Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Rehnin sağladığı alacak tapu siciline güven ilkesinin kapsamı dışında kalır. Bu nedenle , ipotekli taşınmazın devri halinde, borçlu yeni alacaklıya karşı alacağın doğmadığını, geçersiz olduğunu, ödeme ile sona erdiğini ileri sürebilir. B.K.m.167 ( A. Tahir Öğütcü, M.Edip Doğruöz, Rehin Hukuku 1982 basım sh.201 ) Somut olayda; Kaldırılması istenen ipotek şerhinin arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca inşa edilen binada yüklenicinin eksik bıraktığı edimler nedeniyle konulduğu hususunda taraflar arasında bir anlaşmazlık bulunmamaktadır. Az yukarıda da açıklandığı gibi, ipotekli taşınmazın devri halinde, rehnin sağladığı alacak tapu siciline güven ilkesinin kapsamı dışında kalacağından davacı, alacaklıya karşı alacağın doğmadığını, teminat altına alınan miktar kadar olmadığını veya geçersiz olduğunu ileri sürebilir. Tüm dosya kapsamı ve özellikle Amasya 2....

    Tahir Öğütcü, M Edip Doğruöz, Rehin Hukuku 1982 basım sh.201 ) Somut olayda; Kaldırılması istenen ipotek şerhinin arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca inşa edilen binada yüklenicinin eksik bıraktığı edimler nedeniyle konulduğu hususunda taraflar arasında bir anlaşmazlık bulunmamaktadır. Az yukarıda da açıklandığı gibi, ipotekli taşınmazın devri halinde, rehnin sağladığı alacak tapu siciline güven ilkesinin kapsamı dışında kalacağından davacı, alacaklıya karşı alacağın doğmadığını, teminat altına alınan miktar kadar olmadığını veya geçersiz olduğunu ileri sürebilir. Tüm dosya kapsamı ve özellikle Amasya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.5.2005 tarih 2005/84 – 188 sayılı dosyasında yüklenicinin arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca edimlerinin tümünü yerine getirmediği, eksik bırakılan edimler nedeniyle dava konusu bağımsız bölüme ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır....

      Tahir Öğütcü, M Edip Doğruöz, Rehin Hukuku 1982 basım sh.201 ) Somut olayda; Kaldırılması istenen ipotek şerhinin arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca inşa edilen binada yüklenicinin eksik bıraktığı edimler nedeniyle konulduğu hususunda taraflar arasında bir anlaşmazlık bulunmamaktadır. Az yukarıda da açıklandığı gibi, ipotekli taşınmazın devri halinde, rehnin sağladığı alacak tapu siciline güven ilkesinin kapsamı dışında kalacağından davacılar, alacaklıya karşı alacağın doğmadığını, teminat altına alınan miktar kadar olmadığını veya geçersiz olduğunu ileri sürebilir. Tüm dosya kapsamı ve özellikle Amasya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.5.2005 tarih 2005/84 – 188 sayılı dosyasında yüklenicinin arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca edimlerinin tümünü yerine getirmediği, eksik bırakılan edimler nedeniyle dava konusu bağımsız bölüme ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır....

        Şti. arasında ekonomik birlikten bahsedilemeyeceği, davalı ... ile davalı ... arasında imzalanan sözleşmenin dava dışı ... Ltd. Şti. ve ... Tem. Ltd. Şti ile imzalanan sözleşmenin devamı niteliğinde olmadığı, davalı ... ile davacının hizmetinin bulunduğu dava dışı ... Ltd. ve ... Tem. Ltd. Şirketlerinin faaliyet konularının ayrı olduğu hususları da dikkate alındığında işyeri devri hükümlerinin uygulanma kabiliyetinden bahsedilemeyecektir. Bu hâlde Mahkemece davalı ... ile davacının hizmetinin bulunduğu dava dışı alt işveren şirketler ... Ltd. Şti. ve ... Tem. Ltd. Şti. arasında işyeri devri bulunduğunun kabulüyle davacının tüm çalışma dönemleri birleştirilerek davalıların sorumlu olduğu alacak miktarlarının belirlenmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine, 10.11.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Bu durumda, işçinin, hizmet süresine bağlı hakları bakımından, devreden işveren yanında işe başladığı tarih esas alınır." 4. 6098 sayılı Kanun'un 205 inci maddesinde sözleşmenin devri; "sözleşmeyi devralan ile devreden ve sözleşmede kalan taraf arasında yapılan ve devredenin bu sözleşmeden doğan taraf olma sıfatı ile birlikte bütün hak ve borçlarını devralana geçiren bir anlaşma" olarak tanımlanmıştır. Kanun'a göre sözleşmeyi devralan ile devreden arasında yapılan ve sözleşmede kalan diğer tarafça önceden verilen izne dayanan veya sonradan onaylanan anlaşma da, sözleşmenin devri hükümlerine tâbidir. Sözleşmenin devrinin geçerliliği, devredilen sözleşmenin şekline bağlıdır. Ayrıca kanundan doğan halefiyet hâlleri ile diğer özel hükümler saklıdır. 5. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi ile 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi. 3. Değerlendirme 1....

            Yev.no'lu ihtarnamede davacı-karşı davalı ile 7.12.2016 tarihinde Hisse Devri Vaadi Sözleşmesi imzalandığını, aradan geçen 4 yıllık süre içerisinde hisse devrinin gerçekleşmesi için davalının herhangi bir işlem yapmadığını, ayrıca sözleşmesi gereğince ödemesi gereken bakiye borcunu halen ödemediğini hatırlatılarak ihtarnamenin tebliğden itibaren 3 gün içerisinde işlemlerin yapılmaması ve ödemenin gerçekleşmemesi halinde sözleşmenin fesih edileceği ve sözleşmenin 5. Maddesinde yazılı olan cezai şart bedelinin talep edileceği davacı-karşı davalıya ihtar edildiğini, sözleşmenin geçersizliği ve TTK.m..595 yazılı olan işlemlerin tamamlanmadığı noktasındaki davacı-karşı davalının beyanlarının herhangi bir hukuki dayanağı bulunmadığını, davalı-karşı davacının davasının reddine, davacı-karşı davalının davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

              Davalılar vekili, davanın aktif ve pasif husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davacı taraf 07.12.2013 tarihli sözleşmeye dayanarak alacak talebinde bulunmuşsa da, sözleşmenin geçersiz olduğunu zira sözleşmeyi şirket adına imzalayan ...'in şirket hisselerini tek başına devretmeye yetkili olmadığını, şirket hisselerinin devri, 16.12.2013 tarihinde noterde gerçekleştirilen limited şirket pay devri sözleşmesiyle gerçekleştirildiğinden daha önce yapılan 07.12.2013 tarihli sözleşmenin geçersiz olduğunu, 16.12.2013 tarihli sözleşmede alıcının, şirketi, bütün hukuki ve mali yükleriyle birlikte almayı kabul ettiğini bu nedenle müvekkilinin devirden önceki borçlardan sorumlu olmadığını, 16.12.2013 tarihli noter senedinin sahteliği ispat edilinceye kadar davacı aleyhine kesin delil niteliğinde olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir....

                nedeniyle iptallerine karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı vekilince temyiz edilmiştir....

                  İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalının cevap dilekçesindeki beyanlarının mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğunu, sözleşmenin varlığını kabul eden davalı tarafın sonradan sözleşmenin iptal edildiği ve T2 devri yönünden yeni bir sözleşme yapıldığı beyanıyla ispat yükünü üzerine aldığını, sözleşmenin üst kısmında alıcının Ali Mermer olduğunun belli olduğunu, imza kısmında ise T2'in tanık olarak belirtildiği ancak kayma neticesinde alıcı gibi göründüğünü, mahkeme tarafından her iki kişinin de alıcı olarak kabul edilmesi halinde de dahi davanın tümüyle red edilmesinin mümkün olmadığını, davalının cevap dilekçesinde 48.375,00 TL tutarında alacak istenilmesi gerektiğini beyan ettiğinden bu kısma ilişkin ikrarda bulunduğunu, gerekçeli kararda önce tapu devrinin geçersiz sözleşme gereği olanaksız olduğundan bahsedildiğini, sonra ise davalı tarafın şahit olarak adı yazan T2 devirle temerrüdünden söz edilemeyeceğini belirterek çelişki yaratıldığını...

                  Ayrıca; alacak davasının değere bağlı dava türü olduğu ve red kararı verilmesi nedeniyle; davacı tüketicinin harçtan muaf olması nedeniyle harç alınmasına yer olmadığına ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve vekili olan davalı taraf lehine reddedilen dava değeri üzerinden AAÜT 'nin tüketici mahkemesine ilişkin hükümleri kapsamında vekalet ücretine hükmedilmiştir..." şeklindeki gerekçe ile, davanın reddine, dair karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu