Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin oyu %50 çıkmış, ... kriterlerine göre %60 çıkması lazım" dediğini, davalının bu sözlerinin ... oy verenleri ve başta davacı olmak üzere ... Parti yönetim kadrolarını hedef aldığını belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı-karşı davacı, aptal sözcüğünü kullanmadığını, anketlerdeki abartıyı eleştirdiğini, sözlerinin eleştiri kapsamında kaldığını belirterek davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalı-karşı davacının aptal dememesine rağmen bu îmânın hiç bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde yapıldığı, davalı tarafından davacının genel başkanı olduğu partiye oy verenlerin aptal olduğunun kastedildiği, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 15. maddesi uyarınca siyasi partiyi genel başkanın temsil ettiği ve davalının sözlerinin muhatabı olan siyasi partinin genel başkanı durumundaki davacı yönünden matufiyet unsurunun da gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 32 ada 95 parsel sayılı taşınmazdaki 144, 145, 146 ve 147 no’lu bağımsız bölümlerin davacı kurum adına kayıtlı olduğu, davacı ile ilgili partinin .... ilçe teşkilatı arasında çekişmeli bağımsız bölümlerin kullanımı konusunda belirli süreli kira sözleşmesi yapıldığı, akabinde davacı tarafından haksız işgal nedeniyle açılan davada, ilgili partinin .... ilçe teşkilatının katılımı ile yargılamanın sonlandırıldığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, husumet kamu düzeni ile ilgili olup yargılama sırasında re'sen nazara alınması gerekir. Öte yandan, siyasi partilerin, belde, ilçe ve il teşkilatlarının parti tüzel kişiliğinden ayrı ve bağımsız bir tüzel kişilikleri yoktur. Partiyi temsil yetkisi, genel başkana aittir. Kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, parti adına dava açma, davada husumet yetkisi genel başkana ve ona izafeten parti tüzüğünün göstereceği parti mercilerine aittir (2820 SPK md.15/3)....

      Siyasi partiye üye olma ve bir siyasi partinin çatısı altında siyasi faaliyetlerde bulunma örgütlenme özgürlüğü kapsamında iken, özgürlüğün topluca kullanımı bağlamında ifade özgürlüğü ile de ilişkilidir. Demokrasilerde özgürlüklerle doğrudan ilişkili olan ve yüksek bir meşruiyete sahip bulunan siyasi partilere üye olma ve siyasi faaliyette bulunma özgürlüğünün, başka özgürlükler gibi; terör örgütlerince kötüye kullanılmak istenebileceği açıktır. Nitekim bir takım siyasi faaliyetteki asıl hedef ve amaçların, açıklanan hedef ve amaçlardan daha başka olabileceği gibi, asıl hedef ve amaçların gizlenebileceği Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin “yazar ve diğerleri” kararında da vurgulanmıştır. Anayasamızın 68. maddesi ve Avrupa insan Hakları Sözleşmesinin 11. maddesi ile tanınan siyasi partilere üye olma ve siyasi faaliyette bulunma özgürlüğünün kötüye kullanımı Anayasamızın 14/2. maddesinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 17. maddesi uyarınca yasaklanmıştır....

        emir ve talimatları adına onlara bağımlı bir şekilde, belirli bir ücret karşılığında bir çalışmasının olmadığını, tanık beyanlarında da anlatıldığı üzere kendisinin partinin kadın kollarında görev alan Medine AYHAN aracılığıyla partisel faaliyetlerine ve çalışmalarına katıldığını, herhangi bir iş sözleşmesi kapsamında değil siyasi parti üyesi olarak, siyasi çalışmalara katılmak maksadıyla Cumhuriyet Halk Partisi bünyesine dahil olduğunu, tüm bu sebeplerden dolayı yerel mahkeme tarafından verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

        Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 76.maddesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 13.01.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.02.2018 günlü ve 2018/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 21.02.2018 tarihli ve 30339 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.03.2018 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (4.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 20.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun'un 98 ve 101. maddelerine göre temyiz kabiliyeti olmadığı, itiraza tabi bulunduğundan, 5271 sayılı CMK'nın 264. maddesine göre de, kanun yolunun ve merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağından, hükümlü ...'...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununa muhalefet HÜKÜM : Beraat Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununa muhalefet suçlarından sanık ...’un beraatına ilişkin hüküm, vekalet ücretiyle sınırlı olarak sanık ... müdafii tarafından; temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü, Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanığın yararına, ... aleyhine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13/5. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi...

              Mahkemece toplanan delillere göre, davalının davaya konu orman emvalini açık artırmalı satışında satın almasına rağmen satış bedellerini süresinde yatırmayarak taahhüdünden döndüğü ve davalı kurum zararına neden olduğu gerekçesiyle bilirkişi raporunda hesaplanan miktarlar üzerinden 820 ve 753 nolu partiler yönünden davanın kabulüne, 750 nolu parti yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekili ...'ün yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 07.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                yönelik ayrımcı ve bayağı söylemlerde bulunulduğunu, davalıya ait köşe yazısında; AK Parti'nin kurumsal kimliğinin ve itibarının zedelenmeye çalışıldığını ve AK Partili kadınlara yönelik kullanılan “bu fahişelere ve onların türevlerine” şeklindeki edep ve ahlak dışı bir ifade ile açıkça hakarette bulunularak AK Partili kadınların alenen aşağılandığını, dava konusu ifadelerde kamu yararının bulunmadığını, davalının eleştirirken kamu yararının gereğini göz önüne almadığını, dava konusu ifadelerden başka ifadelerle eleştiri yapması mümkün iken eleştiri sınırlarını aşarak AK Parti Kadın Kolları mensuplarını hakaret ederek alenen aşağıladığını ileri sürerek 500.000TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                KARŞI OY X- 21/01/2017 tarih ve 29955 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2016/9742 sayılı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı Personel Yönetmeliği'nin 55. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan "kadın personelin şapka, kep veya örgü bere altında yüzünü kapatmayacak şekilde başlarına taktıkları resmi üniforma rengindeki desensiz giysiler hariç" ibaresinin iptali istemiyle açılan davada; Danıştay İkinci Dairesince verilen davanın reddine ilişkin 18/11/2020 tarih ve E:2017/1012, K:2020/3433 sayılı kararı, davacı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun ''Genel Başkan'' başlığını taşıyan 15. maddesinde; partiyi temsil yetkisinin genel başkana ait olduğu; kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydı ile parti adına dava açma ve davada husumet yetkisinin, genel başkana veya ona izafeten bu yetkileri kullanmak üzere parti tüzüğünün göstereceği parti mercilerine ait olduğu kurala bağlanmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu