Bölge adliye mahkemesince; taraflar arasında düzenlenen 23/07/2017 tarihli harici taşınmaz satış sözleşmesi uyarınca, satış bedelinin 1.200.000 TL olarak belirlendiği, 97.200 TL’nin bir hafta içerisinde, kalanının ise tapu devri sırasında ödeneceğinin kararlaştırıldığı, sözleşme tarihinde kapora olarak 2.800 TL’nin, akabinde ise 28.000 USD’nin davalıya ödendiği, ancak sözleşmeden vazgeçen tarafın davacı olduğu, bu nedenle kapora bedelinin iadesinin istenemeyeceği, yine sözleşme bedeli TL olarak kararlaştırıldığından satış bedeline mahsuben Dolar üzerinden yapılan ödemenin de TL olarak iadesinin gerektiği, sözleşme ile TL karşılığının 97.200 TL olarak belirlendiği gerekçesiyle; tarafların istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın kısmen kabulüne, 97.200 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
C-) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGI Tüm dosya kapsamına göre taraflar simsarlık sözleşmesi kapsamında davalı tarafından tahsil edilen ücretin davacıya iadesi hususunda uyuşmazlık içerisindedirler. Davacı vekili taraflar arasında geçerli bir sözleşmenin bulunmadığı, ayrıca davalıya gönderilen paranın mal sahibine ödenmek üzere gönderildiği ücretin hileli olarak alındığı gerekçeleri ile davalıya ödenen 46.020,00TL'nin davacıya ödenmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise davacının müvekkilinden danışmanlık hizmeti aldığını, hizmet karşılığı bedeli ödemeyi kabul ettiğini, ücretin tahsili için davacıya gönderilen faturaya süresi içerisinde itiraz edilmediğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir....
sözleşmesinin de bulunmadığını, kaldı ki müvekkilinin aracılık etme yetkisinin de bulunmadığını, davacının ödediği toplam 510.000,00 TL'yi kapora ödemesi ibaresi koymak suretiyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine sokmayı çalışarak hileli davrandığını, 24.06.2014 tarihinde yapılan 10.000,00 TL' lik ödemede akaryakıt istasyonu kapora olarak düşülen notun açık bir şekilde hisse devir bedeli olarak ödendiğini gösterdiğini, davacının tapu devir bedelinin kapora olarak ödendiği iddiasını yazılı delil ile ispatlaması gerektiğini, taşınmazın satışı için yapılan bir kapora ödemesi olsa idi dekontlarda taşınmaz satış bedelinin kapora ödemesi yazması gerektiğini, davacının 510.000,00 TL bedelle hisseleri devraldığını, 400.000,00 TL'lik kısmını hile ile geri almayı 26.06.2014 tarihinde planlamış olduğunu, özellikle dekontlarda kapora ödemesinin bu tarihte yazdığını, müvekkilinin hisse devrinin kaporası olarak değerlendirdiğini, bu hususun kötüye kullanabileceğini düşünmediğini, teminat mektubunun...
Sayılı dosyasında kaporanın dava dışı satıcı Ahmet Hicri Ergin tarafından iade edilmesine karar verildiğinin davalının kapora verdiği birisi ile bir araya gelmemiş olduğu şeklindeki soyut beyanına itibar edilemeyeceğini beyanla beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. GEREKÇE : Dava, simsarlık sözleşmesinden kaynaklı ücret alacağının tahsili amacı ile başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK'nın 67. maddesi uyarınca iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süreler içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İstanbul 17....
Davalı sözleşmenin tellallık sözleşmesi olduğunu ileri sürmüş ise, kapora bedelinin davalı hesabına yatırıldığı açıktır. Bu haliyle, taraflar arasında düzenlenen sözleşme, resmi şekilde düzenlenmiş olmadığından, şekil şartına aykırılık dolayısıyla geçersizdir. Geçersiz sözleşmeye istinaden, taraflar aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade ile mükelleftirler. Davalı aldığı kapora bedelini davacıya iade zorundadır.Bu nedenlerle davalının sübuta yönelik istinaf itirazları yerinde değildir. Ayrıca alacak likit olduğundan davada icra inkar tazminatı koşulları da oluşmuştur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir....
DELİLLER :Davalılar ile dava dışı ... .......Ltd. arasında akdedilen 10.11.2016 tarihli adi yazılı sözleşme, davacılar ile davalı ... arasında akdedilen 19.11.2016 tarihli adi yazılı sözleşme, davacıların, davalılara keşide ettiği 09.01.2017 tarihli ihtarname, tapu kaydı ile tüm dosya kapsamı. GEREKÇE :Talep, simsarlık (tellallık) sözleşmesinden kaynaklı ödenmeyen alacağın tahsili istemine ilişkindir.(TBK m. 520 vd.) Davacılar, emlakçılık görevini ifa ettiklerini, davalılar ile dava dışı ... .......Ltd. Şirketi arasında gerçekleşen benzin istasyonu satışına aracılık yaptıklarını, tarafların simsarlık (tellallık) sözleşmesi akdetmelerini sağladıklarını ileri sürmüş; davalılar ise, niza konusu edilen benzin istasyonu satışının doğru olduğunu, ancak davacıların satışa aracılık etmelerinin, aralarında simsarlık sözleşmesinin bulunmasının mümkün olmadığını savunmuştur....
Davacının iddiası ve davalının cevap dilekçesindeki beyanları dikkate alındığında davalının ödenen 10.000 TL'nin emlakçılık hizmet ücreti olarak kabul ettiği anlaşılmaktadır. TBK'nın 520. maddesi gereği, simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir. Simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır (TBK m.521). Simsarın ücret isteyebilmesi için simsarın çalışmasının sözleşmenin yapılmasına neden olması gerekir. Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, alıcı ve satıcı arasındaki satım ilişkisi resmi olarak yapılmayarak geçersiz olmakla, kanunun aradığı anlamda sözleşme kurulmamış olduğundan, simsar ücrete hak kazanamaz (Yargıtay 13.HD 2016/2169 E, 2018/10388 K)....
Tellallık(simsarlık) sözleşmesi 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 520-525 maddelerinde düzenlenmiştir. TBK. 520. maddesinde “Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkanının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir.Simsarlık sözleşmesine kural olarak vekalet hükümleri uygulanır Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz.” Hükmü düzenlenmiştir. Ücret başlıklı TBK.nın 521. Maddesinde ise Simsarın ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanacağı düzenlenmiştir. TBK.nın bu düzenlemesine göre simsarlık sözleşmelerinde simsar; konusu özel olarak belirlenmiş bir vekalet edimi üstlenmiştir. Simsarlık faaliyetinin konusu, sözleşmelerin kurulması için aracılık etmek, taraflara bir sözleşme kurma fırsatı vermek ya da sözleşme görüşmesi için aracılık etmektir....
Somut olayda, uyuşmazlık davacı sigorta şirketi tarafından ödenen sigorta bedelinin kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen davalı sürücü ile araç malikinden rücuan tahsili istemine ilişkindir. Davacı sigorta şirketi ile davalılar arasında akdedilmiş her hangi bir sigorta sözleşmesi bulunmamayıp davacı sigorta şirketi haksız fiile dayalı olarak davayı açmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13/11/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılan satış sözleşmesi uyarınca Aydın İli Efeler İlçesi Ata Mahallesi Çevre Bulvarı 708 Sokak No:1 Saklıbahçe Recidence (3.etap) adresindeki C Blok 4.kat 16 numaralı dairenin davalıya satıldığını ve davalının bu satışa ilişkin 100.000,00 TL kapora ödemesi yaptığını ancak davalının daha sonra taşınmazı almaktan vazgeçtiğini, bunun üzerine kapora bedelinin 30.000,00 TL'sinin 22/05/2018 tarihinde davalıya verilmek üzere ortağı Kadir Yaşar'a, 30.000,00 TL'sinin ise 07/06/2018 tarihinde davalının bizzat kendisine ödendiğini, davalının kapora bedelinin 60.000,00 TL'sini almış olmasına rağmen müvekkilleri aleyhine 100.000,00 TL üzerinden Afyonkarahisar İcra Müdürlüğünün 2020/1169 Esas sayılı takip dosyasında icra takibi başlattığını ileri sürerek, başlatılan takipte 60.000,00 TL alacağın % 20'sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir...