KARAR Davacı, davalılar ile arasında 18.09.2013 tarihinde “gayrimenkul alım satım ve komisyon” sözleşmesi akdedildiğini, davalılardan ...'in müteahhit olduğunu ve kendi inşaa ettiği konutlardan birini sattığını, diğer davalının ise bu satışa aracılık eden emlakçı olduğunu, davalılara satış bedeli olarak kapora dahil toplam 130.000,00 TL ödediğini, sonrasında bir daha davalılara ulaşamadığını, ödediği meblağın yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir....
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; davacıyla, davalılardan Hüseyin arasında 20.12.2012 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi akdedildiği, davalı Hüseyin'in toplam 375.000,00 TL bedelle davacıya taşınmaz sattığı, davacının aynı gün sözleşmede kararlaştırılan kapora bedeline istinaden davalı Hüseyin'in babası davalı Kazım'ın hesabına 110.000,00 TL gönderdiği, davacının taşınmazı almaktan vazgeçtiği ve ödediği 110.000,00 TL kapora bedelinin iadesi için eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Buna göre, davacı ile davalılardan Hüseyin arasında akdedilen 20.12.2012 tarihli sözleşme, taşınmaz satışına ilişkin olup, geçerlilik şartı olan resmi şekilde düzenlenmediği için geçersizdir. Sözleşme geçersiz olduğu için bu sözleşmede yer alan cezai şarta ilişkin hükümler de aynı şekilde geçersizdir....
GEREKÇE: Dava simsarlık ücretinin ve cezai şartın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalılar vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalılardan T3 ile davacı arasında 18/05/2016 tarihli "satılık gayrimenkul gösterme tutanağı ve komisyon sözleşmesi" adı altında simsarlık sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşmede davalı T4'ın taraf olmadığı, T4 ile satıcı arasında simsarlık sözleşmesine konu taşınmazın satım sözleşmesininin kurularak mülkiyetin tapuda 06/06/2016 tarihinde T4 adına geçirildiği hususları ihtilafsızdır. Uyuşmazlık davacının sözleşmenin tarafı olan T3 ve sözleşmeye taraf olmayan ancak tapuda taşınmazı üzerine alan T4'dan simsarlık ücretini ve sözleşmede ön görülen cezai şartı talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. 6098 sayılı yasanın 520....
D... ... ... adresindeki dairesini satılmak üzere müvekkiline getirdiğini, söz konusu dairenin satışına dair müvekkil alıcı müşteri bulduğunu söz konusu sözleşme uyarınca davalıya 5,000,00 TL de kapora ödemesi olduğunu, müvekkilinin komisyonunun söz konusu sözleşme uyarınca yasal komisyon bedeli olan satış bedelinin %2'si olarak belirlendiğini, davalının daireyi sözleşme tarafı dışında bir kişiye sattığını, davalı tarafça komisyon bedeli ödemesinin yerine getirilmediğini ve kapora bedelinin iade edilmediğini, bu sebeple müvekkilinin 01/06/2020 tarihli yazılı emlak komisyon sözleşmesi uyarınca emlak komisyonu bedelini tahsil amacıyla Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı icra takibi açtığını ve takibe davalı tarafça haksız itiraz edildiğini, davanın kabülü ile itirazın iptaline, takibin devamı ile asıl alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, simsarlık alacağı ve cezai şartın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın İİK'nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır....
KANITLAR VE GEREKÇE : Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır. Yapılan araştırmada davalılar ... ve ...' ın tacir olmadığı, yalnızca gayrimenkul sermaye iradından kaynaklanan gelirleri bulunduğu, bu kimselerin sermaye şirketi ortaklığı bulunduğu, ancak yerleşik yargı içtihatları uyarınca sermaye şirketi ortağı olmanın tacir olmak sonucunu doğurmayacağı, tacirlik sıfatının ayrı bir tüzel kişiliği olan şirkete ait olduğu, simsarlık sözleşmesine konu taşınmazda şahsen hissedar oldukları, taşınmazda dava dışı 3....
Ticaret Anonim Şirketi, Beyoğlu ....Noterliği’nden keşide ettiği 7 Haziran 2018 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarname ile gayrimenkul alım satım sözleşmesi kapsamında ödenen kapora bedelinin 7 gün içinde ihtarnamede bildirilen banka hesabına ödenmesinin istendiğini, söz konusu ihtarname, 09/06/2018 tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiğini, davalı tarafın kendisine tanınan 7 günlük süre üzerine düşen yasal sorumluluğu yerine getirmediğini, yapılan avans/ kapora ödemesini iade etmediğini ve mütemerrit duruma düştüğünü, taraflar arasındaki uyuşmazlığın gayrimenkul alım satımından kaynaklı olduğunu, dava konusu alacağın ileride semeresiz kalmaması ve müvekkillerinin haklarının korunması adına HMK 389.madde hükmüne göre ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve taraflar arasındaki gayrimenkul alım satım sözleşmesine konu ... İli, ... İlçesi, ......
sözleşmesinin de borç doğurmayacağı kanaati “ gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 520/3 maddesi uyarınca taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz....
Yukarıda belirtilen Yargıtay kararında da belirtildiği üzere; davaya konu taşınmaz satış sözleşmesi geçersiz olduğuna göre, her geçersiz satışta olduğu gibi taraflar aldıklarını sebepsiz iktisap hükümleri dairesinde iade ile yükümlüdürler. Bu yönüyle davacı tarafından davalıya taşınmaz satış sözleşmesi nedeniyle verilen kaparonun tahsili için yapılan icra takibine davalının yaptığı itiraz haksız olup, ilk derece mahkemesince itirazın iptaline dair verilen karar yerindedir. Sonuç olarak; Davalının istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Simsarlık sözleşmesinin geçerliliği bir şekle bağlı değildir; ne var ki 6098 sayılı TBK’nın 520/3. maddesi (mülga 818 sayılı BK m. 404/3) taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi için bir geçerlilik şekli kabul etmiştir. Buna göre, taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli değildir. Simsarlık sözleşmesi vekâlet sözleşmesinin, konusu belirli (akit yapma hususunda aracılık faaliyetinde bulunma) ve simsarın her zaman ücrete hak kazandığı özel bir çeşididir. Bu sebeple TBK’nın 520/2. maddesinde (BK m. 404/2) "simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekâlete ilişkin hükümler uygulanır" denilmiştir. Simsarlığın önem ve yararı şu şekilde açıklanmaktadır: Bir akdin yapılması için tarafların birbirleriyle buluşmaları lazımdır. Fakat bu buluşma her zaman kolay bir şekilde olmaz; hatta çoğu zaman bazı zorluklarla karşılaşılabilir....