Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARAR Davacı, davalı ile imzalanan noter gayrimenkul satış sözleşmesi ile sözleşmeye konu taşınmazın vadeli olarak satıldığını, taksitlerin zamanında ödenmemesi nedeniyle sözleşmenin 3. maddesine göre sözleşmeyi feshettiklerini, yine sözleşmenin 5. maddesinde fesih halinde taşınmazın teslim edilmesi ve kullanım bedeli ödenmesinin kararlaştırıldığını, ancak taşınmazın teslim edilmediği gibi kullanım bedelinin de ödenmediğini, davalıya taşınmazın teslimi için ihtarname çekildiğini, davalının bu ihtarnameye de uymadığından taşınmazda fuzuli şagil durumuna geldiğini ve ecri misil ödemesi gerektiğini ileri sürerek; taşınmazın teslimine, kullanım bedeli olarak 18.03.2008-02.09.2008 tarihleri arası 68.750,00TL'nin temerrüt tarihinden işleyecek %53 faiziyle, ihtarname tarihinden taşınmazın bankaya teslim edileceği tarihe kadar aylık 12.500,00TL ecrimisil bedelinin de % 53 temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir....

    KARAR Davacı, davalı ile aralarında imzalanan 08.07.2008 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi hükümleri gereğince taşınmazın davalıya teslim edildiğini, fakat davacının sözleşmede belirlenen bedeli ödemeyerek yükümlülüklerini yerine getirmediğini ileri sürerek, sözleşmenin feshi ve taşınmaza el atmanın önlenmesi ile taşınmazın tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kabulü ile dava konusu bağımsız bölüme yapılan müdahalenin önlenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, sözleşme hükümlerinin yerine getirilmemesi sebebiyle fesih ve taşınmazın tahliyesi isteminden kaynaklanan davadır....

      sözleşme ile üzerine düşen ödeme yükümlülüğünü ihlal ettiğinden davacı tarafın sözleşmenin feshi şartlarının oluştuğu, davacı bankanın noter kanalı ile gönderdiği sözleşmenin feshine yönelik ihtarının davalı ...'ya tebliğ edilemediği, davalı ...'nın sözleşmenin feshine yönelik davacı beyanından dava tarihine kadar haberdar olmadığı, sözleşmeye konusu taşınmazın sözleşme tarihi itibarıyla davalı ...'ya teslim edildiği, ...'nın da bu yeri diğer davalı ...'e kiraya verdiği, davacı ile davalı ... arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin 7. maddesine göre alıcının satış vaadinden kaynaklanan hak ve alacaklarını satıcının yazılı izni olmadan üçüncü kişilere devredemeyeceği hükmü bulunduğundan, davalı ...'in, davalı ... ile arasındaki kira kontratını davacı bankaya karşı hukuken ileri süremeyeceği, davalıların bu gayrimenkulü kullanma ve işgale yönelik haklı ve hukuki gerekçeleri bulunmadığı, sözleşmenin feshi yönündeki ihtarname akdin tarafı olan ...'...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kiralananın tahliyesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, akde aykırılık ve işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece işyeri ihtiyacı nedeni ile davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili 12/06/2012 tarihli dava dilekçesinde, ... ... Caddesi ... adresinde bulunan fabrika binası ve müştemilatından oluşan kapalı alanın 01/10/2009 Başlangıç tarihli 3 yıl süreli kira sözleşmesi ile davalıya kiralandığını, sözleşmenin 2....

          O halde, 06.05.1987 tarihli sözleşmenin geçerliliğini koruduğunun kabulü gerekir. Uyuşmazlığın 6570 sayılı Yasa hükümlerine mi, yoksa Borçlar Kanunu'na göre mi çözümleneceği hususuna gelince; bunun için öncelikle kiralananın niteliğinin belirlenmesi gerekmektedir. Taraflar arasında 06.05.1987 tarihli kira sözleşmesinde, taşınmazın niteliği "100 m2 arsa, çay bahçesi" olarak belirlenmiştir. Sonradan bu taşınmazın üzerine büfe yapılması, bu taşınmazın niteliğini değiştirmez. Nitekim Datça Sulh Hukuk Mahkemesinin 10.02.2005 tarih ve 2004/1997 Esas, 2005/10 Karar sayılı kararında da taşınmazın arsa niteliğinde olduğu belirlenmiş, ancak arsaların Borçlar Kanunu'nun 262. maddesi hükmüne girmediğinden bahisle dava reddedilmiş ise de, arsalar Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olup, feshi ihbar süresinin 262. maddesi hükmüne göre hesaplanması gerekeceğinden, mahkemece varılan sonuç bu davayı etkilemez....

            HUKUK DAİRESİ İLK DERECE MAHKEMESİ : GEBZE TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen sözleşmenin feshi - taşınmazın tahliyesi davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 24.03.2009 tarih ve 29 yıl süreli kira sözleşmesinin feshi ile kiralananın tahliyesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada, bir önceki dönem yönetimi tarafından davalı ile yapılan, 24.03.2009 başlangıç tarihli ve 29 yıl süreli kira sözleşmesinin 2886 sayılı yasanın 64. maddesine aykırı olduğu ileri sürülerek feshi ve taşınmazın tahliyesi istenilmiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm, süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Sözleşme ile kiralanan taşınmaz “GSM Baz İstasyonu” olup, “sözleşmenin feshi” başlıklı özel şartlar 14.maddesinde, kiralayanın gerekli gördüğü takdirde tek taraflı olarak sözleşme süresinin hitamını beklemeden dilediği an yazılı olarak ihbarda bulunmak suretiyle ve kiracıya herhangi bir tazminat, cezai şart ödemeksizin sözleşmeyi feshedebileceği kararlaştırılmıştır. Bu şart geçerli olup, tarafları bağlar. Davacı tarafından sözleşmenin 14.maddesine istinaden 11.01.2011 tarihinde keşide ve 13.01.2011 tarihinde tebliğ edilen feshi ihbar ile sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiği kiracıya bildirilmiştir. Mahkemece her ne kadar “..sözleşmenin sonu beklenmeden yapılan feshin geçersiz olduğundan bahisle” davanın reddine karar verilmiş ise de, esasen, sözleşmenin 14.maddesindeki düzenleme karşısında davacı tarafından davalıya gönderilen feshi ihbar ile kira akdinin feshedildiğinin kabulü gerekir....

                  Mahkemece; tüm dosya kapsamından, taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz sayılamayacağı analaşılmakla; açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Davada, davalı ile belediye arasında yapılan sözleşmenin açıkça usul ve yasaya aykırı düzenlendiği ve geçesiz olduğu ileri sürülerek, kira sözleşmesinin iptali istenilmektedir. Her ne kadar, dava dilekçesinde; sözleşmenin feshi ile kiralananın tahliyesi ifadesi kullanılmış ise de; HUMK.nun 74. ve devamı maddeleri ile, 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı gibi; bir davada dayanılan maddi olayları açıklamak tarafların, hukuki nitelendirmede bulunmak, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hakimin görevidir. HUMK.nun 8/II-1 maddesinde davanın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu dava ve işler sayılmıştır....

                    Somut olayda, davacı yan sözleşmenin feshi ve kiralananın tahliyesi taleplerinde bulunmuş olup mahkemece kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında davanın kabulüne şeklinde hüküm kurulmuş olmasına rağmen kararın gerekçe bölümünde davacı taleplerinden olan kiralananın tahliyesi isteminin mahkemenin görev alanı dışında kaldığından bahisle bu taleple ile ilgili hüküm kurulamayacağı yalnızca sözleşmenin feshine karar verildiği belirtilmiştir. Bu durum yukarıda anılan yasa maddelerine aykırı olup gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratır ve infazda tereddüt oluşturur şekilde bulunduğundan ve mahkemece tüm talepler yönünden olumlu olumsuz karar verilmek gerekirken eksik hüküm tesisi oluşturduğundan kararın re'sen bozulması gerekmiştir. 2) Mahkemenin kabulüne göre de, göreve ilişkin olarak yapılan incelemede Yargıtay 3....

                      UYAP Entegrasyonu