Bu işlem sırasında da taraflarla simsarlık sözleşmesi imzalamakta olduğunu, taraflar arasında akdedilen 04/01/2023 tarihli simsarlık sözleşmesi uyarınca, sözleşmeye konu taşınmazın davalı tarafından müvekkillerin aracılığıyla kiralanması sonucu sözleşme uyarınca, bir aylık kira bedeli + KDV tutarında olan hizmet bedelinin fazlaya ilişkin haklarımızın saklı kalması kaydıyla temerrüt tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte şimdilik 10.000 TL'sının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın görevsiz mahkemede açıldığı, öncelikle usulden aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İNCELEME ve GEREKÇE: HMK’nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ''...Davacı tarafça dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin taşınmaz satın almak için davalı ile iletişime geçtiğini, davalıya satın alınmasına karar verilen taşınmaz bedeli için 50.000TL avans gönderildiğini, akabinde taşınmazın bedelinin tamamı ödenmesine rağmen 50.000Tl avansın davalı tarafından ödenmediğini ve akabinde 46.020TL değerinde fatura kesildiğini, davalı ile müvekkili arasında simsarlık sözleşmesinin imzalanmadığını, ücret alınamayacağını, ayrıca belirlenecek simsarlık ücretine KDV'nin dahil olduğunu ayrıca kdv alınamayacağını beyan ederek davalıya ödenen bedelden bakiye 46020TL'nin davalıdan alınarak faizi ile birlikte müvekkiline verilmesini talep etmiştir....
İlk derece mahkemesince, taraflar arasında 19/11/2014 tarihli gayrimenkul görme ve hizmet bedeli sözleşmesinin düzenlenerek imzalandığı, adresi belirtilen taşınmazın kiralanması halinde yıllık kira bedelinin % 12 + KDV'sine isabet eden bedelin davacıya ödeneceğinin kararlaştırıldığı, gayrimenkulün 08/12/2014 başlangıç tarihli ve 480.000 yıllık kira bedeli karşılığında davalının ortağı olduğu şirkete kiralandığının ihtilafsız olduğu, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada, 480.000 TL yıllık kira bedelinin % 12 + KDV'sine isabet eden bedelin 67.968 TL olduğunun tespit edildiği, TBK'nın 520. maddesine uygun olarak düzenlenen sözleşme neticesinde bilirkişi tarafından tespit edilen simsarlık bedeli yönünden takibin yerinde olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı, davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur....
Simsarlık faaliyeti sonucu kurulacak sözleşme herhangi bir nitelikte sözleşme olabilir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.03.2017 gün, 2017/13-644 E., 2017/460 K. sayılı kararında da aynı ilkelere işaret edilmiştir. Simsarlık ücretini talep hakkı, hemen simsarlık sözleşmesinin kurulmasıyla doğmaz. TBK.'nun 521. maddesi gereğince; tellal ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır. Tellalın , ücret isteyebilmesi için simsarlık sözleşmesinde sözü edilen kiralama işinin, tellalın aracılığıyla ve çalışması ile gerçekleşmesi gerekir....
Davalılar vekili, savunmasında özetle; davanın görevsiz ve yetkisiz mahkemede açıldığını, davacı tarafından kendilerine verilmiş bir simsarlık hizmet bulunmadığını, davacının beyan ettiğini gibi devre dışı bırakılmasının söz konusu olmadığını, kendisi tarafından sözleşmesinin sonlandırıldığını, davacı taraf sözleşme kapsamında yükümlülüklerini yerine getirmediğini, dolayısıyla taahhütlerini yerine getirmeyen davacının hizmet bedeli talebinde bulunmasının hukuki dayanağı olmadığını, davacının dayanağı olduğu hukuki ilişki simsarlık sözleşmesi olup, davacının simsarlık faaliyetinde bulunmadığından herhangi bir ücret talep edemeyeceğini, davacının sözleşmedeki yükümlülüklerine yerine getiremediği için sözleşmeyi kendisinin feshettiğini, sözleşmede belirtilen taşınmazların malikinin kendilerinin olmadığını, müvekkilinin taşınmazın maliki olmaması sebebiyle simsarlık sözleşmesinin geçersiz sayılacağını, o tarihlerde taşınmazların BGM şirketinin üzerinde olduğunu beyan ederek, davanın reddine...
şeklinde yeniden tanımlanmıştır. 6502 sayılı Kanuna göre, davalı tüketici taraflar arasında yapılan simsarlık (tellallık) sözleşmesi ise, kanunun tanımladığı anlamda tüketici işlemidir. 6502 sayılı Kanunun, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamaların tüketici mahkemelerinde çözümünü öngören 73. maddesi hükmü ile, “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme olması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun göreve ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğini” düzenleyen 83/2. maddesinin açık hükmü nedeniyle somut uyuşmazlığa bakma görevi tüketici mahkemelerinin görev alanına girmiştir. Dosya kapsamından; davacı vekilinin, taraflar arasında, bir arsanın satın alınması amacıyla, davacı tarafından arsanın peşinat ve simsarlık (tellallık) bedeli olarak davalıya muhtelif tarihlerde 40.000.-TL, 25.000.-TL ve 75.000.-TL olarak toplamda 140.000....
Her ne kadar mahkemece, tapulu taşınmazların harici sözleşme ile satışının geçersiz olduğu, bu geçersiz sözleşmeye dayalı olarak ve ayrıca alıcı ve satıcı arasında daha sonradan tapudan devir işlemi yapılmadığından davacının komisyon ücretine hak kazanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; Davaya konu 25.04.2013 tarihli sözleşme davacı komisyoncu ile davalı satıcı ve dava dışı alıcı arasında düzenlenmiş simsarlık sözleşmesidir. Taşınmaz bedeli 101.000.00.TL olarak kararlaştırıldıktan sonra yine aynı sözleşmenin 5. maddesinde alıcı ve satıcının bu sözleşmenin imzalanmasından itibaren ayrı ayrı gerçek satış bedeli üzerinden %3 ücret komisyonu ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği yazılıdır....
Tellallık (simsarlık) sözleşmesi mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 404-409 maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 520-525 maddeleri arasında düzenlenmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 520/1. maddesinde simsarlık sözleşmesinin tanımı "...simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkanının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. Bu hüküm, mehaza uygun olarak, "Simsarlık, simsarın bir ücret karşılığında, ya diğer tarafa bir sözleşmenin kurulması fırsatını göstermeyi ya da ona bir sözleşme görüşmesi için aracılık etmeyi borçlandığı bir sözleşmedir" şeklinde anlaşılmalıdır. Simsarlık sözleşmesinin unsurları şu şekildedir: a) Simsarlık ilişkisinin tarafları simsar ile iş sahibidir ve simsar, iş sahibi için, konusu özel olarak belirlenmiş bir vekalet edimi üstlenmiştir....
Noterliği’nin 09.03.2017 Tarih ve 4461 yevmiye nolu cevabi ihtarnamesinde; ROMANO SPA ile ticari ilişkisi olduğunu beyanla, taraflar arasında sözleşmesel bir ilişki olmadığı iddiasında bulunarak herhangi bir ödeme yapmadığını, o tarihe kadar tüm sözlü görüşmelerde ve e-maillerde simsarlık ücretini kabul eden ve ödeme yapacağını belirten davalı tarafın cevabi ihtarnamesinde, tamamen kötü niyetle ödeme yapmamak için taraflar arasındaki ilişkiyi reddettiğini, müvekkilinin, taraflar arasındaki simsarlık ilişkisi gereği ücrete hak kazandığını, ROMANO SPA firması tarafından tanzim edilen 13.04.2017 tarihli beyanda; ROMANO SPA ile müvekkili arasında doğrudan ticari bir ilişkinin olmadığını, müvekkilinin davalı şirketin temsilcisi/aracısı gibi hareket ettiğini açık ve net olarak belirttiğini, bu nedenlerle, taraflar arasındaki simsarlık ilişkisinden doğan 125.612,05- EURO (496.293,20TL) simsarlık ücretinin, her bir fatura bedeli için ayrı ayrı temerrüt tarihinden itibaren işletilecek temerrüt...
, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... numaralı fatura bedelleri ... firması tarafından davalı yana ödenmiş ise de, davalı tarafın müvekkiline söz konusu faturalardan doğan simsarlık ücretini zamanında ödemediğini, davalının bu süreçte söz konusu bedeli ödeyeceğini beyan ettiğini, müvekkilinin iyi niyetli tüm bekleyişlerinin sonuçsuz kaldığını, bedelin tahsili amacıyla Beyoğlu ......