Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R - İncelenmesine gerek görülen Şişli 2. Aile Mahkemesinin 2008/1283 esas sayılı soybağına ilişkin olduğu belirtilen dava dosyasının aslı ya da onanlı suretinin bulunduğu yerden getirtilerek dosya arasına konulması, ondan sonra merci tayini incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 03.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Davacı, davalının evlenme vaadi ile kendisini kandırdığı iddiası ile manevi tazminat talep etmiş ise de; davacının birliktelik tarihi itibariyle reşit olduğu ve resmi nikah olmaksızın birlikte yaşamanın sonuçlarını bilecek ve kavrayabilecek durumda olduğu, manevi tazminatın yasal koşullarının oluşmadığı (Yargıtay 4. H. D.'nin 2016/15297 E. - 2019/612 K., 2016/13001 E. -2018/8151 K.,2019/2822- 4283 E-K sayılı ilamlarında da belirtildiği gibi) anlaşıldığından manevi tazminat talebinin de reddine karar vermek gerektiği..." şeklindeki gerekçe ile, davanın reddine, dair karar verilmiştir....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/02/2018 NUMARASI : 2017/436 E - 2018/97 K DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Yayımlama Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Davalı ile bir süre arkadaşlık yaptıklarını, bu süreç içerisinde davalının kendisinden maddi taleplerde bulunduğunu, kendiside davalı ile evlenmek istediğinden davalıya birçok eşya aldığını bu şekildeki toplam harcamalarının 25.000,00 TL civarında olduğunu,aralarında herhangi bir tatsızlık olmamasına rağmen davalının telefonlarına çıkmadığını, kendisi ile artık görüşmeyeceğine dair mesaj attığını, davalının kendisini oyalayarak ve kandırarak menfaat sağladığını bu nedenle davalıdan yaptığı harcamaların iadesini talep etttiğini, davalının maddi zararını gidereceğini beyan etmesine rağmen sonradan...

    Aynı Kanun'un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasında adli tatilde görülebilecek işler düzenlenmiş olup bu maddenin b bendinde soybağına ilişkin davaların, c bendinde ise nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davaların adli tatilde görülebileceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, dava soybağına ilişkin olup, adli tatilde yargılaması devam etmesi nedeniyle adli tatilde temyiz süresinin durmayacağı anlaşılmaktadır. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen karar, davacı vekiline 30.07.2023 tarihinde tebliğ edilmiş; temyiz dilekçesi ise yasal süre geçirildikten sonra 06.09.2023 tarihinde verilmiştir. KARAR Açıklanan sebeplerle; Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin süreden REDDİNE, Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 06.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. ......

      Sulh Ceza Mahkemesinin 14.01.2014 gün ve 2013/891 esas, 2014/37 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelendi: Gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Sanık hakkında kasten yaralama suçundan tayin edilen adli para cezasının nevine ve miktarına göre hüküm, 6217 sayılı Yasanın 26. maddesiyle 5320 sayılı Yasaya eklenen geçici 2. madde uyarınca kesin nitelikte olup temyizi olanaklı olmadığından, sanığın temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK.nun 317. maddesi gereğince oybirliğiyle (REDDİNE), 2- Resmi evlenme işlemi olmadan evlenmek için dinsel tören yapma suçundan kurulan hükme gelince; Anayasa Mahkemesi'nin, 10.06.2015 gün ve 29382 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 27.05.2015 gün ve 2014/36 esas, 2015/51 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 230. maddesinin (5) ve (6) numaralı fıkralarının Anayasa'ya...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Düşme Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; 1) Sanıklar ... ve ... hakkında 24.04.2007 tarihinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair verilen karar itiraz edilmeksizin kesinleştiği görülmekle bu sanıklar hakkında sonradan kurulan 08.02.2011 tarihli hükümler hukuken yok hükmünde olup, karar vermeye yer olmadığına, 2) Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik yapılan incelemede; Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre katılan temsilcisinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 06.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Aile Mahkemesi 2019/21 Esas 2019/63 Karar sayılı ilamı ile, "Davanın analık yada soybağının düzeltilmesi davası olmayıp, nüfus kayıt düzeltim davası olduğu, öncelikle bu kişinin de nüfusa yazılması ve tescili gerektiği" gerekçesi ile karşı görevsizlik kararı vererek merci tayini için dosyanın dairemize gönderilmesine karar vermiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun 36. Maddesi 1/a bendinde nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adreslerinin bulunduğu yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesinde açılacağı, hükme bağlanmıştır. Yargıtay 2. Hukuk dairesinin yerleşik içtihatlarına göre; soybağının düzeltilmesine ilişkin davalar, tanımanın iptali, soybağının reddi, sonradan evlenme yoluyla kurulan soybağının iptali, babalık tespiti davaları olarak belirtilmiştir....

          in annesi ... ile davalıların miras bırakanı 1956 doğumlu ...in 1980 de evlenip 1985 yılında boşandığı, boşanma sonrası tarafların birlikte yaşamının nikahsız olarak devam ettiği sırada davacıların olduğu, daha sonra 17.12.2009 tarihinde ... ile ...'in yeniden evlendikleri, ancak evlilik öncesi olan tarafların müşterek çocukları davacıların bildirim yapılarak nüfusa tescil edilmediği anlaşılmaktadır. Olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme ise hakime aittir. Dava, mahkemenin kabul ettiği şekilde babalık davası değil, Türk Medeni Kanunu'nun 292 vd. maddelerine dayalı "sonradan evlenmeyle kurulan soybağının tespiti" davasıdır. Bu davada hak düşürücü süre söz konusu değildir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Y A R G I T A Y K A R A R I Dava evlenme yoluyla soybağının kurulmasına itiraz istemine ilişkin olup, dosya içerisinde Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin bozma ilamı bulunmaktadır. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 03.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Gerçek zarar hesaplanması yönteminde, hak sahibi eşin bakiye ömür süresi daha uzun olsa bile, destek süresi, işçinin bakiye ömrü ile sınırlıdır. Önceki hesap yöntemlerinde, kız çocuklarının bakım ihtiyaçları, evlenme çağlarının kural olarak kentlerde geldiği kabul olunan 22 yaşla, köylerde ise 18 yaşla sınırlı tutulması gereği varsayımsal olarak kabul olunmakta idi. Kız çocuklarının evlenme yaşlarının, aile bağlarına, sosyal ve ekonomik durumuna, ülke şartlarına ve yörenin töresel koşullarına göre değişiklik arzettiği gözetildiğinde, Türkiye İstatistik Kurumunca bölgelere göre düzenlenen evlenme yaşı istatistiklerinden yararlanılarak belirlenmesi, tazminat hesap ilkelerine daha uygun olacaktır. Erkek çocuklar için 18 yaşla, orta öğretim halinde 20 yaşla, yüksek öğretim halinde 25 yaşla sınırlı tutulması gerekir. Ancak orta öğretimin zorunlu hale geldiği gözetilerek erkek çocukların 20 yaşına kadar destekten yararlandırılmalarının gerekeceği kabul olunmalıdır....

                UYAP Entegrasyonu