Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Zira mal sahibi ile simsar arasında kiralama konusunda aracılık etme yönünde ikinci bir ilişkinin var olup olmadığı, ancak simsarın mal sahibinden de simsarlık ücreti isteyip isteyemeyeceğine dair bir uyuşmazlıkta önem arz edecektir. İş bu davanın tarafları arasındaki yazılı şekilde yapılmış sözleşme geçerli olduğundan, davalı tarafından aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Davacı yan; sözleşmede yer alan taşınmazlardan 125 nolu bağımsız bölümün, davacı hariç tutularak doğrudan mal sahibinden kiralanması nedeniyle hem hizmet bedeli hem de cezai şart talep etmiş, davalı tarafça bağımsız bölümün bizzat kiralandığı ikrar edilmiş olduğuna göre; davacının sözleşmede yer alan hizmet bedelini ve cezai şartı talep hakkı bulunmaktadır. Hizmet bedeli 125 nolu bağımsız bölüm için simsarlık sözleşmesinde yazan aylık 4.000,00- TL kira bedelinin esas alınarak, yıllık kira bedelinin yüzde on ikisi üzerinden hesaplanacaktır. Davacı KDV talep etmemiştir....

Ayrıntılı olarak düzenleme yapılmadığından, niteliğine aykırı düşmemek kaydıyla vekalet sözleşmesinin hükümleri simsarlık sözleşmesine de uygulanmaktadır. Simsarlık sözleşmesi TBK m. 520/I'de; "Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir." şeklinde tanımlanmıştır. Kanundan yapılan tanımdan da görüleceği üzere simsarlık sözleşmesinin tarafları simsar ve iş sahibidir. Simsarın sözleşme ile üzerine düşen yükümlülüğü, iş sahibinin üçüncü bir kişiyle sözleşme kurabilmesi için imkan yaratması veya sözleşmenin kurulmasında aracılık rolünü üstlenmesi olup, iş sahibinin sözleşme ile üzerine düşen yükümlülüğü, anılan eylemlerine karşılık olarak simsara ücret ödemesidir....

İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Yerel mahkemenin gerekçesindeki değerlendirme ve nitelendirmelerin hatalı olduğunu, söz konusu simsarlık sözleşmesinin 9....

TBK'nın 520/3. maddesinde simsarlık sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması gerektiği belirtilmiş olup yazılı şeklin unsurlarının mevcut olup olmadığının genel hükümlere göre belirlenmesi gerekir. TBK'nın 14. maddesi uyarınca, sözleşmede tarafların imzalarının bulunması şarttır. Diğer yandan, bu belgenin simsarlık sözleşmesi sayılabilmesi için simsarlık sözleşmesinin asli unsurlarını da içermesi gerekir. Bu hukuki açıklamalara göre somut olaya gelindiğinde; davalının simsarlık sözleşmesi olarak dayandığı"Mülk sahibi ile alıcı arasında gayrimenkulün satışına aracılık yapıldığına dair komisyon akdi ve alım ve satıma ilişkin olarak taraflar arasında cayma akçesinin verilmesine dair akid" isimli belge mevcut olup simsarlık sözleşmesinin unsurlarını taşıdığı anlaşılmaktadır. Sözleşmede mülk sahibinin imzasının bulunmamasının simsarlık sözleşmesinin geçerliliğine etkisi yoktur....

“Davacı, simsarlık sözleşmesinden doğan komisyon bedeli ve cezai şartın tahsili için başlattığı takibe vaki itirazın iptali istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davacı emlakçı ile davalı arasında imzalanan sözleşmeler 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 520. maddesindeki (Eski BK md 404.) şartlara uygun geçerli bir simsarlık sözleşmesidir. Simsarlık sözleşmesi, simsar ile bu sözleşmeyi imzalayan kişi arasında hak ve borç doğuran bir sözleşmedir. Öyle olunca davalı, şartların gerçekleşmesi halinde, davacıya karşı sözleşme ile yükümlendiği ücretten sorumludur. Davalının, davacı komisyoncuyu devre dışı bırakarak, maliki olduğu sözleşmeye konu taşınmazları sözleşme süresi içinde kendisi satıp tapuda alıcısına devir ettiği ve sözleşme hükümleri uyarınca davacının alacağı olan sözleşme bedellerini davacıya ödemediği sabittir....

    Simsarlık sözleşmesinin geçerliliği bir şekle bağlı değildir; ne var ki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 520/3. maddesi (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu m. 404/3) taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi için bir geçerlilik şekli kabul etmiştir. Buna göre, "taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz". Simsarlık faaliyeti sonucu kurulacak sözleşme herhangi bir nitelikte sözleşme olabilir. ------------. sayılı kararında da aynı ilkelere işaret edilmiştir. Simsarlık ücretini talep hakkı, hemen simsarlık sözleşmesinin kurulmasıyla doğmaz. TBK.'nun 521. maddesi gereğince; tellal ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır. Tellalın , ücret isteyebilmesi için simsarlık sözleşmesinde sözü edilen kiralama işinin, tellalın aracılığıyla ve çalışması ile gerçekleşmesi gerekir....

      c)Simsarlık ilişkisi, simsar ile iş sahibi arasında yapılan bir sözleşme ile kurulur. Simsar ile iş sahibi arasında sürekli bir hukuki bağlantı yoktur. Simsarlık sözleşmesinin geçerliliği bir şekle bağlı değildir; ne var ki 6098 sayılı TBK’nın 520/3. maddesi taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi için bir geçerlilik şekli kabul etmiştir. Buna göre, taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli değildir. Simsarlık sözleşmesi vekâlet sözleşmesinin, konusu belirli (akit yapma hususunda aracılık faaliyetinde bulunma) ve simsarın her zaman ücrete hak kazandığı özel bir çeşididir. Bu sebeple TBK’nın 520/2. maddesinde "simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekâlete ilişkin hükümler uygulanır" denilmiştir. Simsarlık sözleşmesi, simsar ile iş sahibi arasında haklar ve borçlar meydana getirmektedir. Kanunun 521- 525. maddeleri arasında sadece simsarın ücret alacağı düzenleme konusu yapılmıştır....

      Dava, simsarlık sözleşmesi gereğince sözleşmede belirlenen cezai şart alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili davalı ile yapılan sözleşme gereğince, sözleşmeye konu taşınmazın davalı tarafından sözleşme süresi içinde kendileri aracı kılınmaksızın satışı nedeni ile sözleşmedeki cezai şart hükümlerine dayanarak taşınmaz bedeli üzerinden davalıdan ücret talep etmiş, davalı ise davacının taşınmazın satışına aracılık etmediğini, satışın kendi imkanları ile yapılması nedeni ile simsarlık ücreti talebinin haksız olduğunu savunmuştur. Uyuşmazlığın çözümü için simsarlık sözleşmesinin hukuki niteliği üzerinde durulmasında yarar vardır: I-)Simsarlık sözleşmesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun(TBK) 520- 525 maddeleri arasında düzenlenmiştir....

      c) Simsarlık ilişkisi, simsar ile iş sahibi arasında yapılan bir sözleşme ile kurulur. Simsar ile iş sahibi arasında sürekli bir hukuki bağlantı yoktur. Simsarlık sözleşmesinin geçerliliği bir şekle bağlı değildir; ne var ki 6098 sayılı TBK’nın 520/3. maddesi (mülga 818 sayılı BK m. 404/3) taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi için bir geçerlilik şekli kabul etmiştir. Buna göre, taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli değildir. Simsarlık sözleşmesi vekâlet sözleşmesinin, konusu belirli (akit yapma hususunda aracılık faaliyetinde bulunma) ve simsarın her zaman ücrete hak kazandığı özel bir çeşididir. Bu sebeple TBK’nın 520/2. maddesinde (BK m. 404/2) "simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekâlete ilişkin hükümler uygulanır" denilmiştir. Simsarlığın önem ve yararı şu şekilde açıklanmaktadır: Bir akdin yapılması için tarafların birbirleriyle buluşmaları lazımdır....

      Taraflar arasında düzenlenen ve inkar edilmeyen 30/03/2016 tarihli satış sözleşmesi başlıklı belgenin (j) maddesinde gayrimenkulün alım satım komisyon işinin davacı şirket tarafından yapılacağının açıkça belirtildiği, bu bağlamda sözleşmenin belirtilen maddesi kapsamında taraflar arasında simsarlık sözleşmesinin bulunduğu, ancak sözleşmeyi imzalayan ...'in sözleşmenin (g) maddesine göre vekaleten imzaladığının açıkça yazılı olduğu, dolayısıyla davalı ...'ın taşınmaz maliki olan babası ......'e temsilen simsarlık sözleşmesinde taraf olduğu, bu nedenlerle TBK 40/1 maddesi gereğince sözleşmenin sonuçlarının doğrudan doğruya temsil olunan taşınmaz maliki ....... 'i bağlayacağı mahkememizce değerlendirilmiştir....

        UYAP Entegrasyonu