Davalı vekili 22/02/2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının iş bu davada hukuki yararının bulunmadığının mahkememizin 2006/151 esas sayılı ve yine mahkememizin 2011/90 esas sayılı dosyalardaki kesinleşmiş olgularla sabit olduğunu, davacının satış vaadi sözleşme iptali yönündeki talebinin mahkememizin 2011/90 esas sayılı dosyasındaki talepleri aynı olduğunu , bu nedenle kesin hüküm nedeniyle davanın reddini talep ettiklerini, yine davaya konu satış vaadi sözleşmelerinin 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, dava tarihi itibariyle bu sürenin geçirildiğini , davacı açısından kazanılmış kişisel bir hakkın bulunmadığını, kaldı ki ruhsata aykırı yapıda yüklenici davacının kişisel hak kazanmadığından el atmanın önlenmesi isteminin reddi gerektiğini, yine bu sebeple mülkiyetin tespiti yönünden davacının talebinin kabul edilemeyeceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir....
Davacının davalıdan 24.10.2019 takip tarihi itibariyle kayıtlarında 13.570,00 TL alacaklı olduğu, 31.12.2019 tarihi itibariyle kapanış kayıtlarında aynı tutarın kayıtlı olduğu görülmüştür. Davalı Ticari Defterleri: Davalı şirket dosyaya cevap vermediği için defter ve belgelerini delil olarak sunmadığı, davalı defter ve kayıtları incelenmemiştir. Davacı tarafından düzenlenen 09.09.2019 tarihli e-fatura düzenlediği, ödemeler 1....
Mahkemece, davacının takip konusu tutarlar nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığının belirlenmesi bakımından, halen ... 10.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/44 E. sayılı menfi tespit dosyasıyla derdest olan davanın bekletici sorun yapılmasının uygun olacağı anlaşılmış ise de; davaya konu 22 adet atın zilyetliğinin davacıya devredilmiş olduğu ve halen davacının zilyetliğinde bulunduğu, zilyetliği devredilen atlar üzerinde davalının mülkiyet hakkının saklı tutulması konusunda TMK m. 764 hükmüne uygun bir mülkiyeti saklı tutma sözleşmesinin yapılmadığı, böylelikle TMK m. 763 hükmüne göre zilyetliği devredilen atların mülkiyetinin davacıya geçtiği, sözleşmeye esas teknik şartnameye göre davacı tarafından atların kesin kabulünün henüz yapılmamış olmasının zilyetliği devredilen atlar üzerindeki mülkiyetin davacıya intikaline engel olmayıp davacıya ayıplı mal tesliminden doğan haklarını kullanma imkanını veren bir durum olduğu, dolayısıyla takip tarihi itibariyle mülkiyeti davacıya intikal...
'ndan alınan 29.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda neticeten; davacı şirkete ait yasal ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulmuş olduğunun ve defterlerin birbiri ile uyumlu olduğunun tespit edildiği, davacı ...Ş. ile davalı ... San. ve Tic. A.Ş. arasında; ... nezdinde 07.06.2018 tarih ... tescil no.lu 04.06.2018 tarihli ... sözleşme numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi ve bu sözleşmeye ek olarak ... nin 24.05.2019 tarih ... tescil numaftası ile tescilli Finansal Kiralama Tadil Sözleşmesi akdedilmiş olduğu, kiralamanın konusununun; Satıcısı ... San. ve Tic....
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "önceki bozma ilamı gereklerinin önemli bir kısmının yerine getirildiği bir kısmının yerine getirilmediği, çekişmeli taşınmazın 2001 yılında tapuya bağlandığı düşünüldüğünde 1988 yılına ait hava fotoğrafı incelemesi ile yetinilmesinin yetersiz olduğu belirtilerek, 1972 ve 1981 yıllarına ait hava fotoğraflarının temini ile çekişmeli taşınmazın fotoğrafların çekim tarihindeki niteliğinin ne olduğunun belirlenmesi, taşınmazın tamamı Emniyet Genel Müdürlüğüne tahsis edilmiş ise tapuya bağlanma tarihi olan 2001 yılına kadar davacı lehine zilyetlikle taşınmaz edinme koşulları oluşması halinde iptal ve tescile karar verilemeyeceğinden mülkiyetin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi, çekişmeli taşınmaz tahsis dışı bırakılmış olmakla beraber her iki tarafı...
Sulh Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mülkiyetin tespiti ve taşınmazların tapu kaydında düzeltim istemine ilişkindir. Asliye hukuk mahkemesince, tapu kaydında düzeltim davalarının çekişmesiz yargı işi olduğu ve sulh hukuk mahkemesinde görüleceği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Sulh hukuk mahkemesi tarafından ise, talebin mülkiyetin tespiti istemine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda, davacı tapuda adına kayıtlı bulunan ... ilçesi, ... ilçesi, 245 ada 21 numaralı taşınmazdaki 34 ve 35 nolu bağımsız bölümlerin tapu müdürlüğünce resmî senet akit tablosu bulunamadığı ve tapu kaydında da TC kimlik nosu bulunmadığından bu yerlerin satış işlemlerini yapamadığını ileri sürerek taşınmazların davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca dava konusu bağımsız bölümün davacıya verilebilmesi için ....500,00 TL'nin davacı tarafından ödenmesi gerektiğini, ancak davacının bu bedeli ödemediğini ve ....07.2006 olan teslim tarihini beklemeden ........2005 tarihinde dava konusu taşınmaza fiilen el koyup taşındığını, müvekkilinin ödeme hususunda davacıya keşide ettiği ihtarnameden de sonuç alamadığını, ödeme halinde tapu devrinin yapılacağı hususunun davacıya sözlü olarak bildirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
nin, sözleşme tarihi itibariyle belirlenecek olan yerleşim yeri noterliğindeki özel sicile tescil edilip edilmediğinin, mahkemece kendiliğinden araştırılarak, tüm deliller birlikte değerlendirilip gerçekleşecek sonuç uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik araştırmayla yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsizdir." gerekçesiyle kararının kaldırılmasına karar verildiği, yeniden verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır....
davacıya ait olduğuna karar verilmesini istemiş; 06.06.2011 tarihli dilekçeyle davaya konu araç dışındaki tüm taleplerden vazgeçildiğini bildirmiştir....
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı, makinelerin mülkiyetinin davalı şirket ile dava dışı ....arasında yapılan franchise sözleşmesi ve .... hükümlerine göre davalı şirkete ait bulunduğu, mülkiyetin davalıya ait olduğunun davacı tarafından da Cumhuriyet Savcılığına verilen şikayet dilekçesinde beyan ve kabul edildiği, ....'in tasarruf etme yetkisi bulunmadığı, bu nedenle davalı tarafın mülkiyeti kendisine ait malları bir tutanak düzenleyerek davacıdan almasında bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....