ın doğum tarihi olan 06/07/2008 tarihinde gerçek anne ve baba olduğu iddia edilen ... ... ve ... ... arasında evlilik ilişkisi bulunmadığı ve evlenme tarihlerinin 06/05/2014 olduğu anlaşıldığından, baba yönünden soybağının düzeltilmesi talebidir. Bilindiği üzere, çocukla ana arasındaki soybağı doğumla; babayla arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma ve hâkim hükmü ile kurulur. Esasen, soybağına ilişkin uyuşmazlıklarda, kişisel durum ile ilgili nüfus kaydında yer alan bilgi "doğru" olarak doğmuş ve kütüğe tescil edilmiştir. Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi sözkonusudur....
Hukuk Dairesinin 08.05.2018 gün 2015/7278 E. 2018/4781 K. sayılı ilamında; “…mahkemenin davanın kısmen kabulüne dair verdiği 5.3.2012 tarihli hükmün Dairemizce davacı eş...’nün evlenme olasılığının daha yüksek olduğundan bahisle de bozulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamı sonrası dosya içerisine alınan nüfus kayıt örneğine göre davacı eş...’nün 1.7.2012 tarihinde yeniden evlendiği anlaşılmış, hesap bilirkişisi tarafından bu kez 10.12.2010 kaza (ölüm) tarihinden, adı geçenin yeniden evlenme tarihi olan 1.7.2012 tarihine kadar destek hesabı yapılmasında bir isabetsizlik yok ise de, yeniden evlenme tarihi hususunda ortada bilinen gerçek durum var iken, kaza(ölüm) tarihinden yeniden evlenme tarihine kadar olan süre için hesaplanan tazminattan %35 oranında farazi evlenme olasılığı indirimi yapılması doğru görülmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla bozma ilamı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak, mahkemeye de bozma gereklerini tam anlamıyla yerine getirme yükümlülüğü doğar....
Ne var ki, ikinci talep içerisinde yer alan, küçüklerin genetik babası ... hanesine kayıt istemi; küçüklerin 23/04/2007 ve 18/08/2009 tarihinde gerçek anne ve babası olduğu iddia edilen ... ve ... arasında evlilik ilişkisi bulunmadığı, evlenme tarihlerinin 10/12/2014 olduğu anlaşıldığından, baba yönünden soybağının düzeltilmesi talebidir. Bilindiği üzere, çocukla ana arasındaki soybağı doğumla; baba arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma ve hâkim hükmü ile kurulur. Esasen, soybağına ilişkin uyuşmazlıklarda, kişisel durum ile ilgili nüfus kaydında yer alan bilgi "doğru" olarak doğmuş ve kütüğe tescil edilmiştir. Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir....
Öncelikle çözümlenmesi gereken husus; davanın soybağının reddi, sonradan evlenme yolu ile kurulan soybağına itiraz veya nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olup olmadığıdır. Soybağı birbirinin soyundan gelen kişiler arasındaki ilişkiyi ifade ettiğinden bu kavram içerisinde kan bağının yanında hukuki münasebetin de bulunması, diğer bir ifadeyle kan bağının hukuk düzeninin aradığı koşullar içerisinde oluşması zorunludur. Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesi uyarınca, çocuk ile ana arasında soybağı doğumla, baba ile arasında soybağı ise ana ile evlilik, tanıma veya hakim hükmüyle kurulur. Soybağı ayrıca evlat edinme yoluyla da kurulur, ayrıca, kısaca af kanunları olarak nitelendirilen bir evlenme aktine dayanmayan birleşmelerden doğan çocukların neseplerinin düzeltilmesine ilişkin kanunlara göre de soybağı düzeltilebilir....
Türk Medeni Kanununun 292. maddesinde “Evlilik dışında doğan çocuk, ana ve babasının birbiriyle evlenmesi hâlinde kendiliğinden evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tâbi olur.'' 293. maddesinde ise “ Eşler, evlilik dışında doğmuş olan ortak çocuklarını, evlenme sırasında veya evlenmeden sonra, yerleşim yerlerindeki veya evlenmenin yapıldığı yerdeki nüfus memuruna bildirmek zorundadırlar. Bildirimin yapılmamış olması, çocuğun evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tâbi olmasını engellemez. Daha önce tanıma veya babalığa hükümle soybağı kurulmuş çocukların ana ve babası birbiriyle evlenince, nüfus memuru re'sen gerekli işlemi yapar.'' 294. maddede de ''ana ve babanın yasal mirasçıları, çocuk ve Cumhuriyet savcısı sonradan evlenme yoluyla soybağının kurulmasına itiraz edebilirler. İtiraz eden, kocanın baba olmadığını ispatla yükümlüdür. Çocuğun altsoyu da, çocuğun ölmüş ya da ayırt etme gücünü sürekli olarak kaybetmiş olması hâlinde itiraz hakkına sahiptir....
ün 01.01.1943 tarihinde öldükten sonra evlenme işlemlerinin gerçekleştirildiği bildirilerek ölü kişi adına düzenlenen yok hükmündeki evlenme akdinin iptali ile ölüm kaydının korunması istenilmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 26.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yerel mahkeme ile Özel Daire arasında evlenme tarihi itibari ile davalının TMK’nın 145/b.2-3. maddelerinde belirtildiği şekilde ayırt etme gücüne sahip olmadığı gibi evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığının etkisinde olduğu yönünde uyuşmazlık bulunmamaktadır....
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ile aralarında resmi evlenme olmaksızın evlenmenin dinsel törenini yaptırma suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde; Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan hükmedilen cezanın miktar ve türü gözetildiğinde, 5271 sayılı CMK'nın 286/2-a. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığından ve sanık hakkında üst sınırı on yıldan az olan aralarında resmi evlenme olmaksızın evlenmenin dinsel törenini yaptırma suçundan beraatine dair ilk derece mahkemesince verilen karara ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair kurulan hükmünde aynı Kanunun 286/2-g. maddesi uyarınca kesin olup, temyiz edilemediğinden katılan Bakanlık vekilinin söz konusu hükümlere yönelik temyiz isteminin aynı Kanunun...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Hakaret, konut dokunulmazlığının ihlali, kasten yaralama, evlenme olmaksızın dinsel törenle evlenme HÜKÜMLER : Mahkumiyet KARAR Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi....
Mahkemece yapılacak iş, davacının evlenme tarihinde sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunup bulunmadığı ve yine evlenme tarihinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunup bulunmadığı yönünde rapor almak ve bundan sonra tüm delilleri birlikte değerlendirerek sonucu uyarınca bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu gereklilik yerine getirilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.06.05.2015 (Çrş.)...