleşmesinin sonunda dava açılması gerekir. Taraflar kira sözleşmesinde feshi ihbar koşulunu ve süresini serbestçe belirleyebilirler. Somut olayda sözleşme bitimi olan 31.03.2011 tarihinden bir ay önce yazılı bildirimde bulunmadığından sözleşmenin aynı süre ile uzadığı kabul edilmelidir. Bu durumda davacının 26.04.2012 tarihinde açtığı dava süresinde olmayıp mahkemece bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....

    Sözleşmenin özel şartlar bölümünün 6.maddesinde "mecurun kontrat bitiminden önce erken tahliyesi halinde, bakiye aylara ait kira ücretleri topluca ve defaten ödenecektir. Kiracı erken tahliye talebini tahliye tarihinden altı ay önce kiralayanlara yazılı olarak bildirecektir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm geçerli olup tarafları bağlar. Davalı 06/03/2009 keşide, 10/03/2009 tebliğ tarihli ihtarla 01.06.2006 tarihli sözleşmeye konu kiralananı sözleşmenin 6. maddesine göre 30.09.2009 tarihi itibariyle tahliye edip, teslim edileceğini bildirmiş ve taşınmazı tahliye edip, anahtarları 02.10.2009 tarihinde davacı kiraya verene teslim etmiştir. Bu durum tarafların kabulündedir. Kiracı kira bedellerinden anahtar teslim tarihine kadar, anahtar teslim tarihinden sonrada taşınmazın aynı şartlarda ne kadar sürede kiraya verileceği süre ile sorumludur....

      Sözleşmenin bu hükmüne göre davalı ... tarafından süresinde feshi ihbarda bulunulmadığından kira sözleşmesi 15.06.2006 tarihinde süresiz hale gelmiştir. Konut ve çatılı işyerlerinde sözleşme süresiz yapılmış veya sonradan süresiz hale gelmiş ise bu durumda fesih bildiriminin dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nun 262. maddesindeki koşullara uygun olarak yapılması gerekir. Anılan madde hükmüne göre süresiz kira sözleşmelerinde altı aylık dönemler için üç ay evvel feshi ihbarda bulunmak ve altı ayın sonunda dava açmak suretiyle akdin feshi, kiralananın tahliyesi istenebilir. Altı aylık dönemin birinde tebliğ ettirilen feshi ihbar ancak o dönem sonunda dava açma hakkı verir. Bu feshi ihbar sonraki dönem için kullanılamaz....

        Davacı vekili; Okul Aile Birliği ile kantinci T3 arasında imzalanan kira sözleşmesinin 20. maddesinde; "İşletme süresi hakkı sona erdiği veya süresinden evvel iptali halinde işletme hakkı verilen yer idareye teslim edilmediği takdirde her geçen gün işletici kişi tarafından işletme bedelinden ayrı olarak aylık işletme bedelinin %10'u oranında günlük ceza uygulanır." hükmüne yer verildiğini, davalının sözleşme şartlarını kabul ettiğini ve sözleşme imza altına alındığını, taraflar arasında imzalanan bir sözleşmenin tarafları sorumluluk altına aldığını, davalının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmediğini, kaldı ki; 09/02/2012 tarihli ve 28199 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Okul-Aile Birliği Yönetmeliğinin "Sözleşmenin feshi, iptali ve kiralanan yerlerin tahliyesi" başlıklı 22 inci maddesinde; "....(4) Kira süresinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi hâlinde taşınmaz tahliye edilmezse, EK-2’de yer alan Kira Sözleşmesi Örneğinde öngörülen ceza tahsil...

        Asliye Ticaret Mahkemesinin iflasın ertelenmesine ilişkin kararı uyarınca iptal edildiğini bu nedenle davalının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmesinin imkansız hale geldiğini belirterek ifa imkansızlığı gerekçesi ile sözleşmesinin feshi, kiralanan yerin tahliyesi ve boş olarak teslimi isteğinde bulunmuştur. Davalı, açılan uyarlama davasında verilen karar gereklerinin yerine getirildiği gibi iflasın ertelenmesi kararının edimlerin ifa edilmesine engel olmadığını belirterek davanın reddine savunmuştur. Davanın HUMK.nun 8/II maddesinde belirtilen davalardan olduğundan bahisle Asliye Ticaret Mahkemesince verilen görevsizlik kararı uyarınca, Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Borçlar Kanununun 270 ve devamı maddelerinde düzenlenen hasılat kira sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshi ve tahliye isteğine ilişkindir....

          Sözleşmenin 8.1. maddesinde sözleşmenin 10 yıl müddetle geçerli olacağı, 8.2. maddesinde ise sözleşme süresinin sona ermesinden bir ay öncesinden kiracı Siemens tarafından sözleşmenin sona erdirilmemiş olması halinde, söleşmenin aynı süre için uzayacağı düzenlenmiştir. Bu şart geçerli olup, tarafları bağlar. Kiracı tarafından 11.6.2001 başlangıç tarihli sözleşmenin 10 yıllık süresinin bitiminden evvel sözleşmenin 8.2. maddesine uygun feshi ihbarda bulunulmadığına göre sözleşme Borçlar Kanun'unun 263. (6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 327) maddesi gereğince süresiz olarak değil, sözleşmenin 8.2. maddesi gereğince aynı süre ile (10 yıl süre ile) yenilendiğinin kabulü gerekir. Buna göre taraflar arasındaki kira sözleşmesinin bitim tarihi 11.06.2021 tarihidir. Dava, 09.08.2011 tarihinde sözleşme süresi dolmadan önce açılmış olup, süresinde değildir....

            Söz konusu sözleşmenin süre bitiminden önce diğer sona erme halleri başlıklı 11/c maddesinde; " Sözleşme süresi içinde toprağın el değiştirmesi veya sahibinin ölümü halinde, toprağın yeni sahibi toprağı kendi işlemek istiyorsa, keyfiyeti alım tarihinden itibaren altı ay içinde kiracıya bildirdiği takdirde, süresinden önce kendiliğinden sonra erer." hükmü kararlaştırılmıştır. Özgür irade ile kararlaştırılmış bu şart geçerli olup tarafları bağladığından, ihbarın buna uyularak yapılması gerekir. Somut olayda; Kiraya veren İbrahim Yıldırım'ın 21/12/2012 tarihinde vefat ettiği, geride davacılar ..., ..., ... ve ...'ın kaldığı, külli halefiyet ilkesi gereği mirasçıların sözleşmenin tarafı olduğu ve sözleşmenin devam ettiği görülmüştür. Davacılardan ... tarafından, sözleşmenin 11/c maddesi dayanak gösterilerek gönderilen 26/06/2013 tarihli ihtarname, davalıya 02/07/2013 tarihinde tebliğ edilmiş ve buna istinaden de davacılar tarafından davalının kiralanandan tahliyesi talep edilmiştir....

              İflas Müdürlüğü'nün yaptığı ihalede satın aldığı,taşınmazın eski maliki davalılardan ... Otelcilik'in taşınmazları davalılardan ...'a 16.08.2000 tarihli kira sözleşmesi ile 99 yıllığına konut mesken olarak kiralayıp kira sözleşmesinin tapuya şerh edildiği, oysa bu yerin konaklama tesis alanı olduğu ve bu nedenlerle kira sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespiti ile tapudaki kira şerhinin iptalini ve taşınmazın tahliyesi talep ettiği anlaşılmaktadır....

                Kiraya veren tarafından düzenlenen tek taraflı feshi ihbar ile ve taşınmazın terk edildiğinden bahisle kira sözleşmesinin sona erdirilmesinden bahsedilmesi mümkün değildir. Davalı kiraya veren, davacı kiracısına yönelik akdin feshi ve tahliye davası açtığından veya sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiğinden bahsetmemiştir. Bu durum karşısında kiracı olan davacının kullanma hakkını yitirdiğinden söz edilemeyeceğinden davacının kiracılığının devam ettiğine karar verilerek davacının diğer talepleri konusunda delillerin toplanıp bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır....

                  UYAP Entegrasyonu