Sigortalılardan birisinin 506 sayılı Kanun, diğerinin 1479 sayılı Kanun kapsamında olması halinde, hak sahibi her iki ölüm aylığına da hak kazanacaktır.Ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma ilamında da belirtildiği üzere, ölüm aylığı bağlanma şartları belirlenirken; sigortalıya ilişkin kurallarının sigortalının ölüm tarihinde yürürlükte bulunan düzenlemelere göre; hak sahipliğine ilişkin olan kuralların ise hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükte olan düzenlemelere göre belirlenmesi gerekmektedir. Buna göre sigortalı eşin yaşamını yitirdiği tarih 1/10/2008 sonrası ise davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa'nın 34. ve 54. maddeleri olup, 54. maddenin 5. bendine göre hak sahibinin tercihine göre ana/baba veya eşe ait dosyaların birinden aylık bağlanacağından hakkı doğuran olayın 1/10/2008 tarihinden sonra gerçekleşmesi nedeniyle 5510 sayılı Kanunun 54. Maddesinin uygulanması gerekmektedir....
Kurumca sayılanlar dışında davacının 01.01.1999-31.05.2004 tarihleri arasında sigortalı sayılması halinde ve 25.05.2011 tarihinde tahsis talebi olması halinde, yoksa dava tarihine göre sigortalının aylığa esas toplam hizmet süresi ve prim ödemesi belirlenerek aylık şartlarının oluşup oluşmadığının, borcunun bulunup bulunmadığının kurumdan sorulmak üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının bu noksanlıklar giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine, 11.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava; 02.08.2007 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalının haksahiplerine bağlanan gelirlerin rücuan tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26. maddesidir. 1-506 sayılı Kanunun 26. maddesine göre; İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. Anılan madde ile davalının Kurumun rücu alacağından sorumluğu ancak kusurunun varlığı halinde mümkündür. Somut olayda; sigortalının ölümü nedeniyle hakkında kovuşturma yapılan ve taksirle ölüme neden olma suçundan dolayı cezalandırılan davalı ...’ın kusur durumu belirlenirken, kusurunun ......
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 24.maddesinde hangi hallerde sigortalının hak sahiplerine gelir bağlanacağı, 65. ve 69. maddelerinde ise hangi hallerde sigortalının hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanacağı belirlenmiştir.Yasa’nın öngördüğü koşulların oluşmadığının saptanması durumunda; hak sahibine aylık bağlanamayacağı açık-seçiktir. 506 sayılı Yasa'nın 65.maddesinde ölüm sigortasından sağlanan yardımlar arasında, ölen sigortalının eşine, çocuklarına, ana ve babasına aylık bağlanmasının yer aldığı, 69.maddesinde ise, sigortalının ölümü tarihinde eşine ve çocuklarına bağlanması gereken aylıkların toplamının, sigortalıya ait aylıktan ... olması halinde, artanının, eşit hisseler halinde, sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmayan veya 2022 sayılı Kanuna göre bağlanan aylık hariç olmak üzere buralardan her ne ad altında olursa olsun gelir veya aylık almayan ana ve babasına aylık olarak verileceği, ancak, bunların her birinin hissesinin sigortalıya ait aylığın %25'ini...
in tarımsal iskan edilmek üzere hak sahibi sayıldığı, yine Komisyonca ... numaralı karar ile daha önce hak sahibi olarak belirlenen davalı ... ve aile bireyleri olan diğer davalıların hak sahipliğinin ve ... numaralı kararın iptal edilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Bu itibarla, davalılar tarafından hak sahibi olmalarının iptaline ilişkin Mahalli İskan Komisyonunun ... numaralı kararına karşı İdare Mahkemesinde dava açılıp açılmadığının davalılardan sorularak belirlenmesi, açılmış ise esas numarasının tespit edilerek dava dosyasının kesinleşmiş ise aslının, kesinleşmemiş ise onaylı örneğinin incelenmek ve iade edilmek üzere bulunduğu yerden getirtilerek dosya arasına alınması, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın Yerel Mahkemeye GERİ ÇEVRİLMESİNE, 12.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Aynı maddenin son fıkrasında ise; “Birinci fıkradaki sıralamaya göre yapılacak değerlendirmeler sonucunda, bir kişide ikiden fazla gelir veya aylık birleştiği takdirde, bu gelir ve aylıklardan en fazla ödemeye imkân veren iki dosya üzerinden gelir veya aylık bağlanır, diğer dosya veya dosyalardaki gelir ve aylık hakları durum değişikliği veya diğer bir dosyadan gelir veya aylığa hak kazanıldığı tarihe kadar düşer.” şeklinde düzenlenmiştir. Sürekli iş göremezlik gelirinin yarıya indirildiği durumlarda, peşin sermaye değerli gelirin, gelir başlangıç tarihi itibariyle %50 üzerinden belirlenmesi; bu oran üzerinden belirlenmiş olan peşin sermaye değerli gelire, gelir başlangıç tarihinden, gelirin yarıya düştüğü tarihe kadar ödenen gelirin %50 fark oranına karşılık miktarının ilavesi gerekecektir....
Hak sahibi annenin iş kazası kolundan gelire ve ölüm sigortası kolundan aylığa hak kazandığı açıktır. Ancak, 506 sayılı Yasanın 92.maddesine göre, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazaları ile meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır. Bu aylık ve gelirler eşitse, iş kazaları ile meslek hastalıkları sigortasından bağlanan gelirin tümü, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından bağlanan aylığın da yarısı verilir....
II-CEVAP: Davalı vekili, 5434 sayılı Kanunun mülga 32. maddesinde öngörülen fiili hizmet zammı süreleri sigortalının hem prim ödeme gün sayısına hem de sigortalılık süresine eklendiği, yaşlılık aylığına hak kazanma koşullarını belirleyen 506 sayılı Kanunun geçici 81. maddesinin B ve C bentlerine göre 23.05.2002 tarihindeki sigortalılık süresi tespit edilerek aylığa hak kazanma koşullarının belirlendiği, buna göre 23.05.2002 tarihine kadar geçen fiili hizmet zammı süreleri de sigortalılık sürelerine ilave edilerek aylığa hak kazanma koşullarının belirlendiği, 23.05.2002 tarihi itibariyle 13 yıl 10 ay 8 gün sigortalılık süresi, bu süreye 2 yıl 8 ay 3 gün fiili hizmet zammının eklenmesi ile bu defa 16 yıl 6 ay 10 gün sigortalılık süresinin bulunduğu, geçici 81-B/b fıkrasında öngörülen 25 yıl sigortalılık süresi, 49 yaş ve 5300 prim gün sayısı koşulunun yerine getirmesi halinde tarafına yaşlılık aylığı bağlanabileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Yine aynı yönetmeliğin; “Tahsis Talep Tarihi” başlıklı 67 nci maddesinin 3 üncü fıkrasında “Aylığa hak kazanılmış ve aynı ay içinde olmak kaydıyla, tahsis talep tarihinden sonra işinden ayrılan veya işyerini kapatan sigortalıların tahsis talepleri de geçerli sayılır” hükmüne, 7 nci fıkrasında “Tahsis talep tarihinde Kanunda yaşlılık aylığı için belirlenen yaş ve sigortalılık süresi şartlarından birini yerine getirememiş olan, ancak yerine getirilemeyen şartı tahsis talep tarihinden itibaren bir ay içinde yerine getiren sigortalının tahsis talebi, bu şartın yerine getirildiği tarih itibarıyla geçerli sayılır.” hükmüne yer verilmiştir....
Mahkemece, bozma ilamına uyulup davanın kabulü ile, davacının 12/01/2010 tarihi itibariyle 506 sayılı kanun kapsamında SSK hizmetlerinden dolayı emekliliğe hak kazandığının tespitine, davacının 01/02/2009-31/12/2009 tarihleri arasında çakışan sigortalılığı sebebiyle Bağ-kur sigortalısı sayılamayacağının ve bu döneme ilişkin prim borcunun bulunmadığının tespitine ve davacının 09/05/2003-31/01/2009 tarihleri arasında sadece vergi kaydından dolayı Bağ-Kur sigortalısı sayılamayacağının tespitine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, davacının sigortalılığının tespitine ilişkin kurulan hüküm yerinde ise de, 506 sayılı Yasa'nın 62. maddesine göre yaşlılık aylığı, sigortalının, aylık bağlanması için Kurumda yazılı istekte bulunduğu tarihi takip eden aybaşından başlayacağı dikkate alınmaksızın tahsis talep tarihi itibari ile aylığa hak kazandığının tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....