Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı bu davada,davalı ile yaptığı sözleşme uyarınca kendisine ait bina ve müştemilatların davalıya bedeli karşılığında devri sonucu eksik ödeme yapıldığını ve taşınmazın değerinin eksik belirlendiğini belirterek taşınmazın sözleşmenin yapıldığı tarihteki Bayındırlık Bakanlığı birim fiyatlarına göre değerinin belirlenerek ödenmeyen bakiye bedelin davalıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece, davacıya ait yapının bulunduğu taşınmazın, tapuda davacı adına kaydının bulunmaması, davacı adına tapu tahsis belgesinin bulunması nedeniyle binanın kıymet taktiri raporunda belirlenen bedelinin tamamının istenemeyeceği,enkaz bedelinin istenebileceği,bunun da davacıya ödendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, davacı ile davalı arasında davacının arsasının davalıya devrine ilişkin sözleşme özel hukuk hükümlerine göre geçerli bir sözleşmedir....

    Taraflar arasında, noterde yapılan 30.04.2015 tarihli pay devri sözleşmesi ile davacının dava dışı şirketteki % 50 oranındaki payını davalıya devrettiği, aynı tarihli noter onaylı diğer sözleşme ile de pay devri ve sonrasında tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlendiği anlaşılmaktadır....

    Taraflar arasında, noterde yapılan 30.04.2015 tarihli pay devri sözleşmesi ile davacının dava dışı şirketteki % 50 oranındaki payını davalıya devrettiği, aynı tarihli noter onaylı diğer sözleşme ile de pay devri ve sonrasında tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlendiği anlaşılmaktadır....

      YANIT: Davalı vekili tarafından verilen istinafa yanıt dilekçesinde özetle, sözleşme tarihi olan 22.11.2013 tarihi itibariyle taşınmazların davacı adına kayıtlı olmadığını, dava dışı Hasan Gündoğdu adına kayıtlı olduğunu, mahkemenin gerekçeli kararında Hasan yerine Hüseyin yazıldığını, tashih talebinde bulunduklarını, taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olup bu sözleşmeye dayanılarak tapu devri olmadığı gerekçesiyle alacak talebinde bulunulamayacağını, davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğunu, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      ın sözleşmeye imza koyduğu aynı zamanda Not 2 kısmında elektrik, doğalgaz, su ve sözleşmeye konu taşınmazı ilgilendiren bütün borçların Şefik Kar tarafından ödeneceği yine taşınmaz üzerindeki ipoteklerin de borçları ödenmek suretiyle Şefik Kar tarafından kaldırılacağı yazılmış, sözleşme ile hem davalı şirket hem de şirketin yetkilisi Şefik Kar sözleşmenin tarafı olarak yükümlülük altına girmeyi kabul etmiştir. Her ne kadar satıcı kısmında imza şirket ünvanı altına atılmış ise de; bu imzayı koyan yönetici yine sözleşme ilişkisinde yükümlülükleri üstlenen kişi ile aynı kişidir. Yine sözleşme sonrası düzenlenen makbuz incelendiğinde tahsilatın doğrudan Şefik Kar tarafından yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Yine 300.000,00 USD kaporadan sözleşmenin tarafı olması ve sözleşmenin son kısmında bu kaporaya atıf yapılması nedeniyle davalı şirkette sorumludur....

        Somut olayda davacı, hisselerin devri için gerekli bedelleri ödemek üzere davalıya sözleşme gereğince vermiş olduğu 7.500 TL'yi aradan 9 yıl geçmesine rağmen maliklerin hisselerini davacıya satmalarının davalı tarafından sağlanamaması nedeniyle davalıya verilen paranın iadesini talep etmiştir. Mahkemece, taşınmazın maliklerinin hisselerinin devri konusunda tarafların anlaştıkları, hisselerin devri için gerekli olan 7.500 TL bedelin davalıya verildiği, ancak davalının edimini yerine getirmediği kabul edilmiştir....

          Bilindiği üzere tapusuz taşınmazların haricen devri geçerli ise de tapulu bir taşınmaz malın mülkiyetinin başkasına devri ya da devir vaadini öngören sözleşmelerin geçerli sayılması, Borçlar Kanunu 213, Tapu Kanunu 26, Noterlik Kanunu 60 ve Türk Medeni Kanunu’nun 706. maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılmasına bağlıdır. Burada öngörülen şekil, sözleşmenin geçerlik koşulu olup, kamu düzenine ilişkindir ve doğrudan gözönünde tutulur. O halde dava konusu olayda tarafların beyanları ve mevcut deliller dikkate alındığında taraflar arasında satışa konu olan taşınmazın satış tarihi itibariyle tapulu olup olmadığı kesin olarak anlaşılamadığından, mahkemece öncelikle bu hususta araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; şirket hissesi devri karşılığı olarak belirlenen taşınmazların rayiç değerlerinin tahsili istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesince dava, şirket hissesinin devrinden kaynaklanan alacak davası olarak nitelendirildiği, yine davalının görev itirazı nedeniyle, TTK' da düzenlenen limited şirketin hisse devrine ilişkin uyuşmazlıklarda TTK 4 ve 5. maddeleri gereğince Ticaret Mahkemesi görevli olduğu tespitlerininde bulunulduğu ancak davacı tarafça hisse devri ve kefalet sözleşmesi gereğince davalının 3....

              Bölge Adliye Mahkemesince, davalı ve dava dışı... ... arasında bir işletme devri sözleşmesi bulunmadığı, tarafların ticari sicil kayıtlarında da bu konuda devir ya da ilan yapıldığına dair delil ibraz edilmediği, dava konusu inşaata ilişkin dava dışı... ... ve arsa sahipleri arasındaki sözleşmenin feshinden sonra davalı ve arsa sahipleri arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin işletme devri olarak nitelendirilemeyeceği tüm bu nedenlerle davalının söz konusu borçtan dolayı bir sorumluluğunun bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekirken ilk derece mahkemesince işletme devri bulunmadığından davanın esastan reddi kararı doğru olmadığından kamu düzenine aykırılık nedeniyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Miras payının mirasçı tarafından devri "açılmış miras payının devri (TMK m. 677/1) açılmamış miras payının devri (TMK m. 678)" şeklinde gerçekleşebilir. Açılmış miras payının devri terekenin tamamı üzerinde olabileceği gibi bir kısmı üzerinde de olabilir. Sözleşmenin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. Sözleşmenin iptali, sözleşmenin taraflarına husumet yöneltilmek suretiyle açılacak dava ile mümkündür. O halde davacıya iptali istenen ..... Noterliğinin 20.03.2006 tarihli ve ..... yevmiye numaralı sözleşmenin taraflarından ........'ye de husumet yöneltilmesi için uygun bir süre verilmeli taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esası hakkında bir karar verilmelidir. Diğer taraftan borçlu mirasçı ........'...

                  UYAP Entegrasyonu